Halkalı'daki cuma hutbesine yağmura rağmen büyük ilgi vardı. Yağış nedeniyle dışarıda yer hazırlanamayınca cami içerisinde büyük bir yoğunluk yaşandı. Hutbesinin birinci kısmında İmam Hüseyin'e niçin ağlıyoruz, sorusunu yanıtlayan Özgündüz, hutbenin ikinci kısmında ise domuz gribine ve açılımlar konusuna değindi:
Merhamet, en yüce hasletlerden biridir. Allah'ı anarken rahman ve rahim sıfatlarıyla anıyoruz. Merhametin olmadığı yerden Allah rahmetini kesmiş demektir. Bir toplum, bir insan merhametini kaybetmişse, ne kalmıştır ki?
Niye ağlıyoruz? Ağlamak; merhamet hissini geliştirir, sevgi bağını yeşertir. Peygamberimiz Huseyn'e ağlayın, diye buyurmuştur. İslam önderleri, rehberleri, İmam Huseyn (as) için ağlamışlar, meclisler düzenlemişler.
Peygamber ağlıyor, Zehra gözyaşı döküyor, sen de Onlarla aynı şeye ağlıyorsun. Zehra'yı, Huseyn'e ağlarken yalnız bırakmıyorsun. Mahşerde bunlar çıkacak karşına. Biz, Onların şefaatine çok muhtacız. Bu bize çok lazım. O gün, mahşer gününde Huseyn ezadarlarını hor görenler herşeyi anlayacaklardır. Peygamber sorsa ki; "Benim yas günümde niye şad idin?" diye, ne cevap vereceksin? Komşunun bile cenazesi varken saygı gösterdin, peygamberinin kan ağladığı günde niye ağlamıyorsun?
Allah, bizi Peygamber'den ayırmasın. Biz, burada O'nun sevinciyle sevinip; üzüntüsüyle üzülüyoruz; orada O bize sahip çıkar. O bize çok lazım. Kara gün, o gündür ki, Peygamber sana sahip çıkmıyor, senden yüz çeviriyor. Bundan daha kara bir gün olur mu?
Huseyn, kimin için öldü? Ailesi için, oğlu için değil. O altı aylık bebeğine kadar kurban verdi. Bizim için, insanlık için, iyilik için kendini ve ailesini kurban verdi. Huseyn, güzellikler yaşansın diye direndi. Onu anmak vicdan meselesi değil mi? O yüzden Muharrem ayı bizim yas ayımızdır. Bu ayda şen işler yapmayız.
Aşura Günü, mümkün derece, eğer mecburiyetiniz yoksa iş yerlerinizin kapalı olması daha uygundur. Yasımız var çünkü. İmamımız ölmüş, peygamberimiz ağlıyor. İmkanı olan hiç çalışmasın. Mecbur olanlar da öğleden sonra çalışsın. O da münkün değilse, o günün kazancını, kârını versin Hüseyin yoluna, vicdanı rahat etsin.
İmam Zaman ağlıyor, sen başka şeyler peşinde gitme. Git, İmam'ınla derdini paylaş, Zehra'ya başsağlığı ver. Peygamber ağlıyor, sen nereye gidiyorsun? Allah, dünya ve ahirette bizi Ehlibeyt'ten ayırmasın.
İkinci hutbe : Ülkemizin gündemiznde domuz gribi var. Anlatılan kadarıyla domuz gribi diğer griplerden fazla insan öldürmüyor; Fakat daha kolay yayılıyor. Eğer birilerine bulaşmışsa, belirtileri varsa o kişi dikkatli olmalıdır. Başkasına bulaştırılırsa vebal altında kalır. Hasta kişiler insanların toplu halde bulundugu yerlere, camiye, kahvehaneye vs gitmesin. Bu konuda önlemimizi almamız gerekir. Sağlık bakanıyla başbakan farklı düşünüyor olabilir. Sağlıkla ilgili yetki mercii Sağlık bakanlıgıdır; Aşınızı olun.
Biz tedbiri almakla mükellefiz takdir Allah'ındır.
Açılımlar iyikide oluyor mu? Niye oluyor? Bu konuya Aşura konuşmamda büyük ihtimalle değineceğim. Ancak şunu belirtmeliyim ki, milli birliğimiz, toprak bütünlüğümüz, devletimizin kudretli bekaaı hertürlü polemiğin, tartışmanın üzerinde tutulmalıdır.Herkes tartışmasında, görüşmesinde bu noktaya dikkat etmelidir. Bunu hiçkimsenin pazarlık konusu etme hakkı yoktur. Milletimiz, hiçkimseye bunun pazarlığını yapma hakkı vermemiştir. Herkesin hakkı verilsin, o başka birşey.
İzmir'in Bornova İlçesinden kardeşlerimiz buradalar.O bölgede yeni bir arsa almışlar, katkılarınızı bekliyorlar. Bu tür hayır işlerinde Zeynebiye unutulmuyor, hatta ilk akla gelen isim oluyor. Bizimde inşaatımız var, diyeceksiniz ama bizim yaramız 5-10 TL ile sağalmaz. Orada da bir kuş göğsü kadar yerimiz olsun. Türkiye'nin neresşnden gelinirse gelinsin biz üzerimize düşeni yaparız, yapmışız. Gönlünüzden koptuğuca katkınızı yapın Allah kabul etsin. Ahiret için en iyi azık budur. Allah Resulullah'ın duasını, ahirette şefaatini nasip etsin. Allah İslam alemine ve ülkemize huzur, güven ve bereket ihsan etsin.