Çin ile İslam dünyası arasındaki geçmişi uzun münasebetlere dikkat çeken İhsanoğlu, bu yüzden Urumçi'de meydana gelen şiddet olaylarının, İslam dünyasında bir şok etkisi oluşturduğunu söyledi. İKT olarak bir tavır koyduklarını ve Çin hükümetinin de kendileri ile işbirliği yaptığını anlatan İhsanoğlu, yakın zamanda da bölgeye gitmeyi temenni ettiğini dile getirdi. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Urumçi'de insan haklarına daha saygılı olunan, kültürel ve etnik kimlik kültür mirasının ve hakların korunduğu ve şiddet olaylarından tamamen uzak durulmasını sağlayacak bir anlayışın gelişmesini bekliyoruz." dedi.
NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in Ankara'da yaptığı İKT ile işbirliği önerisini de değerlendiren İKT Genel Sekreteri, henüz erken olduğunun altını çizerek, somut işbirliği konusunda "Teorik bir takım ihtimaller var; ama daha doğmamış çocuğa kaftan biçmek derler buna." yaklaşımında bulundu. 2009'un, İKT'nin 40. Kuruluş yılı olması münasebetleriyle çalışmada bulunduklarını anlatan Prof. İhsanoğlu, 40 yılı anlatan bir kitap kaleme aldığını aktardı.
Çin'le İslam Dünyası arasında ilk yıllardan itibaren çok önemli münasebetler olduğunu söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu, bu münasebetlerin her zaman iki büyük dünyanın karşılıklı menfaatine olduğuna dikkat çekti. Bu münasebetler sayesinde İslamiyet'in Çin'de yayılmış olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, Doğu Türkistan'ın Çin'in bir parçası haline gelmesinden; özellikle de 1949'dan sonra İslamiyet'in Çin'deki varlığının daha büyük önem kazandığının altını çizdi. İKT Genel Sekreteri, "Bu tarihi perspektif ile bugünkü durumu göz önünde bulundurduğumuz zaman, Çin'in birçok İslam ülkesiyle hem siyasi hem ekonomik ilişkileri çok önemli bir noktadadır. Karşılıklı yatırımlar, siyasi ilişkilerin yanı sıra Çin'in BM daimi temsilcisi olma pozisyonu bu ilişkileri daha da geliştirmiştir." dedi.
Böyle bir arka planı göz önünde bulundurulduğunda Urumçi'de meydana gelen şiddet olaylarının, İslam dünyasında bir şok etkisi oluşturduğunu dile getiren İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, "Çünkü her ne kadar ondan önce aynı sebeplerden veya benzer sebeplerden bazı olaylar olsa da, bunların boyutu bu kadar büyük değildi. Hal böyle olunca sokaktaki arbedeler uzun süre devam edip kanlar dökülmeye başlayınca İslam dünyasında 'ne oluyor' diye bir sorgulama başladı." ifadelerini kullandı.
Kendilerinin de görevleri gereği, yapılan toplantılarda alınan kararlar çerçevesinde, üye devletler dışındaki Müslüman cemaatlerle ve azınlıklarla ilgili bir tavır almaları gerektiğini kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, tavırlarını çok net bir şekilde yayınlamış oldukları bildirilerle ifade ettiklerini anlattı.
Daha sonra Çin hükümetinin müspet bir yaklaşım içerisinde İKT ile ilişki kurmaya başladığını aktaran Prof. Dr. İhsanoğlu, "Genel Sekreterin bizzat olayların yaşandığı bölge gidip oradaki durumu görmesini arzu ettiler ve bunun için bir ön heyeti davet ettiler. Bu heyet geçtiğimiz günlerde gitti, yapılan incelemeler sonucunda bir bildiri yayınladık. Şimdi biz Çinli yetkililerle hadiselerin bir daha tekerrür etmemesi ve bu hadiselerin niçin ortaya çıktığı konusunda karşılıklı iyi niyet içerisindeyiz." diye ekledi.
Ekmeleddin İhsanoğlu, ayrıca karşılıklı saygı ve anlayış temeli üzerine kurulacak münasebetlerin devam ettirilmesini ümit ettiklerini vurguladı. İhsanoğlu, "Urumçi'de, Kaşgar'da yani Türkiye'de bilinen adıyla Doğu Türkistan'da insan haklarına daha saygılı olunan, kültürel ve etnik kimlik kültür mirasının ve hakların korunduğu ve şiddet olaylarından tamamen uzak durulmasını sağlayacak bir anlayışın gelişmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, bundan sonra atılacak adımlar konusunda ise kendisinden önce bölgeye giden ön heyetin yürüttüğü müzakereler olduğunu anımsattı. Bir takım karşılıklı anlayışlar olduğunu ve bunların uygulanmasını beklediklerini aktaran İhsanoğlu, "Ayrıca esas ziyaretin, yani Genel Sekreterin yapacağı ziyaretin tamamlanmasını arzu ediyoruz." diye kaydetti.
