Al Thani, "kardeşim ve arkadaşım" diye nitelendirdiği Başbakan Erdoğan'ı ülkesinde görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, toplantıyı, "bir dönüm noktası" diye tanımladı ve ikili ilişkilere büyük önem verdiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın, iki ülkenin "stratejik meclis" kurma önerisinde bulunduğunu belirten Al Thani, "Böyle bir meclis kurulmasını biz de istiyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan da, iki ülke arasındaki ilişkilerin 7 yıl öncesine göre çok daha farklı bir noktada olduğunu vurguladı.
İki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 24 milyon dolardan başladığını anımsatan Erdoğan, 2008 yılı sonu itibariyle bu rakamın 1.2 milyar dolara ulaştığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"2009'da küresel kriz sebebiyle bir düşüş yaşanmış olsa bile bunun tekrar toparlanarak çok daha iyi bir konuma geleceğine inanıyoruz. Aramızda enerji alanında ciddi adımları atmaya hazırlanıyor, bunun planları içerisindeyiz. Aynı şekilde kültürel işbirliğimiz heyecanını çok daha artırarak devam ediyor. Uluslararası camiada siyasi noktada işbirliğimiz, dayanışmamız devam ediyor. Birbirimizle aramızdaki dostluk ve kardeşlik bağları güçlenerek devam ediyor.
Özellikle bölgesel sorunları çözmede Türkiye-Katar bakış açılarını ele aldığınızda, burada örtüşen bakış açılarını görmek bizleri ayrıca mutlu ediyor ve bu süreç içerisinde bunları görmenin yanında özellikle de 20'yi aşkın müteahhit firmamızın Katar'ın inşasında şu ana kadar 8,5 milyar doları aşkın bir yatırımı gerçekleştirdiklerini, gerçekleştirmekte olduklarını görüyoruz. Ben bunun artarak devam edeceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum."
"500 milyon dolarlık sözleşme imzalandı"
Başbakan Erdoğan, tarım ve gıda sektöründe bugün 500 milyon dolarlık sözleşme imzalandığına işaret ederek, "Bu anlaşmalar inanıyorum ki iki ülke arasında gıda sektöründe çok farklı bir sıçramaya vesile olacaktır. Bunu adeta görür gibiyim. Bunun da hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu bizim ticaret potansiyelimize de yakışan bir ilk adım olmuş oldu" diye konuştu.
Katarlı bir gazetecinin, "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yarın İran'a gideceğini anımsatması ve Türkiye'nin İran'ın nükleer çalışmaları konusunda ara buluculuk yapıp yapmayacağını sorması" üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Davutoğlu'nun yarın buradan Tahran'a bir ziyareti olacak. İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak biz de uzun süredir yardımcı olmaya gayret ettiğimizi söyleyebilirim. Nitekim daha önceki Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nun Başkanı Muhammed El Baradey'in bir açıklaması olmuştu; 'Türkiye bu takas işlemiyle alakalı olarak bir merkez olabilir' demişti. Burada henüz bir mutabakat sağlanmadı. Daha sonra Amerika da aynı teklifi getirdi.
Eğer böyle bir görev Türkiye'nin üzerine düşerse, Türkiye olarak biz de bu takas işleminin yapılması için her zaman hazırız. Şu anda da bu nükleer programla ilgili bunun sıkıntıya dönüşmemesi ve bir hal yoluna girmesi konusunda bizler çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sürece yardımcı olmanın gayreti içerisindeyiz. Çünkü biz bunun artık insani amaçlı kullanılması ve bölgemizde bir nükleer silah kullanımının oluşmasına vesile olacak adımların atılmasından yana değiliz. Buna karşıyız ve bu konuda çabamız devam edecektir."
"Gazze'ye verilen sözler tutulmalı"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gazze'ye yardımlar konusunda Mısır'ın tutumuna ilişkin bir soruya" karşılık da, şunları söyledi:
"Şu anda Gazze'nin dört tane giriş kapısı var. Bunlardan bir tanesi de Mısır girişi. Fakat henüz bu dört girişten de ne yazık ki Gazze'nin inşasına yönelik olarak müsaade yok. Ancak diğer yardımlar için ilaç, gıda gibi zaman zaman müsaade veriliyor. Bu konuda başta BM olmak üzere İsrail'in uyarılması ve Mısır'ın da sürece çok daha farklı bir katkı sağlaması gerekmektedir ki alt ve üst yapı noktasında Gazze'de bu çalışmalar başlatılabilsin.
