Ermeni tasarısı nedeniyle Türk dış politikasının sıkıştığı eleştirisine katılıp katılmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Biz tabii sıfır sorun politikamızı kararlı bir şekilde sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Ama biz elimizi uzatırken karşımızdaki elini yumruk haline getiriyorsa bizim yapacak bir şeyimiz olmaz. Ama biz her zaman elimizi barış için uzatacağız, sevgi için uzatacağız, yeter ki karşımızdaki eller yumruk haline gelmesin" dedi.
Başbakan Erdoğan, Ermeni tasarısının başka ülkelerin parlamentosunda kabul edilmesi konusundaki görüşünün sorulmasına karşılık da "Bunların hiçbirisi bizi ilgilendirmez. Bunların hiç birisinin Ermenistan-Türkiye arasında bir yeri yok. Bunlar kendi kendilerine rol çalıyorlar. Bu ülkelerin Ermenistan ile ne alakası var, bunlara kim bu görevi verdi? Nereden çıkarıyorlar bu görevi? Burada eğer taraf ülke varsa bu Türkiye Ermenistan'dır- eğer taraf ülke varsa... Bunlar almış oldukları bu kararla şov yapıyorlar... Ve Ermenistan halkına da zarar veriyorlar... Bir şey eğer olacaksa da çıkmaza giriyor" yanıtını verdi.
Türkiye'deki Ermeniler
Erdoğan, "Bakın benim ülkemde, 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine hadi siz de memleketinize diyeceğim, bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar. Ülkemde de tutmak zorunda değilim. Yani şu anda bizim bu samimi yaklaşımlarımızı bunlar bu tavırlarıyla ne yazık ki olumsuz istikamette etkiliyorlar, bunların farkında değiller" dedi.
Ermeni tasarısı nedeniyle ABD ile yaşanan gerginliğin Türkiye'nin Ortadoğu'da oynamak istediği rolü gölgeleyip gölgelemeyeceğinin sorulması üzerine Erdoğan, "Biz elimizden geleni yaparız. Yani her şeyi sonuna kadar götürmek, neticelendirmek, rol çalmak - bizim böyle bir görevimiz yok. Biz iyi niyetle bir şeyler yapmanın gayreti içerisindeyiz. Bölgede, ikili, tüm bunlarda biz acaba dünya barışına nasıl katkıda bulunabiliriz? Hep bunun gayreti içerisindeyiz. Ermenistan ile olan ilişkilerde de bugüne kadar hep bu yaklaşım içinde olduk, bu anlayış içerisinde olduk, ama bazıları herhalde bizi anlamak istemiyorlar. E bu da bizi üzüyor tabii" dedi.
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile İsrail arasındaki arabuluculuğuna ve Türkiye'deki Ermenilere ilişkin olarak, "Bu bizim isteğimizdir, burada illa olsun diye de bir gayretimiz yok. Şu anda bizim örneğin Irak ile yaptığımız anlaşmalar var; 48 anlaşma yapmışız. Suriye ile 51 anlaşma yapmışız. Suriye bizimle bu anlaşmaları yaparken, ülkesindeki Ermenilerden dolayı ben bu anlaşmayı yapmıyorum dememiştir. Niye? Bize inanmıştır, biz de Suriye'ye inanmışızdır. Arabuluculuk noktasında zaten Suriye'nin bize karşı olan yaklaşımı çok farklı. Yani şurada bir şeyi çok açık net ortaya koymamız lazım. Özellikle İran, Irak, Suriye bu bölgede, tabii Ermenilerin de yerleştiğini bilmemiz lazım. Yoğun şekilde mesela İran'da Ermeni var. Aynı şekilde Suriye'de Ermeniler var. Ama bizim bu ülkelerle bu görüşmelerimizi hiç bir zaman engellememiştir" ifadesini kullandı.
"Bizim ülkemizde 100 bin kadar vatandaşımız olmayan Ermeni'nin bizde yaşamasına çalışmasına müsaade ediyorsak, bu da bizim bir yaklaşım tarzımızdır" diyen Erdoğan, "Ne denli barışa yönelik bir yaklaşım tarzı içerisinde olduğumuzu göstermesi bakımından önemlidir ama bunun karşılığını da bizim görmemiz lazım. Eğer biz bunun karşılığını göremezsek herhalde biz de başımızın çaresine bakacağız" dedi.
BBC muhabirinin Erdoğan'ın bu sözleriyle Ermenilerin Türkiye'den sınırdışı edilmesini mi kastettiğini sorması üzerine Erdoğan ile Alkan arasındaki diyalog şöyle gelişti: "...Gerekirse.... BBC Türkçe: "Sınırdışı ederiz diyorsunuz?" Erdoğan: "Ama tabii dünden bugüne değil..."
BBC Hub'a da katıldı
Başbakan Erdoğan, Londra'da ayrıca BBC'nin Hub programına katılarak, Nik Gowing'in çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde 1915 olayları ile ilgili tasarının kabul edilmesinin ardından Türkiye-ABD ilişkilerinin nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Erdoğan, ABD'ye hala inandığını ve güvendiğini kaydetti.
