Bu sevgili hanım tarih boyunca İslam âlimleri ve düşünürlerin özel ilgisine mazhar olmuştur. Bu gün Hz. Fatma'nın doğum günü olduğu için bu seçkin hanımın ahlaki özelliklerini ve toplumsal faaliyetlerini inceliyoruz.
Hz. Masume hicri kameri "1 zilkade 173 " tarihinde Medine de doğdu. Dedesi imam sadık as yıllar önce böyle bir kız çocuğunun doğumunu müjdeledi. İmam Sadık as şöyle buyurdu; torunlarımdan bir hanım olan imam Musa bin Cafer'in kızı Fatıma İran'ın Kum kentine göç edecek. Bu kent Ehli Beyt'in haremi ve merkezine dönüşecektir.
Ehlibeyt Resullah işte bu müjde üzerine böyle bir şanı yüce kız çocuğunun doğumunu özlüyorlardı. İşte böyle bir günde imam Musa kazım as ve sevgili eşi Nemce hanım'ın bir kız çocuğunun doğumuyla gözleri aydınlandı.
Bu kız çocuğunun doğumuyla kardeşi imam rıza as de büyük bir sevinç yaşadı. Hz. Fatıma'yı Masume babası imam Musa kazım ile kardeşi imam Rıza'yla yaşadığı sürece özel ve özel hatıraları belleğinde tuttu. Fatıma hanım bu iki büyük ehlibeyt imamı tarafından eğitilip yetiştirildi ve engin ilim ve hikmet sahibi oldu.
Masume hanımın bu neşe dolu hayatı kısa sürdü. Çünkü 10 yaşındayken sevgili babası imam Musa kazım as zalim halife Harun er-Reşid'in hapishanesinde şehit edildi. İmam Rıza ise haz. Fatıma'yı Masume'nin en yakın gönüldaşı, sırdaşı, yaveri ve vefalı kardeşi olarak onu himayesine aldı. Nakledilen rivayetlere göre, imam Rıza kız kardeşi Hz. Fatıma'ya büyük bir sevgi besler ve ilgi gösterirdi. Hz. Fatıma da kardeşi İmam Rıza as'ye özel bir sevgi ve saygı gösterirdi.
Hz. Fatıma muttaki, şanı yüce ve nefsaniyetten arınmış, züht sahibi bir hanımdı. Haz. Fatıma'yı Masume güzel ahlakla donatılmış, metin, sabırlı ve dirençli bir hanım olup üstün ve etkin şahsiyete sahipti. Tarihçilere göre, Hz. Masume hadis bilgini olup, ilim ve takvada üstün bir insandı. Bir gün ehlibeyt Resullah sav ilmi ve fıkhi sorular sormak için Medine'yi ziyaret ettiler. Fakat imam Musa Kâzım'ın Medine dışına çıktığını görünce sorularını yazılı olarak imam Musa Kâzım'ın hane halkına teslim ettiler. Onlar birkaç gün sonra vedalaşmak için İmam as'ın evine müracaat ettiler. İşte o anda Hz. Masume'nin sorularını yazılı olarak cevaplandırdığını gördüler ve cevaplarını aldıktan sonra yola çıktılar. Yolda İmam Musa Kazım'la karşılaştılar ve sorularıyla verilen cevabı kendisine ilettiler. İmam Musa kazım da soru ve cevap metni okuduktan sonra sevgili kızının soruları doğru bir şekilde cevaplandırdığını görünce duygulanıp buyurdu ki; baban sana feda olsun kızım.
Hz. Fatıma'yı Masume İslami ilim ve maarife özel ilgi gösterirdi. Üstün yetenekleri ve yüksek algılama ve idrak gücüyle babası İmam Musa Kâzım'dan dersler alırdı ve öğrendiklerini gönüllü olarak halka anlatır ve tebliğ de bulunurdu. Hz. Masume en zor ve çileli anlarda bile hak ve hakikati savunma gereğini babası İmam Musa kazım as'den öğrendi. Bu nedenle bilinçli olarak zülüm ve batıl'a karşı direniş ruhunu geliştirdi. Hz. Masume babasının şehit düşmesinden sonra sevgili kardeşi İmam Rıza ile birlikte, İslam'ın zülüm ve batıla karşı direniş öğretilerine sahip çıktı. İmam Rıza as Abbasi halifesi Memun'un tehdit ve zorbalıkları sonucu, Horasan'a sürgün edildi. İmam rıza as eşi ve dostları ve talebelerini bırakıp, Merve'e doğru yola çıkma zorunda kaldı.
