Son dönemde İnguşetya lideri Yunusbek Yevkurov ve Çeçen devlet başkanı Kadirov'un yaptığı açıklamalar ve siyasi açılımlar, Kuzey Kafkasya'da dini değerlerin öne çıkarıldığı bir anlayışın öne çıkmaya başladığı yorumlarına neden oluyor.
Kremlin sarayının da Kuzey Kafkasya'da "İslam" olmadan istikrar sağlanmasının mümkün olmadığını kabul ettiği iddialarıyla desteklenen bu yorumları değerlendiren Kafkasya uzmanı Prof.Dr Aleksey Malaşenko, Kafkaslar'ı yönetenlerin İslamı gözardı etmesinin mümkün olmadığını, ancak Moskova'nın kurması gereken ince bir denge olduğunu savundu.
Rusya için İslam, İslam alternatifi ve İslam projesi, Kuzey Kafkasya'nın İslam'a yönelişi, BDT'nin Müslüman dünyası gibi kitapların da müellifi olan Malaşenko, İslami kanunlarının Rusya yasalarına ters olmaması gerektiğini belirterek, gelişmelerin şimdiki düzlemde devam etmesi durumunda, başta Dağıstan ve Çeçenistan olmak üzere, Kuzey Kafkasya ülkelerinin"ülke içerisinde yabancı topraklar" olarak isimlendirileceğini, bölgede Rus yasalarının geçerli olmayacağını savundu.
"Federal bütçeden ayrılan mali kaynağın harcanmasından yerel yöneticiler sorumlu. En önemlisi ise İslamı öne çıkaran muhalif söylem güç kazanmakta. Artık bölgenin şeriat ile yönetilmesine dair görüşler yerel idareciler tarafından da dile getirilmeğe başladı" ifadelerini kullanan Rus uzman, benzer bir durumun Tataristan için de söz konusu olduğunu belirtti.
İslam'ın Moskova tarafından Kafkas halkları yönetmenin yeni bir aracı olarak mı görüldüğüne ilişkin bir soruya ise, Malaşenko "Kremlin, ikinci İslamlaşma dalgasının başladığını daha yeni yeni anlamaya başlıyor. Birinci dalgada kültürün yeniden oluşması, geleneğin hakim olması, camilerin yapılması ve diğer faktörler öne çıkmaktaydı. İkinci dalgada ise siyasi bir bilinçlenme söz konusu. Bence bu mesele tam olarak anlaşılmış değil" sözleriyle cevap verdi.
Malaşenko'ya göre, yaşanan kriz ortamında, İnguşetya, Çeçenistan ve Dağıstan gibi ülkelere gerekli desteği sağlayamayan Moskova, Kafkasya'daki sosyal değişime müdahale etme konusunda elindeki gücü kaybedebilir.
Bu arada Ramzan Kadirov son günlerde ardarda açıklamalar yaparak Kuran'a ve sünnete bağlı kalacağını ilan ediyor. Çeçen halkına çok dindar olduğunu ve direnişçilerin yanlış yolda olduğunu anlatmak için yoğun bir mesai harcayan Kadirov, sık sık konuşmalarında İslami referanslar kullanıyor. Ancak bu çabaların Kadirov'un popülaritesinden çok direnişin etkisini arttırdığı, uzmanların ortak görüşü..
Kuzey Kafkasya direnişinin artması ve yayılmasını, bölgenin Rus bağımlılığından kurtulması için anahtar olarak görenlerin sayısı da artıyor. Son olarak Gürcistan eski devlet başkanı Edward Şevardnadze, Kuzey Kafkasya direnişinin Gürcistan için hayati öneme sahip olduğunu açıklamıştı.
Kuzey Kafkasya direniş devam ediyor
Öte yandan, Kuzey Kafkasya'da direnişçilere yönelik askeri operasyonlar son günlerde yeniden hız kazandı. Dağıstan, Çeçenistan ve İnguşetya'da askeri operasyonlar günlerdir devam ederken, Çeçen- İnguş sınırında ise yeni grupların direnişe katıldığı açıklandı.
