Zeynebiye Camii ve Kültür Merkezi’nde buluşan Ehl-i Beyt dostları, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, İlahiyatçı Alim Ayetullah Seyyid Seccad Karakuş, ve Araştırmacı Yazar Ahmet Turgut’un konuşmalarını dinlediler.
“Şia’sı, Sünni’si, Alevi’si Ehl-i Beyt’e ve Kevser’e dair bir nasibi varsa öncelikle Lebbeyk Ya Hüseyin! demelidir.”
Yazar/Senarist Ahmet Turgut panelde yaptığı konuşmasında;“ Bizler tarihin iziyle gördük ki, Hz. Hüseyin (a.s) efendimiz mercan misaldir. Şehadetinin rengi dahi kan kızıldır. Altmış yedi ok, mızrak ve kılıç yarasıyla şehadete yürümüştür. Bizler her sene Muharrem aylarında Hz. Hüseyin (a.s) efendimizi yâd ediyoruz. Şia’sı, Sünni’si, Alevi’si Ehl-i Beyt’e ve Kevser’e dair bir nasibi varsa öncelikle Lebbeyk Ya Hüseyin! demelidir. Bizler Lebbeyk Ya Hüseyin! demek için her yıl Aşura ve Erbain gününde Hz. Hüseyin (a.s) efendimizin kapısına gidiyoruz.
Sünni ve Alevi dergâhlarımız da asırlardır söylenegelen bir ilahi bir nefes vardır. “Ali aydır, gün Muhammed, okunan seksen bin ayet” ifadesiyle murat edilen neydi? Öncelikle gökten indirilen nazil olan o altı bin küsur ayeti ile Kur’an-ı Kerim’dir. Ve yine varlık ve insan kitabıydı seksen bin ayetin şubesi. Bu üç kitabı okumayı dileyen ne yapacak, sözün başı zikir etti, ay Ali’dir gün Muhammed. Anlasaydık seksen bin ayetin önü açılacaktı.
Ay Ali’dir, gün Muhammed bize bir şey öğretti, gün ve güneşi anlattı. Güneş Risâlet misaldir ve vahyin menbağı olan Resulullah’ı anlattı. O sürekli aydınlatacak, aydınlatırken yakacak güneşin töresinde bu var hem aydınlatır ve yakar.” dedi.
“Dünya sevgisinin de imanımızı elimizden alabileceğinin farkında olmalıyız.”
Turgut’un ardından panelde konuşan İlahiyatçı Âlim Ayetullah Seyyid Seccad Karakuş;“ Nehc'ül- Belağa'nın 789. hutbesinin bir paragrafını içimizde duymayan yoktur. "Beni kaybetmeden önce soracağınız ne varsa sorun. And olsun ki, ben göğün yollarını yerin yollarından daha iyi bilirim." Bu hutbenin başındaki konu imandır.
Gönüle işlemiş ve işlememiş, borç olan iki tür iman vardır ki, biraz önce bahsedilen hutbe de bu konuyla ilgili başlamaktadır. Buradan anlıyoruz ki, gönüle işlemiş imana sahip çıkmalıyız ki bu imanı kaybetmeyelim.Bu imanı elimizden alacak olan günahlar bulunmaktadır. Bu günahları işlemek gönlümüze yerleşen imanı gönlümüzden koparabilir. Bir diğer etken kötü insanlarla beraber bulunmaktır. Peygamberimizi gören ve onu dinleyen insanlar bile ilerleyen zamanlarda kötü olarak nitelendirilen insanlarla dost olursa imanlarını kaybedebilmektedirler. Bir diğer etken ise dünya sevgisidir. Dünya sevgisinin de imanımızı elimizden alabileceğinin farkında olmalıyız.” dedi.
“Bu nedenle Resulullah efendimiz Hz. Ebu Talip'e emanet edilmişti.”
Panelde konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmasında; “Resul-ü Ekrem, kâmil insan örneğidir. O risaletini izhar ederken, ilk yakınlarından başlamıştır. Resulullah kendisinin vasisi olarak Hz. Ali'yi (a.s) ilan etmiştir. Buyurdu ki, "Kim beni bu işte ilk tasdikleyen olursa o benim vasim, varisim, kardeşim ve halifemdir. Onu duyun ve emrine de itaat edin." Herkes sustu bunu duyunca. Hz. Ali (a.s) ayağa kalktı ve dedi ki; "Ben seni tasdik ediyorum, Ya Resulullah." Hz. Ali’den (a.s) başkası da ayağa kalkmamıştı. Ebu Leheb bunun üzerine ayağa kalktı ve Hz. Ebu Talip'e dedi ki: "Yeğeninin dediğine göre oğlunun dediklerine itaat edeceksin."Resul-ü Ekrem'in babası ve Hz. Ebu Talip hem anne, hem de baba tarafından bir kardeşlerdi. Diğer kardeşlerin baba aynı fakat annesi farklıdır. Bu nedenle Resulullah efendimiz Hz. Ebu Talip'e emanet edilmişti.”dedi.
Konuşmaların ardından panelde Ehl-i Beyt dostları, Azerbaycan’ın ünlü Ehl-i Beyt meddahlarından Seyyid Taleh Boradigahi ve Seyyid Peyman Boradigahi’nin mersiyeleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Panel, Cem TV ve Zeynebiye TV’den canlı olarak yayınlandı.