Konuyu aslında tarihçilerin çözmesi gerektiğini, bunu parlamentoların çözmeye kalkmasının çok yanlış olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu bir komedidir, böyle bir şey olamaz" diyerek, siyasetçilerin sadece siyaset yapması gerektiğini bildirdi.
Erdoğan, bu konunun ABD ile ilişkilere ciddi şekilde zarar verip vermeyeceğinin sorulması üzerine de, "Buna katılmıyorum. Böyle bir şeyi mümkün diye düşünmüyorum. Şunu da söylememiz lazım: Türkiye-ABD ilişkileri Ermenistan ilişkileriyle kesinlikle bağlantılı değildir. Stratejik ilişkilerimiz var" dedi.
Parlamentoların "tarihin montaj odası olmaması gerektiğini" söyleyen Erdoğan, eğer bu böyle tespit edilirse Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin aynı kararlılıkla sağlıklı bir şekilde yine geleceğe yürüyeceğini kaydetti.
İncirlik üssünün kapatılmasına ilişkin AK Parti yetkilileri tarafından yapılan bazı önerilerin hatırlatılması üzerine de Başbakan Erdoğan, böyle bir şeyin söz konusu olmadığını bildirdi.
İran
İran'ın nükleer enerji programı ile ilgili soru üzerine Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin nükleer silahlara sahip olduğunu, bu çerçevede nükleer silaha sahip bir ülkenin bir başka ülkeye onun nükleer silah üretemeyeceğini söyleme durumunda olamayacağını söyledi.
Erdoğan, İran'ın ısrarlı bir şekilde nükleer enerjiyi sivil amaçla kullanmak istediğini söylediğini belirterek, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinacad'ın da kendisine birçok kereler bu konuyu bu yönde aktardığını, bu nedenle bu konuyu 'İran'ın nükleer silahlara sahip olmak istediği' şeklinde manipule etmenin doğru olmadığını kaydetti.
Ahmedinecad'ı birçok kereler uyararak, Türkiye'nin bölgede nükleer silah istemediğini söylediğini bildiren Erdoğan, İranlı liderin de kendisine nükleer silah edinme düşüncesi taşımadıklarını söylediğini aktardı.
Nik Gowing'in, bu konunun Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendirdiğini söyleyerek, bazı bölge ülkelerinin ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun inanmamasına rağmen kendisinin Ahmedinejad'a inanıp inanmadığını sorması üzerine, Başbakan Erdoğan, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun ve istihbarat örgütlerinin bu konuda kesin bir raporu bulunmadığını söyledi.
Erdoğan, "Hepsi şu anda dedikodudur. Çünkü şu anda olmuş böyle bir şey yok. Olmadığına göre, olmayanı konuşmanın da bir anlamı yok" dedi.
İsrail'in Türk hava sahasını kullanarak İran'a saldırmasına Türkiye'nin izin verip vermeyeceği sorusuna Erdoğan, "Bunu ben hiç duymadım, duymak istemem. Böyle bir şey söz konusu bile olamaz" yanıtını verdi.
Gowing, programında Başbakan Erdoğan'ın İran lideri Ahmedinecad'ı "dostu" olarak nitelendirdiğini ve İran ile iyi ilişkiler kurduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin Avrupa ile Orta Doğu arasında önemli bir dönüm noktasında olduğu yorumunda bulundu.
AB ilişkileri
Gowing, Başbakan Erdoğan'a, bu çerçevede AB ile ilişkileri ve Türkiye'nin AB'ye katılım sürecinin yavaşlayıp yavaşlamadığını sordu. Erdoğan da "Her şeyden önce şunu çok rahat söylemem lazım: AB sürecinin yavaşlaması diye bir şey söz konusu değil" diyerek, şimdiye kadar gelinen süreci özetledi.
AB Komisyonunun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin dün Ankara'da olduğunu hatırlatan Erdoğan, Füle ile birçok konuyu detaylı şekilde ele aldıklarını anlattı.
Türkiye'nin, geriye kalan fasılların açılması konusunda kararlı olduğunu tekrarlayan Erdoğan, Gowing'in, "Türkiye'nin özellikle Almanya ve Fransa'nın itirazları nedeniyle AB'den vazgeçtiği ve yeni Osmanlıcılığa ve Türk emperyalizmine yöneldiğine ilişkin bazı spekülasyonlar var" yorumuna, "Her şeyden önce AB Türkiye'ye kapısını kapamadığı sürece Türkiye AB yolunda kararlı bir şekilde yoluna devam edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" karşılığını verdi.
İngiltere'nin de bir zamanlar imparatorluk olduğunu, Türkiye'nin de Osmanlı İmparatorluğu'nun mirasçısı olduğunu hatırlatan Erdoğan, ülkelerin tarihleri üzerine kurulu olduğunu, Türkiye'nin de tarihi üzerine yeni bir ülke kurduğunu kaydetti.