Zira şu anda 5 bin kadar aile malum hala çadırlarda yaşamaya devam ediyor. Türkiye olarak biz bu sürece verdiğimiz sözlerde durmak üzere hazır olduğumuzu hep ifade ettik ve Katarlı kardeşlerimizle de yaptığımız görüşmelerde zaten kendileri de bu konuda yardımcı olmaya hazır olduklarını söylediler. Süratle, yoğun bir şekilde, Şarm El Şeyh'te bir yıl önce söz veren ülkeler, bu sözlerini yerine getirmelidirler diye düşünüyorum."
Al Thani: "Türkiye'ye güvenimiz çok büyük"
Al Thani de, Türkiye'nin İran'ın nükleer enerji programına yönelik arabuluculuk yapması konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine, "Türkiye'ye güvenimiz ve itimadımız çok büyük. eğer Türkiye'ye böyle bir görev düşerse çok iyi olur" karşılığını verdi.
Bir gazetecinin, "krize rağmen, Türkiye'nin kredi notunun yükseldiğini anımsatarak, Katar'ın Türkiye'de yatırım yapıp yapmayacağı" sorusuna karşılık Al Thani, Türkiye'ye güvenlerinin "tam" olduğunu, ekonomik istikrar bulunduğunu belirterek, "Türkiye'ye yatırım yapma konusunda bir çekincelerinin olmadığını" söyledi.
Toplantı öncesinde, Bahçıvan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ile Katar firması Hasat Hud arasında 500 milyon dolarlık bir tarımsal işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşma et, süt ve gıda üretimi alanlarında Türkiye'nin değişik yörelerinde entegre tesislerin kurulmasını da öngörüyor. Bu yıl başlaması planlanan çalışmalar kapsamında üçüncü ülkelere de ihracat öngörülüyor. Erdal Bahçıvan, başta GAP olmak üzere diğer bölgelerde ortak tesislerin kurulacağını ifade etti.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan da, anlaşmanın Türk gıda sektörü için önemli bir adım olduğuna işaret ederek, bu alanda Türkiye'ye yatırım yapacak diğer Orta Doğu ülkeleri için önemli bir örnek olduğunu vurguladı.
Erdoğan-Clinton buluşması
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı kabul etti.
Four Seasons Otel'de yaklaşık 1 saat süren görüşmenin başından, görüntü almasına izin verildi.
Clinton'ın Başbakan Erdoğan'ı İran'a yaptırımların sıkılaştırılması konusunda ikna etmeye çalışacağı belirtiliyor. Görüşmede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun yarın İran'a gideceğine işaret edilerek, Davutoğlu'nun diplomatik zeminde atılması gerekli adımlar konusunda iyimser bir şekilde İran'a gittiği vurgulandı.
Ermenistan Anayasa Mahkemesinin kararının da değerlendirildiği görüşmede, bu konuda Türkiye'nin üzerine düşeni yaptığı, kararın süreci yokuşa sürücü nitelikte olduğu ifade edildi. Ayrıca, Türkiye'nin Ermenistan meselesini Kafkasya'nın normalleşme süreci içinde gördüğüne, Minsk Grubu'nun bu konuda çözüm için daha aktif bir rol içinde olmasının gerektiğine vurgu yapıldı.
Clinton, ikili temaslarda bulunacağı Arap ülkeleri liderlerinden de İran konusunda destek isteyecek.
Clinton, İran ile ilgili kulisini, Katar'dan Suudi Arabistan'a taşıyacak. Aynı önerileri, Suudi yetkililere de aktaracak ve İran'a yaptırıma karşı çıkan Çin'i, ikna etmelerini isteyecek.
Amerikan Genelkurmay Başkanı Mike Mullen da Ortadoğu gezisinin ilk durağında Mısır'da Cumhurbaşkanı Mübarek'le İran'ın nükleer programını görüştü. Mullen, İran'ın nükleer programının bölge için tehdit oluşturduğunu söyledi ve İran'ı Ortadoğu'yu istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.