EDİTÖRDEN
Kenya asıllı Müslüman bir babayla beyaz bir Amerikalı annenin oğlu olarak 4 Ağustos 1961 tarihinde dünyaya gelen ABD'nin yeni başkanı Demokrat Partili Barack Hüseyin Obama Türkiye’ye de geldi. Medyamızın turistik gezi kapsamında yansıttığı görüntülerin dışında kapalı kapılar arkasında neler konuşulduğunu bilemiyoruz. Ancak bizzat Obama’nın söyledikleri, nelerin dayatıldığı konusunda yeterince ipucu vermektedir. Liste daha uzun olabilir ama biz iki konu üzerinde duralım; Ermenistan’la sınır kapılarının açılması ve azınlık konusu;
Obama, seçilmeden önce söylediği ‘Ermeni Soykırımını tanıyacağına’ dair sözünün kayıtlı olduğunu söyledi. Diğer yandan da ‘tarihimizle yüzleşerek’ yumuşak bir üslüpla Ermenistanla olan ilişkilerin normalleştirilmesini istedi. 1915 olaylarında Doğuanadol’da Türk ahaliye karşı katliam yapan ve daha dün Karabağ’ı işgal ederek 150 bin Azeri Türkü’nü katlederek bir milyondan fazla kişiyi de sürgün eden Ermenistan değilmiş gibi Türkiye’den olmayan soykırımı tanıması istenmektedir. İstemek ne demek; açıkça dayatılmaktadır!
Obama, Ermenistan’ın işgal ettiği Karabağ’dan neden söz etmiyor? İşgal ettikleri Karabağ’dan Ermenilerin çekilmesini, evsiz barkısız yaşam mücadelesi veren bir milyon insanın evlerine dönmesini nedenn istemiyor? Çünkü ABD ve Batı sadece enerji kaynaklarının hakimiyeti, petrol, doğalgaz ve sair enerji kaynaklarının güvenli şekilde batıya aktarımını istemektedir. Bölgedeki egemenlikten yaralanarak kurulacak üsler ise, bölge devletlerine gözdağı olacaktır. ABD’nin geçen yıllarda TBMM tarafınan reddedilen Trabzon limanlarını istemesinin altında yatan amaç da budur.
Türkiye’ nin uzattığı eli Ermenistan hiçbir taviz vermeden tutmak istemektedir. Soykırım iddiasını ısrarla sürdürmekte, “Güney Ermenistan” dediği Doğuanadolu’da toprak talebinde bulunmakta, halen anayasasında Türkiye aleyhine olan emeller yazılı durmaktadır. Türkiye ise Ermenistan’ı tanıyan ilk ülkelerden biridir. Soykırım iddialarını bağımsız uzman tarihçelerin değerlendirmesini istemiştir. Ermenistan’a her fırsatta komşuluk ve insanlık adına yiyecek ve enerji yardımı yapmıştır. Ermenistan’da Türk’ler yaşam olanağı bulamazken Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımız huzur ve barış içinde her türlü haklardan yararlanarak yaşamaya devam etmektedirler. Türkiye’nin taviz sayılacak tüm yaklaşımları karşısında Ermenistan hangi olumlu adımı atmıştır?
Türkiye’nin Ermenistan’dan istifade edebileceği hiçbir şey yoktur. Ekonomisi, sanayisi, ticareti olmayan 2-3 milyonluk aç Ermenistan Türkiye’ye ne gibi bir değer katabilir? Ermenistan’ın ise Türkiye’den istifade edebileceği çok şey vardır. Olmayan soykırımı kabulün ardından tazminat ve toprak talebi gelecektir. Doğu ve Güneydoğu bölgesi kurulacak “devletle” birlikte paylaşılacaktır. Türkiye’deki Ermeni vatandaşlarımıza özel ve ayrıcalıklı haklar istenecektir. Asya’ya açılan kapı ve enerji bölgesi olan Azerbaycan bay-pas edilecektir.
