Elazığ'dan karayoluyla Tunceli'ye geçen Gül'ü, Tunceli Valisi Mustafa Taşkesen, Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin, Tunceli Emniyet Müdürü Metin Kalayoğlu, Tunceli Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Mehmet Çörten ile öteki ilgililer karşıladı.
Vatandaşlarla sohbet eden Gül, iş, eğitim, para yardımı gibi sorunları dinledi ve ellerinden geleni yapacakları sözünü verdi. Bazı vatandaşlar, Gül'e, Munzur çayına yapılması planlanan barajın durdurulması isteklerini de iletti.
Cemevi yapılması isteğini içeren dövizi taşıyan vatandaşları da dinleyen Gül, "Sizler için geldik. Sizin için buradayız" diye konuştu. Vatandaşların yanından el sallayarak ayrılan Gül, Vali Mustafa Taşkesen'in makamına geçti.
Burada bir açıklama yapan Gül, Edirne ile Hakkari'nin, Sinop ile Mersin'in, Kayseri ile Tunceli'nin hiçbir farkının olmadığını belirterek, "Hepsi de çok aziz vatan topraklarıdır ve her yerde yaşayan insanlar da bu ülkenin birinci sınıf, en asil vatandaşlarıdır" dedi.
Uzun bir zamandan bu yana Tunceli'yi ziyaret eden bir Cumhurbaşkanı olmanın gururunu yaşadığını belirten Gül, "Tüm bölgelerimizin kendine has özellikleri olduğu gibi Tuncelimizin de kendine has özellikleri vardır. Bu hususa kültürel bakımdan baktığımızda Alevi kültürünün yaşadığı, Alevi vatandaşlarımızın olduğu ve bu anlamda kültürel zenginlikleriyle, farklılıklarıyla değer katan bir ilimizdir. Böyle bir ilimizde bulunmanın mutluluğunu yaşıyorum" diye konuştu.
Bütün iller gibi Tunceli'nin de birçok ihtiyaçları bulunduğunu belirten Gül, ilde yapılması gerekenler olduğunu söyledi.
Hava muhalefeti nedeniyle Munzur ve Pülümür çaylarının geçtiği güzel vadileri, güzel manzaraları görme imkanı olamayacağını kaydeden Gül, "Ümit ediyorum ki, bir daha ki gelişimizde Tuncelimizin bu güzelliklerini görme imkanımız olur" dedi.
Valilik ziyaretinde, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan ve bazı milletvekilleri de hazır bulundu.
Cemevini de ziyaret etti
Gül, Tunceli'de Hacı Bektaşı Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği'nin cemevini de ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Gül, cemevinde Dernek Başkan Yardımcısı Celal Karagöz ve yönetim kurulu üyelerince karşılandı.
Gül, Karagöz'ün "Cemevimize ilk defa ziyarete gelenler mumluğa giderek, kardeşlik, demokrasi ve barış için bir mum yakarlar" sözleri üzerine mumluğa giderek kendi adına mum yakılmasını izledi. Daha sonra cemevinde incelemelerde bulunan Gül, büyük salondaki semah gösterisini izledi. Cumhurbaşkanı Gül'e burada cura hediye edildi.
Belediye Başkanlığı'na da gitti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, daha sonra Tunceli Belediye Başkanlığı'na geldi. Gül'ü binanın girişinde Tunceli Belediye Başkanı Edibe Şahin ve yetkililer karşıladı. Burada yöresel giysili bir genç kız, Cumhurbaşkanı Gül'e çiçek takdim etti.
Cumhurbaşkanı Gül, binanın çevresinde toplanan vatandaşlara doğru yürüyerek onları selamladı. Cumhurbaşkanı Gül'ü, binaya gelişinde karşılayanlar arasında Varvara Halk Oyunları Ekibi de yer aldı. Gül'e, burada Dersimspor sporcuları tarafından forma hediye edildi. Gül'ün belediye başkanlığını ziyaretinin başlangıcında görüntü alınmasına izin verildi.
"Dersim" isteği
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Belediye Başkanı DTP'li Edibe Şahin'i ziyareti sırasında DTP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis, Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesini istedi.
Bunun üzerine Gül, görüşmeye katılanlara da dönüp baktıktan sonra, "Bu halkın talebi mi? Yoksa sadece sizin talebiniz mi?" diye sordu.
Görüşmede bulunanlar bunun üzerine Gül'e, "Tunceli'de yaşayanların yüzde 90'ı Tunceli adının Dersim olarak değiştirilmesini istiyor" karşılığını verdi. Bu sözler üzerine Gül sessiz kaldı.
