Vahabiliğin sapkın bir düşünce olduğunu ve kendi görüşünü tüm müslümanların görüşüymüş gibi göstermeye ve bu şeytani düşünceleri hayata geçirmeye çalıştığını belirten Hüccetülislam Rustemnejad, tarikatın kurucusu Muhammed Bin Abdulvahab’ın kendi düşüncelerini halk arasında gündeme getirdiğini ve böylece sıradan insanları kandırdığını, lakin din alimlerine karşı hiç bir zaman temelsiz düşüncelerini ispatlayamadığını kaydetti.

Hüccetülislam Rustemnejad, Abdulvahab’ın düşüncesinin yayılmasında etkili olan unsurun, kendisinin Suudi hanedanı ile yakın ilişkisi olduğunu belirterek Vahabilerin kendilerinden başka diğer tüm İslami tarikatların kafir olduğunu düşündüğünü ve en çok da Ehl-i Sünnet'in 4 mezhebiyle, Caferi şiasına ve Ehl-i Beyt’e – s – düşmanlık güttüklerini vurguladı.

Suudi Arabistan'da yaşayan Vahabiler, geçtiğimiz yıllarda yayınladıkları uyduruk bir fetvayla, yegane hak sünni mezhebin kendileri olduğunu,Hanefi, Hambeli,Maliki ve Şafii gibi sünni mezheplerle,Caferi Şiiliğinin şirk olduğunu iddia etmiş ve Mekke'de Osmanlı yadigarı olan Ecyad Kalesi'ni yıkarak bu tarihi yadigar eserin yerine bir otel inşa etmişlerdi.