"Bu işler bir günde halledilecek meseleler değil, uzun soluk isteyen çalışmalar ve uluslararası ilişkiler açısından çok hassas konular." diyen Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, bu meseleleri gerekli hassasiyetle yürütmeye riayet ettiklerini dile getirdi.
İKT Genel Sekreteri, önümüzdeki günlerde bölgeyi ziyaret etmeyi de temenni ettiğini söyledi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'nin Türkiye ziyareti sırasında NATO-İKT arasında işbirliğine sıcak baktığı yönündeki beyanatlarını da değerlendiren Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bu konuda bir takım temenniler ve niyetler olduğu anlaşılıyor. Sayın Rasmussen'le Medeniyetler İttifakı esnasında bir panelde ve Sayın Başbakan'ın yemeğinde bir araya gelmiştik. Orada da buna benzer bir beyanda bulunduklarını hatırlıyorum." dedi.
İki büyük teşkilat arasında bu münasebetlerin yürütülmesi için karar mekanizmalarında böyle bir öneri olması gerektiğinin altını çizen İhsanoğlu, "Tabi NATO savunma paktı olması bakımından tabiatı gereği bizim teşkilatın çalışma alanlarına belki fazla yakın gözükmeyebilir. Fakat biz şüphesiz bugünkü politik realiteleri göz önünde bulundurarak, iki kurum arasında iyi niyet yaklaşımlarının olmasını arzu ederiz. Ancak bu konuda ne bizden, ne de karşı taraftan herhangi bir adım atılmış değil. Bu erken safhada daha ileri bir derecede yorum yapmanın erken olduğuna inanıyorum." şeklinde sözlerini sürdürdü. NATO ile İKT arasında ne tür bir işbirliği olabileceği yönündeki soruya ise İhsanoğlu, "Teorik bir takım ihtimaller var; ama daha doğmamış çocuğa kaftan biçmek derler buna." cevabını verdi.
İKT'NİN 40. YIL KUTLAMALARI NEW YORK'TA BAŞLAYACAK
İslam Konferansı Teşkilatı olarak bu yıl 40. yılını kutladıklarını hatırlatan İhsanoğlu, bu yönde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Kutlamalara New York'ta başlayacaklarını söyleyen İhsanoğlu, Eylül ayı sonunda New York'ta gerçekleştirilecek BM Genel Kurulu esnasında hem Dışişleri Bakanları toplantısı hem de büyük bir resepsiyon düzenleyeceklerini belirtti. İhsanoğlu, bu resepsiyona BM toplantısına katılan üye ülkelerin devlet başkanları, başbakanlar ve dışişleri bakanlarının katılacağını dile getirdi.
CİDDE'DE YENİ BİR MERKEZİN İNŞASINA BAŞLANACAK
Ekmeleddin İhsanoğlu, bu yıl 40. yaşını kutlayan İKT'nin bu yönde yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Bu yıl içerisinde teşkilatın BM'deki varlığını daha da güçlü bir hale getireceklerini ifade eden İhsanoğlu, BM'ye çok yakın çok güzel yeni bir yer aldıklarını aktardı.
Ayrıca Cidde'de paralel iki çalışmaları olduğunu belirten İKT Genel Sekreteri, ardından şöyle ekledi: "Birincisi daimi bina konusu. Bu bina Cidde'nin çok önemli bir binası olacak, mimari açıdan orijinal ve otantik bir yapıya sahip ve Cidde'nin belki en yüksek binası olacak. Bununla ilgili dizayn çalışmaları, inşaat hazırlıklarının hepsi yapıldı, yakın bir zamanda ihaleye verilecek. Temennimiz ihale edildikten sonra başta Kral Hazretlerinin (Suudi Arabistan Kralı Abdullah) katılacağı büyük bir merasimle hem 40. yılımızı kutlamak hem de temel atma merasimini yapmaktır. İkinci konuda şimdi bulunduğumuz yerin dar olması hasebiyle sıkıntı yaşıyoruz. Bunun için geçici bir binaya taşınıyoruz. Bunun hazırlıklarını da Mübarek Ramazan ayının sonuna doğru inşallah yapacağız."
