Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki Cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri, hutbesinin birinci kısmında "güvenilir insan" modelinin üzerinde durdu. Özgündüz şunları söyledi:
Birinci Hutbe
Aziz müminler; sadakat; sözüne güvenilirliktir. Sözünde, vaadinde duran insan.. Kufeliye vefasız olduğu için 1400 yıldır lanet ediyoruz. Lanetlediğin sıfat kendinde var ise, kendine lanet etmiş olursun. Güvenilir insanın üzerinde hadilerde de durulmuştur. Hadislerde, "En iyi amel, eminliktir." buyrulur. "En çirkin amel hıyanettir." Allah, üç şeyde kimseye izin vermez: Emanete hıyanet etmek, vaadinde durmamak, valideyne iyilik yapmamak.
Ayrıca üç şey herhangi bir kimsede mevcut ise, o kişi münafıktır: Güvene ihanet, sözünde durmamak, yalan konuşmak. Münafıkların yeri ise, cehennemin en derin kuyusudur.
İnsan ahirete inanmasa dahi dünyası için güvenilir olmalıdır. Güvenilirlikle kazanacağını ihanetle kazanamazsın. Dünyada da, ahirette de rezil olursun.
Bu toplum, güvenilir bir toplumdur; ülkesine, milletine, bölgesine, komşusuna zarar vermez mi dedirtelim? Yoksa aman, bunlardan uzak durun, mu dedirtelim? Bunu dedirtirsen, dünya senin olsa ne olur?
Bireyler kendi çapında, ailesini, toplumunu, ülkesini, temsil ediyor. Bir Türk yurtdışında kötü bir iş yapsa milletimize mal olur. O halde herkes bu sıfatlar noktasında mensubu bulunduğu aileyi, toplumu ve ülkeyi temsil ettiği için davranışlarına dikkat etmelidir. Dikkat etmezse, toplumda haklı olarak olumsuz davranışları düzeltmek için müdahale eder.
Üstelik bir yandan da Alevi-Caferiyim diyorsan Haydar-ı Kerrar'ın adını lekeliyorsan olmaz. Alicilik bu mudur?
İkinci Hutbe
Ülkemizin gündemi şu sıralar çok yoğun. Doğrusunu isterseniz, bana suni gündem gibi geliyor. Memleket dahilde ve hariçte düşman tehdidi altındayken siyasetçilerin tribünlere oynama, milleti germe hakkı yoktur. Muhalefet veya iktidar; tüm milletvekilleri, kendilerine emanet edilen vekaletleri düzgün, yüz akıyla icra etmelidir. Kendi geleceğini ülkesini bölmekte, germekte gören kişi zaten ihanet içindedir.
Gerginliğe katkı yapmak, düşmanın ekmeğine yağ sürmek olur. Milletin huzura, kucaklaşmaya, kaynaşmaya ihtiyacı var, saflaşmaya değil. Buna katkı yapacaklarsa başımızın üstünde yerleri var. Düşman zaten bölmek için çalışıyor, size ne hacet! Ülkeyi iyi yönetin diye gönderdik sizi meclise, düşmana hizmet için değil. Hiçbir şey milli birlik ve bütünlüğümüzden önemli olamaz.
Açılımla ilgili ne düşünüyoruz?
Bunu tam anlayabilmiş değilim. Açılım, eğer demokratikleşmek, hukuk zemininde herkesin hakkını vermek ise iyi bir şey. Ancak, herkesin hakkını vermek mi, yoksa çığırtkanların, ülkesine ihanet edenlerin hakkını vermek mi? Devletimiz, herkesin hakkını vermekte geciktiği için özür dileyebilir; bunu yapmakla küçülmez. Ancak ağlamayana emzik yok mantığıyla yeni terör grupları yaratılmamalı, herkesin hakkı verilmeli. Doğru olan budur.
Allah, yönetenlerimize de, yönetilenlerimize de akıl ihsan etsin. Allah, birliğimizi ve beraberliğimizi bozmasın. Önümüzdeki Kurban Bayramı'nı da ülkemiz için hayır vesilesi kılsın.