Hükümet Sistan bölgesi ve Pakistan meselesine hassasiyet göstermelidir. Yoksa, eğer ihlas sahibi bir din alimi Sistan’da acımasızca şehid edilecek ve bunun üzerine gidilmeyecekse, o zaman din alimleri tebliğ için bu bölgelere nasıl gidebilir?

İran’daki taklit mercilerinden Ayetullah Nasir Mekarim Şirazî, İran İslam Cumhuriyeti hükümetinden Gazze’de gösterdiği aynı duyarlılığı Pakistan’da Şiilerin katledilmesi karşısında da göstermesini istedi.

Shia News’in Ebna haber ajansına dayandırdığı habere göre,

     Ayetullah Mekarim Şîrazî, geçtiğimiz günlerde Kum Havzasında verdiği dersin başında şunları söyledi. İslam rahmet dinidir. Ancak günümüz dünyası rahmet dünyası değildir. İslam rahmete çağırır.

     Ayetullah Mekarim şöyle dedi: Eğer insanlar İslam’ın rahmaniyet ve rahimiyete ne kadar tekide bulunduğunu bilseler, İslam’a cezb olurlar. Allah, İslam’ı bir şiddetler topluluğu olarak gösterenlerin günahlarını affetmesin.

     Ayetullah Mekarim geçtiğimiz hafta Sistan bölgesinde Haş ilçesinde ve Pakistanda meydana gelen iki elim hadiseye işaretle şunları söyledi: Ülke içinde Hüccetü’l-İslam İbadi, Haş şehrinde şehid edildi.O birkaç medresenin mesulü idi ve Sünni çocuklar bile onun medreselerinde okuyorlardı. Bu teröristlere sormak lazım, bu Alim ne yapmıştı ki onu silahla taradınız, hatta buna da yetinmeyerek son bir kurşun da şakağına sıktınız? Bu nasıl bir din nasıl bir inançtır ki bu tür davranışları tervic ediyor?

     Ayetullah Mekarim, Pakistan’da meydana gelen ikinci olayı hatırlatarak şunları söyledi: Tekfirci(kendilerinden başkalarını kafir bilen) Vehhabi bir kişi beline bağladığı bombayla bir Hüseyniye’ye girerek patlatmış, bu faciada 40 kişi şehid olmuş, 160 kişi ise yaralanmıştır.

     Ayetullah Mekarim Şirazi dersini şu sözlerle sürdürdü: Çağımızda İslam’ın en önemli sorunu işte bu tekfirci Vehhabilerdir. Bunların arasında mutaassıb olmayanlar gelsinler karşılıklı konuşalım. Üç konu var, eğer bu üç konuda konuşursak, sorun hızlı bir şekilde çözüme kavuşacaktır. Bu meseleler “Şirk ve îman”, “Bidat ve Sünnet” ve “Tevessül ve Şefaattir.”

     Mekarim, bu kavramlara cahil kalmanın, bunca kanların akmasına neden olduğuna işaret ederek şunu tekid etti: Hükümet Sistan bölgesine ve Pakistan meselesine hassasiyet göstermelidir. Yoksa, eğer ihlas sahibi bir din alimi Sistan’da acımasızca şehid edilecek ve bunun üzerine gidilmeyecekse, o zaman din alimleri tebliğ için bu bölgelere nasıl gidebilir?

     Mekarim sözlerine şunu ekledi: Güvenlik önemli bir konudur ve bu bölgelerde güvenliğin sağlanması gerekir. Hatta Hz. İbrahim(a.s)’in ilk duası güvenlik için olmuştur.

     Ayetullah Mekarim, hükümet yetkililerinden Gazze ve Lübnan meselesinde gösterdiği duyarlılığın aynısını Pakistan’da Şiilerin katledilmesi karşısında da göstermesini, bu faciaları kınamasının yanı sıra, Pakistan devletinden bu cinayetlerin köklerini ortaya çıkarmasını, taleb etmesini istedi. Böylece halk, kendilerinin Ehl-i Beyt Mektebine mensub olmaları ve onlara daha yakın olmalarından dolayı Pakistan devletinin bu meseleye de duyarlı olduğunu ortaya koyduğunu görmelidir.

     Kum İlim Havzası’nın üst düzey öğretim üyesi olan Ayetullah el-Uzma Nasir Mekarim Şîrazî, sözlerine şunları ekledi: Bu tekfirci Vehhabilerin bir benzeri de Siyonistlerdir. Onlardan bir grup yenilerde İsrail’de iktidarı ele aldılar ve geçmişte yapılan antlaşma ve kararlar üzerinde soru işareti doğurdular. Halbuki bir inkılap yapılmış olduğunda bile, geçmişte yapılan taahhütlere bağlı kalırlar.

     Ayetullah Mekarim Şîrazî sözlerini İsrail’e hitaben şu cümleyle tamamladı: “İki savaşta iki halk karşısında aldığınız yenilgiden utanmalısınız.” 

(Kısa bir süre önce İranın Sistan bölgesinde, haberde adı geçen din adamı silahlı teröristler tarafından kurşunlanarak şehit edilmişti.)

Shianews.com

Çeviri: Zeynebiye.com