Görüşmede bulunan DTP'liler, Cem Vakfı Başkanı Prof.Dr. İzzettin Doğan'ın geziye katılmasını da eleştirdi.
Üniversite açılışında konuştu
Daha sonra Tunceli Üniversitesi'nin açılış programına katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'de bugün tartışılan birçok konunun sağlıklı bir yörüngeye gireceğine inandığını belirterek, "Burada en önemli olan şey; bu tartışabilme, konuşabilme, karşılıklı saygı içinde düşünceleri ifade etme ortamını bozmamak gerekir" dedi.
Gül, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin giderek güçlendiğine, geleceğinin çok daha parlak olduğuna inandığını dile getirdi.
Türkiye'nin başarılarını, gücünü herkesin gördüğünü ve örnek alınmaya başlandığını söyleyen Gül, "Bunun sebebi şudur; Türkiye'deki hukukun üstünlüğü, demokrasinin derinleşmesi, ekonominin güçlenmesi. Bu konuda önemli adımlar atılmaktadır" dedi.
Anayasa'nın değişmez ilkelerinde tam bir mutabakat bulunduğunu söyleyen Gül, "Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin gereklerini yerine getirme doğrultusunda ki bu doğrultu, büyük Atatürk'ün bize muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkma şeklinde işaret edilerek gösterilmiştir, bu yönde çok önemli gelişmeler olmaktadır. Bunları hep beraber, bu ülkenin sahipleri bizler gerçekleştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Gül, "Demokrasinin standartları yükseldikçe, bu ülkenin çeşitli sorunları, meseleleri kendiliğinden hallolacaktır. Bu sadece belli bir konuyla ilgili değil. Türkiye'nin hangi köşesine gitseniz çeşitli problemler olabilir, ama bunları büyük bir olgunluk içerisinde, hep beraber konuşarak tartışarak, evrensel demokrasilerin standartlarını yükselterek, hep beraber halledeceğiz. Unutmayın ki bu işler yapılırken, Türkiye'nin her tarafının sosyal, kültürel farklılıklarını da tekrar kucaklayacağız" dedi.
Türkiye'nin büyük bir ülke, her şeyden önce çok büyük, şanlı bir imparatorluğun devamı olduğunu ifade eden Gül, böyle büyük bir ülkenin, sosyolojik, kültürel farklılıklarının olmasının da doğal olduğuna işaret etti.
Gül, "Türkiye'nin hangi köşesine gitseniz birbirinden güzel ilgi çekici tarafları vardır. Bütün bunlar bizim zenginliğimizdir. Bu bölgemizin de Tunceli'nin de kendine has, kültürel, sosyolojik yapıları vardır. Alevi kültürü, bununla ilgili üniversitede yapılan çalışmaları takdir ettim. Bütün bunlar Türkiye Cumhuriyeti'nin, bizim, hepimizin kültür parçalarımızdır" diye konuştu.
"Farklılıklar zenginliğimiz"
Kültür mirasına sahip çıkmanın Anayasa'da yazılı bir talimat olduğuna işaret eden Gül, "Kültür mirası dediğimizde, çok geniş bir şekilde bakıp, bu topraklar üzerindeki bütün kültürleri, değerleri anlamamız gerekir. Bu bağlamda biz her şeyi suhuletle halledebiliriz. Artık bugünkü çağda herkes birbiriyle olmak durumunda. Beraber olurken de kendimizi başkasının yerine koyarak düşüneceğiz, birbirimize saygı, sevgi göstereceğiz, birbirimizi daha çok anlayacağız. Böyle anlayınca da tabii ki farklıklar zenginlik olarak ortaya çıkacaktır" dedi.
Abdullah Gül, "O açıdan Türkiye'de bugün tartışılan birçok konunun sağlıklı bir yörüngeye gireceğine inanıyorum. Burada en önemli olan şey; bu tartışabilme, konuşabilme, karşılıklı saygı içinde düşünceleri ifade etme ortamını bozmamak gerekir. Terör, devletin güçlerinin dışında silahlı insanlar, kesinlikle bu süreci engelleyen birinci unsurdur. Bunu açıklıkla söyleyeyim; terör olduğu süre içerisinde devlet güçlerinin dışında, devletin askerinin, polisinin dışında herhangi bir kişi 'benim de gücüm var' dediği süre içerisinde, bunların hiç biri olmaz" ifadelerini kullandı.