Bu sürgün tarihinden bir yıl sonra hz. Fatıma'yı Masume sevgili kardeşi imam rıza'yı ziyaret etmek, İslam aleminin medarı iftiharı ve ümmetin imamına hizmet etmek amacıyla Merv'e doğru harekete geçti. Bu yolcuk sırasında Hz. Fatıma'ya kardeşleri ve yakınları da refakat ediyordu. Bu alim ve bilge hanımın Medine'den ayrılıp Horasanâ doğru harekete geçme haberi yayılınca, Medine'den Horasan'a kadar uzanan yol boyunca şehirlerin halkları o yüce insanı karşılamaya çalıştılar. Hz. Fatıma her bir köy ve şehre vardığında Müslümanlar onu ağırlayıp, bilim öğrenmeye ve bu yüce kadının ilim ve kerametinden faydalanmaya çalıştılar.
Hz. Masume halkın bu coşkusunu görünce halkı aydınlatmaya çalışıp vaazlar verdi. Fatıma hanım Abbasi halifelerinin zulümlerini ve İslam karşıtı politikalarını ifşa etmeye özen gösterdi. Aslında Hz. Masume istibdadi ve zorba yönetimin yaptıklarına itiraz etmek amacıyla Medine'yi terk edip, Merv'e doğru yola çıktı. Bu hicret sırasında da Abbasi yönetimin karanlık çehresi ifşa edildi.
Maalesef hz. Fatıma'yı Masume bu hicret sürecinde Merve ulaşamadı. Çünkü Hz. Masume'nin kervanı Saveh'ye ulaştığında, halife yanlısı bir gurubun saldırısına uğradı. Bu saldırlar sonucu, bu yüce hanımın yakınları ve akrabalarından bir gurup şehit düştü. Hz. Masume de hastalandı. Merv'e doğru Yolculuğuna devam edecek güçte olmadığını anlayınca kum kentine gitme kararı aldı ve şöyle buyurdu; babamdan duyduğum bir habere göre, Kum kentinin halkı Ehlibeyt peygamber sav'nin dostlarıdır.
Kum halkı ve ileri gelenleri hz. Masume'nin bu şehre geldiğini duyunca, onu karşılamaya ve ağırlamaya çalıştılar. Musa bin Hazrec adlı birisi haz. Fatıma'yı Masume'ye ev sahipliği yaptı. Hz. Masume 17 gün kum kentinde kalıp halkla görüştükten sonra sürekli namaz kılıp ibadet ettikten sonra ağır hastalığından dolayı 18. günde hakka kavuştu. Böylece kum kentinde ebedi istirahatgahı'na çekilip sevgili kardeşi İmam rızayla buluşamadı. İmam rıza ise buyurdu ki; kim ki kız kardeşim Fatıma'nın türbesini ziyaret ederse, benim türbemi ziyaret etmiş gibi olur.
Hz. Fatıma Masume'nin kum kentindeki kutsal türbesinin varlığı sonucu, ehlibeyt dostları kum kentine akın ettiler. Bunun sonucu kum kentinin nüfusu arttı Ve bu bölge imar edildi. Daha sonra kum kentinde İslami ilimler havzası kuruldu. Medreselerinde büyük İslam âlimleri ve müçtehitler yetiştirildi. Kum kenti ehlibeyt İslam'ın dünya toplumuna yayma ve tebliğ etme odağına dönüştü. İşte bütün bunlar, hz. Masume'nin kum kentine hicret etmesi ve yerleşmesinin bereketleridir. Günümüzde ehlibeyt Resullah aşıkları kum kentindeki bu yüce hanımın türbesini ziyaret etmeye özen gösterirler. Hz. Masume'nin kutlu doğum gününden dolayı bütün İslam alemindeki muttaki ve Müslüman kadınları ve Müslüman milletleri kutlarız.
Hz.Masume'nin Mübrek Türbesinin Fotoğfafları