Cem Vakfı Başkanı İzzetin Doğan, Bilkent Otel'de düzenlenen Alevi Çalıştayı'nın kapanışının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, çalıştayın Cumhuriyet tarihinde ilk defa hükümetle Alevi yurttaşları temsil ettiği kabul edilen kurum temsilcilerini bir araya getirdiğini belirtti. Doğan, hükümet tarafının daha çok dinleyen olarak kaldığını ve Alevi yurttaşların temsilcilerini konuşturmayı tercih ettiğini söyledi.
CEMEVLERİ, BÜTÇE PAYI VE MADIMAK'TA FİKİR BİRLİĞİ
Çalıştayda, kamuoyunda bugüne kadar duyulanın tersine Alevi kuruluşlarının istekleriyle ilgili çok önemli noktalarda fikir birliğinde olunduğunun görüldüğünü vurgulayan Doğan, Alevi temsilcilerinin cemevlerinin hukuki bir statüye kavuşturulması ve devletin genel bütçesinden Alevi yurttaşlara mutlaka adil bir pay ayrılması ve Madımak Oteli'nin müze haline dönüştürülmesi konularında fikir birliğine varıldığını dile getirdi.
Doğan, ancak Madımak Oteli'nin ''bir anıt şeklinde mi olması ya da doğrudan doğruya bir utanç müzesi olarak korunması mı gerektiği'' konusunda biraz daha düşünmeye ihtiyaç olduğunu ifade etti.
''Alevi kuruluşları hükümete şu açıdan bir teşekkür borçlular: Bizim kendi aramızda bir araya gelmeksizin konuşmadığımız konuları, tartışmadığımız konuları hükümetin huzurunda konuşmak gibi bir imkana kavuşmuş olduk'' diyen Doğan, hükümetin de Alevi kuruluşlarının hangi kanaate sahip olduklarını dinlemek, görmek ve tartışmalara tanık olmak imkanını bulduğunu söyledi.
"25 MİLYON YOK SAYILARAK ÜLKE YÖNETİLEMEZ"
Doğan, konuşmasında ''İyi bir devlet yöneticisi bu iki günlük toplantıdan çok önemli sonuçlar çıkarabilir" diyerek şunları kaydetti:
"Ülkenin huzurla, barış içinde yönetilmesi, laik, demokratik Cumhuriyet'in korunması açısından ve Alevilik bir sorun haline dönüşmeden uluslararası güçlerin kullanabileceği büyük bir kitle olmaktan çıkartılması konusunda hükümetlerin elde edebileceği, çıkarabileceği çok önemli sonuçlar vardı ama Devlet Bakanı Faruk Çelik ve müşaviri toplantıda konuşmalarında, 'tartışmalardan çıkardığımız sonuçları hükümete ileteceğiz, belirli yerlerde konuşacağız, bir çözümün bulunması için gayret sarf edeceğiz ama onun ötesinde herhangi bir taahhütte bulunmuyoruz' sonucunu çıkaracağımız bir değerlendirme yaptılar. Böyle bir sonuç çıkarıyorlarsa eğer, bu toplantı hükümet açısından olması gereken sonucu vermemiş sayılabilir. Hiçbir devlet yönetimi, 71 milyonluk ülkenin 25 milyonunu temsil eden insan kitlesini yok farz ederek o ülkeyi barış içinde yönetemez."
Toplantının yankılarının bugün Avrupa'da, Amerika'da kendisini hissettireceğini ifade eden Doğan, ayrıca hükümetin, siyasi partilerin temsilcilerini TBMM'deki bir toplantıda buluşturarak, bu sorunun çözülmesi açısından onların da desteğini istemesini önerdi.
"ÇALIŞMANIN DURAKSATILMASI HAYAL KIRIKLIĞI YARATIR"
Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun da öteden beri sürdürdükleri çalışmaların bu noktaya gelmesinden duydukları mutluluğu dile getirdi. Alevilerin sorunlarının çözümü için bir adım atılmasının olumlu bir gelişme olduğunu belirten Altun, ancak buradaki görüşmelerin devamının gelmesini beklediklerini söyledi. Altun, alınan mesafeden bir geri adım atılmasının ya da çalışmaların duraklatılmasının kendilerinde hayal kırıklığı yaratacağını ifade etti.
Alevi sorunun, AB platformlarında tartışıldığını kaydeden Altun, sorunun çözülmesinin Türkiye'nin yabancı ülkeler arasındaki konumu için de önemli olduğunu belirtti. Altun, cemevlerinin ibadeşane olarak kabul edilmesi, kendi nesillerine din dersi verebilmeleri, Diyanet İşleri Başkanlığının revize edilmesi gibi sorunlar konusunda tüm kuruluşların mutabakat sağladığını ancak bazı usul farklılıkları olduğunu belirtti.
Altun, çalıştayla bu sorunların ana muhatabı olan Alevi kuruluşlarının bir araya gelme imkanı bulduğuna işaret ederek, ''Türkiye'de bir de bu sağlanmıştır. Aleviler yapay olarak birbirlerine karşıydı. Bazı kuruluşlarla bir araya gelemiyorduk. Onlarla da bir araya geldik. Şimdiye kadar bazı dolduruşlarla bir araya gelinemediği görüldü'' diye konuştu.
ZORUNLU DİN DERSLERİ
Bir gazetecinin, ''Sorunlar üzerinde hükümetin bir taahhüdü oldu mu?'' sorusu üzerine, Bakan Faruk Çelik'in açılış ve kapanış konuşmasının kendilerini ümitlendirdiğini söyledi.
Zorunlu din dersleriyle ilgili bir soru üzerine de Altun, din dersinin her inanç kesiminin kendi kurumları tarafından verilmesini önerdiklerini bildirdi. Altun, ilahiyat fakültelerinde gerekli düzenlemelerin yapılması ve Ehl-i Beyt kürsüleri kurularak, Alevi inanç önderlerinin yetiştirilmesinin de alternatif bir yol olduğunu ifade etti.
Altun, ''Aleviliğin tanımının yapılmaya çalışıldığı ve bunun tartışma yarattığı söyleniyor'' yönündeki bir soruyu da, ''Öyle bir tartışma pek ortaya konmadı. Alevilerin 85 yıldır inanç kimliğinden, ilmi zeminden koptuğunu herkes biliyor. Onun için Alevi toplumu son 10-15 yıldır bir inanç kimliği arayışı içinde'' diye yanıtladı.
Dünyabülteni