Avrupa Ehlibeyt Alimleri Birliği ve Avrupa Ehlibeyt Gençliğinin organiza ettiği “Avrupa Aşura konferansı” binlerce kişinin katılımıyla Almanyanın Dortmund Wessfallen konferans salonunda yapıldı.

Avrupa ülkelerinin çeşitli şehirlerinde yaşayan ehlibeyt dostlarının katılımın yoğun olmasından dolayı katılımcıların yüzlercesi dışarıda kaldılar.  “Avrupa Aşura konferansı” sabah saat 10.00 da sine destlerinin salona alınmasıyla başladı.

Dortmund şehri“ Lebbeyk ya Hüseyin! “  “ lebbeyk ya Mehdi” nidalarıyla inledi.

Konferansta konuşmacı olarak kürsüye çıkan Hüccet-ul İslam  Seyyid Cevad Halkalı, İmam Hüseyin (a.s) hayatı ve Kerbela kıyamının tarihi seyrine değinerek, İmam Hüseyin’in ( a.s) altı aylık yavrusu Ali Asker'i Allah yolunda şehid vermesinin en büyük fedakarlık olduğunu bundan dolayı Ali Asker’in kanının “mazlum kan” olarak adlandırıldığını söyledi.

Türkiye'den konuşmacı olarak katılan Kıble Dergisi Genel Müdürü, araştırmacı,  Kadir Akaras, İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamının felsefesine değinerek, toplumun kaderini belirlemede  kadın ve erkeğin birlikteliğini ve Kerbela kıyamındaki rollerini açıkladı. Akaras konuşmasında Avrupa'da da kadının toplumdaki fonksiyonu olduğunu ama İslam'da bu birlikteliğin daha farklı ve daha mükemmel bir şekilde ortaya koyulduğunu söyledi.

Avrupa Ehlibeyt Alimleri Birliği yönetim kurulu üyesi Ş. Sabahattin Türkyılmaz, İmam Hüseyin ( a.s ) kıyamını diğer kıyamlardan ayıran özelliğinin, bu kıyamın ilahi ve evrensellik özelliğine sahip olduğunu belirterek şöyle söyledi “İmam Hüseyin’in (a.s) kıyamı bölgesel, zamansal, mezhebi, kavmi, milli değildir, ilahi ve evrenseldir bir kıyamdır” dedi.

Arzu Çetinkaya “Kadının Kerbela Kıyamında Rolü” başlıklı makalesininden sonra bir şiirle konferansa da kadının rolünü göstermiş oldu.

Kerbela konferansının en fazla ilgi çeken ve gözyaşlarıyla izlenen bölümü Kerbela katliamını canlandıran Avrupa Ehlibeyt Gençliği'nin (Beringen/ Belçika) hazırladığı tiyatro idi.

Konferansın son bölümü Avrupa Ehlibeyt Alimleri Birliği Yönetim kurulu üyesi Hüccet-ül İslam Ş. İsrafil Demirtekin’in mersiye okuması ve ardından ağıtlar ve sinezenlerle son buldu.