Diğer yandan uluslararası alanlarda her zaman Türkiye’nin yanında olmuş, bir millet iki devlet olduğumuz Azerbaycan, topraklarının yüzde yirmisini işgal eden Ermenistan karşısında büyük bir diplomatik yenilgi yaşayacaktır. Ermenistan kapılarının Türkiye tarafından açılması demek Azerbaycan’ın Karabağ sorununu diplomatik yollardan çözümü noktasında elini zayıflatır ve Azerbaycan’ı Rusya ile bir takım yakınlaşmalar kurmaya zorlar.
Söyler misiniz bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yararına mıdır? Devletlerin ebedi dostluğu ya da düşmanlığı olamaz. Devletler arası ilişkiler karşılıklı menfaatler üzerine kurulur.
Ermeni işgali altındaki Karabağ sorunu çözülmeden, Ermenistan’ın Karabağ işgali sona ermeden Türkiye/ Ermenistan kapısının açılması, iki ülkenin yakınlaşması mümkün değildir. ABD ve Batı, Türkiye’nin komşuları ile iyi ilişkiler içerisinde olması sevdasında ise, neden geçmişte Suriye ile ilişkilerin normalleşmesine, İran ile geniş kapsamlı ilişkiler kurulmasına karşı çıkmıştır?
Obama, bölgenin tarihsel, siyasal ve sosyo-politik gerçeğini görerek, ABD ve Batı yararına olan dayatmalardan vazgeçmelidir. İkinci konu ise, Obama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşaları olan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan “azınlık” olarak söz etmiştir. Kendini Kürt kökenli olarak tanımlayan vatandaşlarımız tıpkı diğer etnik kökene sahip vatandaşlar gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olup “azınlık” değillerdir. Etnik kökenine bakılmaksızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her kişi, bu milletin birer üyesi olup, eşit haklara sahiptirler. Azınlıkların kimler olduğu ve statüleri Lozan’da açıkça ve sınırlı sayılarak belirtilmiştir.
Görülen o ki, ABD Obama ile en azından dış politikada vaadettiği “barış” politikasını, kadife eldiven içerisinde demir yumruk olarak sürdürmeye devam edecektir. Umarız yanılan biz oluruz.
Avukat Sinan KILIÇ
31. Sayının İçindekiler Bölümü
01 EDİTÖR
02 İÇİNDEKİLER
04 Türkiye Azerilerinden
Ermenistan Sınır Kapısının
Açılma Söylentilerine
Büyük Tepki
6 N.Kemal ZEYBEK
İran Olunur mu?
7 Hamdi MERT
Diyanet ve Kutlu Doğum
Etkinlikleri
8 Zeki TÜMAY
Kainatın Yüz Akı’ nın Varlık
Alemini Şereflendirişi
10 Ayetullah TASHİRİ
Vahdet Haftası
14 Irak İşgalinin Altıncı Yılı
Durum Anketi
16 Halit ÖZDÜZEN
Şiir ve Mûsiki‘ nin
İslam’ daki Yeri
19 Erkan DOĞAN
Dost Bağının İki Gülü
20 Yusuf TAZEGÜN
İslam Peygamberi
Hz. Muhammed (s.a.a.)
26 Necef‘ ül Eşref Yeniden
Arzu Ettiği Görkemli
Günlerine Dönüyor
30 Paşazade ve Özgündüz’ den
Önemli Açıklamalar
34 22.Uluslararası İslami
Vahdet Konferansı
37 İnternet’ in Geleceğine Dair
38 Şirali BAYAT
Çocuk ve Dini İnançlar
40 IYSK Başkanı ile Söyleşi
42 Halkalı, Örnek Nevruz
Kutlamasının Adresi Oldu
43 Dr. Eldeniz ABBASLI
Çocuk Eğitiminde
Bayramların Rolü