Son olarak İKT'nin 40 yılının değerlendiren bir kitabının çıkacağı haberini veren Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Kitabın 40 yıl içerisinde teşkilatın nerden nereye geldiğini, özellikle son dört yılda yürüttüğümüz reform hareketlerinin semerelerinin ne olduğunu belirtmesi bakımından bir öneminin olduğunu zannediyorum." dedi.
CİHAN
NATO Genel Sekreteri Rasmussen'in Ankara'da yaptığı İKT ile işbirliği önerisini de değerlendiren İKT Genel Sekreteri, henüz erken olduğunun altını çizerek, somut işbirliği konusunda "Teorik bir takım ihtimaller var; ama daha doğmamış çocuğa kaftan biçmek derler buna." yaklaşımında bulundu. 2009'un, İKT'nin 40. Kuruluş yılı olması münasebetleriyle çalışmada bulunduklarını anlatan Prof. İhsanoğlu, 40 yılı anlatan bir kitap kaleme aldığını aktardı.
Çin'le İslam Dünyası arasında ilk yıllardan itibaren çok önemli münasebetler olduğunu söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu, bu münasebetlerin her zaman iki büyük dünyanın karşılıklı menfaatine olduğuna dikkat çekti. Bu münasebetler sayesinde İslamiyet'in Çin'de yayılmış olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, Doğu Türkistan'ın Çin'in bir parçası haline gelmesinden; özellikle de 1949'dan sonra İslamiyet'in Çin'deki varlığının daha büyük önem kazandığının altını çizdi. İKT Genel Sekreteri, "Bu tarihi perspektif ile bugünkü durumu göz önünde bulundurduğumuz zaman, Çin'in birçok İslam ülkesiyle hem siyasi hem ekonomik ilişkileri çok önemli bir noktadadır. Karşılıklı yatırımlar, siyasi ilişkilerin yanı sıra Çin'in BM daimi temsilcisi olma pozisyonu bu ilişkileri daha da geliştirmiştir." dedi.
Böyle bir arka planı göz önünde bulundurulduğunda Urumçi'de meydana gelen şiddet olaylarının, İslam dünyasında bir şok etkisi oluşturduğunu dile getiren İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, "Çünkü her ne kadar ondan önce aynı sebeplerden veya benzer sebeplerden bazı olaylar olsa da, bunların boyutu bu kadar büyük değildi. Hal böyle olunca sokaktaki arbedeler uzun süre devam edip kanlar dökülmeye başlayınca İslam dünyasında 'ne oluyor' diye bir sorgulama başladı." ifadelerini kullandı.
Kendilerinin de görevleri gereği, yapılan toplantılarda alınan kararlar çerçevesinde, üye devletler dışındaki Müslüman cemaatlerle ve azınlıklarla ilgili bir tavır almaları gerektiğini kaydeden Ekmeleddin İhsanoğlu, tavırlarını çok net bir şekilde yayınlamış oldukları bildirilerle ifade ettiklerini anlattı.
Daha sonra Çin hükümetinin müspet bir yaklaşım içerisinde İKT ile ilişki kurmaya başladığını aktaran Prof. Dr. İhsanoğlu, "Genel Sekreterin bizzat olayların yaşandığı bölge gidip oradaki durumu görmesini arzu ettiler ve bunun için bir ön heyeti davet ettiler. Bu heyet geçtiğimiz günlerde gitti, yapılan incelemeler sonucunda bir bildiri yayınladık. Şimdi biz Çinli yetkililerle hadiselerin bir daha tekerrür etmemesi ve bu hadiselerin niçin ortaya çıktığı konusunda karşılıklı iyi niyet içerisindeyiz." diye ekledi.
Ekmeleddin İhsanoğlu, ayrıca karşılıklı saygı ve anlayış temeli üzerine kurulacak münasebetlerin devam ettirilmesini ümit ettiklerini vurguladı. İhsanoğlu, "Urumçi'de, Kaşgar'da yani Türkiye'de bilinen adıyla Doğu Türkistan'da insan haklarına daha saygılı olunan, kültürel ve etnik kimlik kültür mirasının ve hakların korunduğu ve şiddet olaylarından tamamen uzak durulmasını sağlayacak bir anlayışın gelişmesini bekliyoruz." şeklinde konuştu.
İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, bundan sonra atılacak adımlar konusunda ise kendisinden önce bölgeye giden ön heyetin yürüttüğü müzakereler olduğunu anımsattı. Bir takım karşılıklı anlayışlar olduğunu ve bunların uygulanmasını beklediklerini aktaran İhsanoğlu, "Ayrıca esas ziyaretin, yani Genel Sekreterin yapacağı ziyaretin tamamlanmasını arzu ediyoruz." diye kaydetti.
