Devlet Bakanı Faruk Çelik, Aleviliğin tanımlanması gayreti içinde olmadıklarını belirterek, "Biz kendisini Alevi-Bektaşi olarak gören ve tanımlayan vatandaşlarımızın dile getirdiklerini sorunları nasıl çözüme kavuşturabiliriz konusu üzerinde yoğunlaşıyoruz" dedi.
Rixos Otel'deki 3. Alevi Çalıştayı sonrasında kapanış konuşması yapan Devlet Bakanı Faruk Çelik, ilahiyatçı akademisyenlerle Alevilik konusunun sosyal bir gerçeklik olarak tüm yönleriyle ele alındığını söyledi.
Demokratik ve laik bir devletin, dini inanç ve düşüncelere yönelik belli tariflerle vatandaşına bir fikri dayatmasının söz konusu olmayacağını vurgulayan Çelik, "Sosyal hukuk devleti ancak insan haklarına dayalı olarak ayrım yapmadan dini hizmetlerin ve taleplerin karşılanmasının önündeki engelleri kaldırmakla yetinmelidir." dedi.
Çağdaş hukuk devletlerinde her inanç mensubunun inancını hiç bir komplekse ve psikolojik baskıya maruz kalmaksızın rahatça ifade edip yaşabilmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, "Devlet inanç sahiplerine eşit yakınlıkta olmalı." diye konuştu.
Giderek küçülen dünyada toplumlar ve kültürel ilişkilerin yoğunlaştığına dikkat çeken Çelik, "Dışa dönük ve rekabet edebilir bir toplum olarak gelişmenin vazgeçilmez koşularından biri hiç kuşkusuz kültürel ve sosyal ilişkilerdeki çeşitlilik ve zenginliktir. Aynı coğrafyada aynı havayı barış içinde teneffüs edebilmenin formülü birlikte yaşamaktır." şeklinde konuştu.
Bir arada yaşama tecrübesinin Alevi, Bektaşi vatandaşların sorunlarının, temel hak ve özgürlükler çerçevesinde çözüme kavuşturulmasına yardımcı olacağını ifade eden Çelik, "Yüzlerce yıllık bir sorunun bir anda çözülmesi doğru değil. Ancak bugün üçüncüsünü düzenlediğimiz çalıştayların toplumumuzun önünde var olan birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmek adına önemli katkılar sağladığına inanıyorum." açıklamasını yaptı.
Bunun, çok boyutlu ve tarihsel derinliği olan hassas bir konu olduğunun altını çizen Çelik, siyasi iradenin toplumsal bir sorunu çözerken başkaca sorunların oluşmaması için tüm toplum katmanlarından ve dinamiklerden destek ve teşvik alarak yola çıkmasının son derece önemli olduğuna işaret etti.
Çelik, şunları söyledi: "Bu sebeple kalıcı çözüm için karşılıklı hoşgörü çerçevesinde toplumsal buluşmaya, müzakereye ve muhabbete ihtiyaç var. İlahiyatçı akademisyenlerle çok önemli kazanımlara ulaştık. İlahiyat alanının değerli öğretim üyeleri empati, ötekini dışlama, farklılıklarla birlikte yaşama iradesine sahip olma, bugün pek çok noktada ihtiyacımız olan konularda işimizi kolaylaştıracak açılımlar sundu."
Cihan
Rixos Otel'deki 3. Alevi Çalıştayı sonrasında kapanış konuşması yapan Devlet Bakanı Faruk Çelik, ilahiyatçı akademisyenlerle Alevilik konusunun sosyal bir gerçeklik olarak tüm yönleriyle ele alındığını söyledi.
Demokratik ve laik bir devletin, dini inanç ve düşüncelere yönelik belli tariflerle vatandaşına bir fikri dayatmasının söz konusu olmayacağını vurgulayan Çelik, "Sosyal hukuk devleti ancak insan haklarına dayalı olarak ayrım yapmadan dini hizmetlerin ve taleplerin karşılanmasının önündeki engelleri kaldırmakla yetinmelidir." dedi.
Çağdaş hukuk devletlerinde her inanç mensubunun inancını hiç bir komplekse ve psikolojik baskıya maruz kalmaksızın rahatça ifade edip yaşabilmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, "Devlet inanç sahiplerine eşit yakınlıkta olmalı." diye konuştu.
Giderek küçülen dünyada toplumlar ve kültürel ilişkilerin yoğunlaştığına dikkat çeken Çelik, "Dışa dönük ve rekabet edebilir bir toplum olarak gelişmenin vazgeçilmez koşularından biri hiç kuşkusuz kültürel ve sosyal ilişkilerdeki çeşitlilik ve zenginliktir. Aynı coğrafyada aynı havayı barış içinde teneffüs edebilmenin formülü birlikte yaşamaktır." şeklinde konuştu.
Bir arada yaşama tecrübesinin Alevi, Bektaşi vatandaşların sorunlarının, temel hak ve özgürlükler çerçevesinde çözüme kavuşturulmasına yardımcı olacağını ifade eden Çelik, "Yüzlerce yıllık bir sorunun bir anda çözülmesi doğru değil. Ancak bugün üçüncüsünü düzenlediğimiz çalıştayların toplumumuzun önünde var olan birlik ve beraberlik ruhunu pekiştirmek adına önemli katkılar sağladığına inanıyorum." açıklamasını yaptı.
Bunun, çok boyutlu ve tarihsel derinliği olan hassas bir konu olduğunun altını çizen Çelik, siyasi iradenin toplumsal bir sorunu çözerken başkaca sorunların oluşmaması için tüm toplum katmanlarından ve dinamiklerden destek ve teşvik alarak yola çıkmasının son derece önemli olduğuna işaret etti.
Çelik, şunları söyledi: "Bu sebeple kalıcı çözüm için karşılıklı hoşgörü çerçevesinde toplumsal buluşmaya, müzakereye ve muhabbete ihtiyaç var. İlahiyatçı akademisyenlerle çok önemli kazanımlara ulaştık. İlahiyat alanının değerli öğretim üyeleri empati, ötekini dışlama, farklılıklarla birlikte yaşama iradesine sahip olma, bugün pek çok noktada ihtiyacımız olan konularda işimizi kolaylaştıracak açılımlar sundu."
Cihan