"Halkın sağduyusu lazım"
Gül, Türkiye'nin temel direklerinin, halkın sağ duyusunun sağlam olduğunu dile getirdi.
Gül, "Çünkü bunlar bizim geleneklerimizde, genlerimizde vardır. Hoşgörü, saygı, beraber yaşama. Bugün Avrupa'nın demokrasi, insan hakları çerçevesinde ifade ettiği değerler, yüzyıllar önce bizim büyüklerimiz tarafından o günkü dünyada zaten ifade edilmiştir, hoşgörüdür, toleranstır, birbirine saygıdır. Bu öğütleri bugünkü modern terminolojiye çevirdiğinizde karşınıza demokrasi, insan haklarına, insanlara saygı, sevgi çıkar. Onun için bu değerler bize yabancı değildir. Bunları biz bugün daha geçerli kılacağız ve ülkemizi güçlü kılacağız" temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'yi herkesin imrenerek seyrettiğini, Türkiye'nin 5-10 sene sonrasının çok çok daha güçlü olacağını anlattı.
Türkiye'nin bugünkü haliyle Avrupa'nın 6. büyük ekonomisine sahip olduğunu belirten Gül, "Türkiye'nin demokrasisi, ekonomisi güçlü olunca, güçlü güvenlik güçleri, silahlı kuvvetleri, polis teşkilatı bunlar olunca, bu ülke hem kendi içerisinde herkese hem de çevresine huzur verecektir. Hiç bir şeyden çekinmemek lazım. Çünkü bu ülkede sevgi, saygı bu ülkenin temelinde ve bu ülke insanlarının geninde vardır" şeklinde konuştu.
Gül, uzun süreden sonra Tunceli'yi ziyaret eden bir Cumhurbaşkanı olduğunu öğrenince bundan büyük mutluluk ve gurur duyduğunu söyledi.
Gül, ülkenin her tarafının, dört bir yanının birbirinden kıymetli olduğunu, Samsun'dan Mersin'e Edirne'den Hakkari'ye kadar her tarafın bu ülkenin parçası olduğunu ve bir bütünü oluşturduğunu kaydetti.
"Tüm illerimiz, hepsi de bu aziz vatanın en kıymetli illerindendir, hiç birinin birbirinden farkı yoktur. Hepsi de bizimdir. Biz de bütün bu illerimizin hepsindeyiz" diyen Gül, bu çerçevede Tunceli'ye gelmenin, buranın sorunlarını dinlemenin, buradaki gelişmeyi görmenin kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.
Üniversitenin kısa süre içinde bu kadar başarı elde ettiğinin hep beraber görüldüğünü söyleyen Gül, "Açıkçası ben de bu kadar beklemiyordum" dedi.
"Sembolik anlamı var"
Üniversitenin, şehrin meselelerine kısa süre içinde sahip çıktığını da gördüğünü söyleyen Gül, üniversitenin güçlenmesi için ellerinden geleni yapacaklarını belirtti.
Gül, "Ben de bu üniversitenin sadece devlet kaynaklarıyla değil, hayırsever vatandaşlarımız vasıtasıyla da gelişmesi için ne gerekiyorsa bunu yapacağım" dedi.
Bu üniversitenin başarısının hep beraber görülmesi gerektiğini söyleyen Gül, "Bir taraftan eğitim yapacaksınız, bir taraftan bu şehrin gelişmesini, bu şehrin insanlarının sorunlarını çözeceksiniz, çevresine, ekonomisine, kültürüne duyarlı olacaksınız. Böyle bir misyonunuz da var. Unutmayın ki, sembolik anlamı var bu üniversitenin. Onun için bu görevinizi en iyi şekilde yapacağınıza inanıyorum. Başta Tunceli'deki bütün kamu görevlileri ve halk yardımcı olacak sonra da Ankara tabi size yardımcı olacak" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gerçekleştirdiği ziyaretler ve katıldığı Tunceli Üniversitesi akademik yılı açılış törenin ardından ilden ayrıldı. Cumhurbaşkanı Gül, Elazığ'daki programına katılmak için kara yolu ile bu kente geçti.
Gül, doğuya en kapsamlı ziyaretini göreve geldikten sonra yapmış; 11-14 Eylül 2007 tarihlerinde van, Hakkari, Siirt ve Diyarbakır'a gitmişti. Cumhurbaşkanı, doğuya en son ziyaretini ise 8 Ağustos 2009'da Bitlis'e yapmıştı.