"Bu işler bir günde halledilecek meseleler değil, uzun soluk isteyen çalışmalar ve uluslararası ilişkiler açısından çok hassas konular." diyen Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, bu meseleleri gerekli hassasiyetle yürütmeye riayet ettiklerini dile getirdi.
İKT Genel Sekreteri, önümüzdeki günlerde bölgeyi ziyaret etmeyi de temenni ettiğini söyledi. NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'nin Türkiye ziyareti sırasında NATO-İKT arasında işbirliğine sıcak baktığı yönündeki beyanatlarını da değerlendiren Ekmeleddin İhsanoğlu, "Bu konuda bir takım temenniler ve niyetler olduğu anlaşılıyor. Sayın Rasmussen'le Medeniyetler İttifakı esnasında bir panelde ve Sayın Başbakan'ın yemeğinde bir araya gelmiştik. Orada da buna benzer bir beyanda bulunduklarını hatırlıyorum." dedi.
İki büyük teşkilat arasında bu münasebetlerin yürütülmesi için karar mekanizmalarında böyle bir öneri olması gerektiğinin altını çizen İhsanoğlu, "Tabi NATO savunma paktı olması bakımından tabiatı gereği bizim teşkilatın çalışma alanlarına belki fazla yakın gözükmeyebilir. Fakat biz şüphesiz bugünkü politik realiteleri göz önünde bulundurarak, iki kurum arasında iyi niyet yaklaşımlarının olmasını arzu ederiz. Ancak bu konuda ne bizden, ne de karşı taraftan herhangi bir adım atılmış değil. Bu erken safhada daha ileri bir derecede yorum yapmanın erken olduğuna inanıyorum." şeklinde sözlerini sürdürdü. NATO ile İKT arasında ne tür bir işbirliği olabileceği yönündeki soruya ise İhsanoğlu, "Teorik bir takım ihtimaller var; ama daha doğmamış çocuğa kaftan biçmek derler buna." cevabını verdi.
İKT'NİN 40. YIL KUTLAMALARI NEW YORK'TA BAŞLAYACAK
İslam Konferansı Teşkilatı olarak bu yıl 40. yılını kutladıklarını hatırlatan İhsanoğlu, bu yönde yapılan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Kutlamalara New York'ta başlayacaklarını söyleyen İhsanoğlu, Eylül ayı sonunda New York'ta gerçekleştirilecek BM Genel Kurulu esnasında hem Dışişleri Bakanları toplantısı hem de büyük bir resepsiyon düzenleyeceklerini belirtti. İhsanoğlu, bu resepsiyona BM toplantısına katılan üye ülkelerin devlet başkanları, başbakanlar ve dışişleri bakanlarının katılacağını dile getirdi.
CİDDE'DE YENİ BİR MERKEZİN İNŞASINA BAŞLANACAK
Ekmeleddin İhsanoğlu, bu yıl 40. yaşını kutlayan İKT'nin bu yönde yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Bu yıl içerisinde teşkilatın BM'deki varlığını daha da güçlü bir hale getireceklerini ifade eden İhsanoğlu, BM'ye çok yakın çok güzel yeni bir yer aldıklarını aktardı.
Ayrıca Cidde'de paralel iki çalışmaları olduğunu belirten İKT Genel Sekreteri, ardından şöyle ekledi: "Birincisi daimi bina konusu. Bu bina Cidde'nin çok önemli bir binası olacak, mimari açıdan orijinal ve otantik bir yapıya sahip ve Cidde'nin belki en yüksek binası olacak. Bununla ilgili dizayn çalışmaları, inşaat hazırlıklarının hepsi yapıldı, yakın bir zamanda ihaleye verilecek. Temennimiz ihale edildikten sonra başta Kral Hazretlerinin (Suudi Arabistan Kralı Abdullah) katılacağı büyük bir merasimle hem 40. yılımızı kutlamak hem de temel atma merasimini yapmaktır. İkinci konuda şimdi bulunduğumuz yerin dar olması hasebiyle sıkıntı yaşıyoruz. Bunun için geçici bir binaya taşınıyoruz. Bunun hazırlıklarını da Mübarek Ramazan ayının sonuna doğru inşallah yapacağız."
Son olarak İKT'nin 40 yılının değerlendiren bir kitabının çıkacağı haberini veren Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu, "Kitabın 40 yıl içerisinde teşkilatın nerden nereye geldiğini, özellikle son dört yılda yürüttüğümüz reform hareketlerinin semerelerinin ne olduğunu belirtmesi bakımından bir öneminin olduğunu zannediyorum." dedi.
CİHAN