Ama maçta tribünlerin Türk bayrakları ile donatılması tüm dünyaya mesaj niteliğindeydi. Her ne kadar Bursa’daki maça Azerbaycan bayrağının sokulmasına izin verilmese de, olmayan yasaklar konup kaldırılsa da, araya FİFA girse de Bakü’deki maçta Azeri kardeşlerimiz aramıza kimsenin giremeyeceğini bir kez daha kanıtladı.

Maç, Azerbaycan-Rusya maçı ama tribünler Ay yıldızlı bayraklarla donatılmıştı. Çünkü Azerbaycan için 3 renkli bayrağın anlamı neyse, Ay-yıldızlı bayrağın da anlamı oydu. Bu bayraklar, Ermenistan’da birlikte yakılmış, birlikte çiğnenmişlerdi. Ancak bu bayrakları şimdiye dek kimse ayıramadı.

Her zaman olduğu gibi dün de işte ayyıldızlar Bakü’de tribünlerdeydi ya da şöyle söyleyelim, tribünleri dolduran binlerce kişinin kalplerinde... Gerçi Bursa’da stat etrafına Azerbaycan bayraklarıyla toplanan taraftarlar da kardeşlerinin sesine ses verircesine ‘Bursa burada, Ermeniler içerde!’,’Azerbaycan yalnız değil!’ gibi sloganlar atarak kardeşlerini desteklediler, ama maalesef kurallar, emirler ve  yasaklar sıra sıra dizilmişti.

Ancak bu yasakları sadece biz kendimize uyguladık ve de milyonlarca kardeşimizi üzeceğimizi bile bile... UEFA kurallarına göre basın tribününde bayrak açılamazken, Ermeni gazeteciler üstelik tarafsızlığı simgeleyen basın tribününde bayrak da açtı, tezahürat da yaptı, Futbol Federasyonu yetkilileri uyarılarda bulunmasına rağmen...

Kurallar nasıl olursa olsun, yasakları kimler koyarsa koysun bu kardeşleri ayırmaya kimsenin gücü yetmez. Çünkü bu bayrakların kardeşliği özel protokollerle olmamıştır. Bu birlik, tarihin derinliklerinden süzülerek gelmiştir. Bu birliktelik damarlardaki asil kandır, dildir, medeniyettir. Bu her zaman böyle olacaktır. Türk ve Azeri bayrakları yana-yana yükselecek ve bu iki bayrak yana-yana yükseldikçe de ‘bir millet iki devlet’ felsefesi yaşayacaktır.

PALHABER