Ramzan Kadirov uzun bir süre Moskova'ya baskı yaptıktan sonra ülkesindeki operasyonları durdurmayı başarırken, Çeçenistan'da sadece 50-60 direnişçi kaldığını iddia etmiş, onlarla mücadelede federal güçlere ihtiyaç duymağını söylemişti. Ancak FSB destekli operasyonların bitmesinden sonra Çeçenistan'da yalnız kalan Kadirov'un "Moskova'nın başkanı" olmadığı konusunda halkı ikna etmekte başarılı olamadığı iddia ediliyor. Ramzan Kadirov'un Çeçenlerin "çarı" olma niyetleri, ülkede tüm baskılara rağmen seslerini duyurmayı başaran direnişçiler, siyasi muhalifler ve kendisinden rahatsız olan iş adamları nedeniyle zor olacak gibi görünüyor.
Moskova ise Çeçenistan'da güvenliğin temin edilmesi için yeni bir birim oluşturma kararı aldı. Yeni birim Rusya içişleri bakanlığı veya Güvenlik Birimine bağlı olacak. Bu karar, Moskova'nın Ramzan Kadirov'u kontrol altında tutma ve bölgede yalnız bırakmak istememesi olarak yorumlandı.
Kadirov Yevkurov'la ortak hareket edecek
Hafta başında İnguşetya'yı ziyaret eden Kadirov, Yunusbek Yevkurov'la direnişçilere karşı ortak hareket etme kararı oldu. Moskova'nın desteğine ihtiyaç duymadıklarını açıklayan iki lider, kendi güvenlik güçlerini kuruyor. Ramzan Kadırov askeri operasyonların başına milletvekili ve Sulim Yamadeyev tarafından "kan davasının" tarafı ilan edilen Adam Delimhanov'u getirdi. İnguşetya'da ise operasyonlara bizzat Yunusbek Yevkurov yönetiyor. Yapılan resmi açıklamada elliye kadar direnişçinin yerinin tespit edildiği ve operasyonlara devam edildiği açıklandı. Daha önce ise, operasyonlarda aralarında bir Azeri vatandaşının da bulunduğu dört direnişçinin ölü olarak ele geçirildiği açıklandı.
Direnişçilerin Çeçenistan'ın başkenti Coharkale'de içişleri bakanlığı binasına düzenledikleri saldırıda ise iki polis öldü. Saldırı sonrasında Ramzan Kadırov, artık direnişçiler hakkında af çıkmayacağını söyledi, operasyonlarda "canlı direnişçi yakalanmasını istemediğini" açıkladı. Kadirov direnişçilerin esir alınmamasını hemen öldürülmesini de istedi.
Dünyabülteni
Kremlin sarayının da Kuzey Kafkasya'da "İslam" olmadan istikrar sağlanmasının mümkün olmadığını kabul ettiği iddialarıyla desteklenen bu yorumları değerlendiren Kafkasya uzmanı Prof.Dr Aleksey Malaşenko, Kafkaslar'ı yönetenlerin İslamı gözardı etmesinin mümkün olmadığını, ancak Moskova'nın kurması gereken ince bir denge olduğunu savundu.
Rusya için İslam, İslam alternatifi ve İslam projesi, Kuzey Kafkasya'nın İslam'a yönelişi, BDT'nin Müslüman dünyası gibi kitapların da müellifi olan Malaşenko, İslami kanunlarının Rusya yasalarına ters olmaması gerektiğini belirterek, gelişmelerin şimdiki düzlemde devam etmesi durumunda, başta Dağıstan ve Çeçenistan olmak üzere, Kuzey Kafkasya ülkelerinin"ülke içerisinde yabancı topraklar" olarak isimlendirileceğini, bölgede Rus yasalarının geçerli olmayacağını savundu.
"Federal bütçeden ayrılan mali kaynağın harcanmasından yerel yöneticiler sorumlu. En önemlisi ise İslamı öne çıkaran muhalif söylem güç kazanmakta. Artık bölgenin şeriat ile yönetilmesine dair görüşler yerel idareciler tarafından da dile getirilmeğe başladı" ifadelerini kullanan Rus uzman, benzer bir durumun Tataristan için de söz konusu olduğunu belirtti.
İslam'ın Moskova tarafından Kafkas halkları yönetmenin yeni bir aracı olarak mı görüldüğüne ilişkin bir soruya ise, Malaşenko "Kremlin, ikinci İslamlaşma dalgasının başladığını daha yeni yeni anlamaya başlıyor. Birinci dalgada kültürün yeniden oluşması, geleneğin hakim olması, camilerin yapılması ve diğer faktörler öne çıkmaktaydı. İkinci dalgada ise siyasi bir bilinçlenme söz konusu. Bence bu mesele tam olarak anlaşılmış değil" sözleriyle cevap verdi.
