Özgündüz'ün konuşmasının tam metni:
"Değerli basın mensupları, sevgili Azerbaycan Başkonsolosu ve Azerbaycan Parlementosu’nun saygıdeğer Milet vekilleri, siyasi parti temsilcileri, aziz milletim; bu acı günde bir daha tekrarlanmamak üzere, inşallah Karabağ’ın kurtuluşu ile, o günü kutlama umudu ile, bu hava şartlarına rağmen buraya toplanmış olmanızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum ve hoş geldiniz diyorum.
Bu soykırım meselesi bir asır önce Türkiye’de emperyalist güçlerle Türk devleti savaşırken milleti sadıka olarak bilinen içimizdeki Ermeniler, birden bire ne işse hain millete dönüşmüş, yedi düvelle savaşan devletini arkadan hançerlemiş ve devlet en yumuşak olanını seçerek, hiç değilse arkadan hançerlenmesin diye onları tehcire yönlendirmiş ve bu sırada da mukateleler olmuştur. Geçtikleri yerleri yakıp yıkmışlar. Bunun da canlı şahitlerinden hala yaşayanlar var. Şahit olacak kadar babasıdan dinleyen yüzlerce insan şuan da buradadır. Ermeniler o zaman da yaktılar yıktılar, geçtikleri her köyde katliam yaptılar. Ne işse şimdi dünya o günkü olaylara yoğunlaşmış, o gün bir soykırım oldu mu olmadı mı bunun derine düşmüş. Oysa bütün dünyanın gözünün önünde daha birkaç yıl bundan önce Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde kimi yerde katliam, kimi yerde soykırım tarifine uygun cinayet işlenmiştir ve bir milyonu aşkın oradaki soydaşımız, akrabamız sürgün hayatı yaşamakta. Kendi vatanında gurbeti yaşamakta, karda- kışta, çilede kamp hayatı yaşamak zorunda bırakılmıştır. Nedense dünya bununla pek ilgilenmiyor. Biz bu noktada, diplomatik çabalar noktasında Azerbaycan Devletinin daha çok desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Çünkü, en kötü barış, en iyi savaştan daha iyidir. Sevgili Prezdentimiz İlham Bey’in de bu konudaki gayretleri takdire şayandır.
Ancak diğer Türk Cumhuriyetleri ve İslam ülkelerinin de bu çalışmalara ciddi, caydırıcı ve barışçıl yoldan sonuç elde edecek katkı yapmalarını da bekleriz. Ve ne yazık ki bu konuda çokta razı olduğumuz düzeyde katkı göremiyoruz. En azından biz diplomatik ve siyasi yollardan çözüleceğini umuyor ve umut ediyoruz. Ermenilerin maceraperestleri çoğunlukta ne yazık ki, ama inanıyorum aklı başında, akil insanları da bulunur da, dört tarafı yüzük taşı gibi Türk ve genellikle de Azerbaycan Türkü olan, bir avuç Ermeni orada Türk toprağını, Azerbaycan toprağını işgal etmek sureti ile bütün bu etraftaki Türk Milletinin hışmını, düşmanlığını kazanmıştır, hiçbir zaman huzur bulamaz ve huzur içinde yaşayamaz.
Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nin Azerbaycan’ın yanında, her ülkeden daha fazla durduğunu da biliyoruz. Sevgili Başbakanımız da hem burada hem farklı platformlarda hem Azerbaycan’da, Karabağ sorunu halledilmeden Ermenistan kapısının açılmayacağını deklare etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının sözünün arkasında duracağını biliyoruz ve buna inanıyoruz. Gerekli desteği herkesten çok Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiğine inanıyoruz. Diğer İslam ülkelerinin ve Türk Cumhuriyetlerinin de Türkiye kadar katkısı olsa, daha kolay çözümlenecektir bu hadise, diye umuyoruz. Ama eğer bize savaştan başka seçim bırakmazlarsa, bildiğiniz gibi Iğdırımız, Ermenistan’ın oraya bize tahmin edilen, empoze edilen, sonradan oluşturulan devleti ve başkenti, bizim kırk kilometremizdedir. Burada yaşayan ve T.C. vatandaşı onuru taşıyan üç milyon Azerbaycan Türkü, arkasında da onlarla birlikte gönül birliği içinde olan yetmiş milyon necip Türk Milleti, sel olur akar, volkan olur patlarız Erivan’ın üzerine.
Biz vatanı namus sayıyoruz. Peygamberimiz buyuruyor ki, vatanı işgal edilip savaşmayan bir erkek, Allahın en nefret ettiği erkektir. İş savaş seçeneğine kalırsa, Ermenistan’ın nüfusu kadar burada Azerbaycan Türkü vardır. Siz dediniz ki Karabağ’a yürürüz, biz Karabağ’a yürümeyiz, oraya yedi milyon Azerbaycan Türkü akacaktır, biz Erivan’a akarız."
Özgündüz, konuşmasının sonunda Azerbaycan İstanbul başkonsolosu ve Azerbaycan milletvekillerine dönerek, “Burada söylediklerim slogan değil, Türk Milleti ve özellikle Azerbaycan Türkleri, gönlüyle, canıyla, malıyla yanınızdadır. Karabağ’ı Ermeniye mezar ederiz, aklını başına toplasın” diyerek konuşmasına son verdi.