Malaşenko'ya göre, yaşanan kriz ortamında, İnguşetya, Çeçenistan ve Dağıstan gibi ülkelere gerekli desteği sağlayamayan Moskova, Kafkasya'daki sosyal değişime müdahale etme konusunda elindeki gücü kaybedebilir.
Bu arada Ramzan Kadirov son günlerde ardarda açıklamalar yaparak Kuran'a ve sünnete bağlı kalacağını ilan ediyor. Çeçen halkına çok dindar olduğunu ve direnişçilerin yanlış yolda olduğunu anlatmak için yoğun bir mesai harcayan Kadirov, sık sık konuşmalarında İslami referanslar kullanıyor. Ancak bu çabaların Kadirov'un popülaritesinden çok direnişin etkisini arttırdığı, uzmanların ortak görüşü..
Kuzey Kafkasya direnişinin artması ve yayılmasını, bölgenin Rus bağımlılığından kurtulması için anahtar olarak görenlerin sayısı da artıyor. Son olarak Gürcistan eski devlet başkanı Edward Şevardnadze, Kuzey Kafkasya direnişinin Gürcistan için hayati öneme sahip olduğunu açıklamıştı.
Kuzey Kafkasya direniş devam ediyor
Öte yandan, Kuzey Kafkasya'da direnişçilere yönelik askeri operasyonlar son günlerde yeniden hız kazandı. Dağıstan, Çeçenistan ve İnguşetya'da askeri operasyonlar günlerdir devam ederken, Çeçen- İnguş sınırında ise yeni grupların direnişe katıldığı açıklandı.
Ramzan Kadirov uzun bir süre Moskova'ya baskı yaptıktan sonra ülkesindeki operasyonları durdurmayı başarırken, Çeçenistan'da sadece 50-60 direnişçi kaldığını iddia etmiş, onlarla mücadelede federal güçlere ihtiyaç duymağını söylemişti. Ancak FSB destekli operasyonların bitmesinden sonra Çeçenistan'da yalnız kalan Kadirov'un "Moskova'nın başkanı" olmadığı konusunda halkı ikna etmekte başarılı olamadığı iddia ediliyor. Ramzan Kadirov'un Çeçenlerin "çarı" olma niyetleri, ülkede tüm baskılara rağmen seslerini duyurmayı başaran direnişçiler, siyasi muhalifler ve kendisinden rahatsız olan iş adamları nedeniyle zor olacak gibi görünüyor.
Moskova ise Çeçenistan'da güvenliğin temin edilmesi için yeni bir birim oluşturma kararı aldı. Yeni birim Rusya içişleri bakanlığı veya Güvenlik Birimine bağlı olacak. Bu karar, Moskova'nın Ramzan Kadirov'u kontrol altında tutma ve bölgede yalnız bırakmak istememesi olarak yorumlandı.
Kadirov Yevkurov'la ortak hareket edecek
Hafta başında İnguşetya'yı ziyaret eden Kadirov, Yunusbek Yevkurov'la direnişçilere karşı ortak hareket etme kararı oldu. Moskova'nın desteğine ihtiyaç duymadıklarını açıklayan iki lider, kendi güvenlik güçlerini kuruyor. Ramzan Kadırov askeri operasyonların başına milletvekili ve Sulim Yamadeyev tarafından "kan davasının" tarafı ilan edilen Adam Delimhanov'u getirdi. İnguşetya'da ise operasyonlara bizzat Yunusbek Yevkurov yönetiyor. Yapılan resmi açıklamada elliye kadar direnişçinin yerinin tespit edildiği ve operasyonlara devam edildiği açıklandı. Daha önce ise, operasyonlarda aralarında bir Azeri vatandaşının da bulunduğu dört direnişçinin ölü olarak ele geçirildiği açıklandı.
Direnişçilerin Çeçenistan'ın başkenti Coharkale'de içişleri bakanlığı binasına düzenledikleri saldırıda ise iki polis öldü. Saldırı sonrasında Ramzan Kadırov, artık direnişçiler hakkında af çıkmayacağını söyledi, operasyonlarda "canlı direnişçi yakalanmasını istemediğini" açıkladı. Kadirov direnişçilerin esir alınmamasını hemen öldürülmesini de istedi.
Dünyabülteni