Zeynebiye Camii Kültür Merkezi’nde buluşan Ehl-i Beyt dostları, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, CABİR Başkanı Ayetullah Seyyid Seccad Karakuş ve Araştırmacı Yazar Ahmet Turgut’un konuşmalarını dinlediler.
Panelde konuşan CABİR Başkanı Ayetullah Seyyid Seccad Karakuş konuşmasında; “ Muharrem ayı Ehl-i Beyt’in yas ayıdır. Bizler Peygamberimizin Ehl-i Beyt’inin muhipleri olarak, Muharremin girmesiyle birlikte yasımız başlamaktadır. Kerbela’da yaşananlar kolayca ve basitçe üzerinden geçilecek şeyler değildir. İmam Hüseyin (a.s) katledildiği gün gökten kırmızı toprak yağmıştır. İmam Hüseyin (a.s) için akıtılan gözyaşları kalbi yumuşatır. İmam Rıza (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmuştur, eğer Kerbela şehitleri ile aynı makamda olmak istiyorsanız, İmam Hüseyin (a.s)’i andığınız zaman şöyle söyleyiniz, keşke bizde seninle beraber olsaydık ve seninle birlikte kurutuluşa erseydik.” Bu sözü tekrarlayın ki, sizde Kerbela şehitlerinin makamında olasınız. Kerbela bizelere ders ve rahmettir. Allah’u Teâlâ bizlere bu bilinci inayet eylesin.” dedi. Bizler o şehitlerin yaptıklarına razıyız.”dedi.
Karakuş’un ardından panelde konuşan Araştırmacı Yazar Ahmet Turgut; “Birileri “Muharrem geldi, bereket geldi.” diyor. Herkes coşkulu bir sevinç içinde. Yapmayın... Bu ay kelimelerin en dikkatli seçilmesi gereken bir aydır. Muharrem, ağır bir mekteptir. Muharremin öncesi, her günü ve sonrası bizlere ayrı bir şey öğretmektedir. On bir ay hicreti konuşmayan kardeşim, Muharrem ayı gelince konuşuyor Hicret-i Nebi’yi. “Hüseyin bendendir, ben de Hüseyin’denim.” diyen Peygamberi gündem konusunda birbirlerine rakip mi yapacağız? Hüseyin efendimize gözyaşı dökmek Resulullah’ın sünnetidir. İnşallah Muharrem ayımız Hz. Hüseyin (a.s)’in bizim için yaptıklarına yaraşır bir Muharrem ayı olur.”dedi.
Panelde konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz konuşmasında; “Bedir’den Kerbela’ya, Kerbela’dan Çanakkale’ye, Çanakkale’den günümüze ve tüm şehitlerimize selam olsun. Ben size bugün bir Kerbelalıyı anlatacağım. Babası orada şehit oldu, demek ki ailecek oradaydılar. Annesi, İmam Hüseyin (a.s)’in yalnızlığını görünce oğluna dedi ki: “Oğlum ne duruyorsun, Zehra’nın oğlu orada yalnız. Git ondan izin al ve onun yolunda kurban ol.”
Bu genç de İmam Hüseyin(a.s)’in huzuruna geldi. İmam Hüseyin (a.s) ona şöyle buyurdu: “Annen biraz önce senin babanı, yani kendi eşini kaybetti. Üstüne bir de oğlunun şehit edilmesi O’na ağır gelebilir. Ben seni mazur görüyorum, meydana çıkmak zorunda değilsin.”dedi.
Bu genç de İmam Hüseyin (a.s)’e arz etti ki: “Bizzat annem beni gönderdi. Geri gitsem beni tekrar geri gönderecek…” Çıktı, savaştı ve şehit oldu. Düşman kendisine, o anneyi hedef seçti. Çünkü annesi, oğlunu bizzat İmam Hüseyin (a.s)’e feda etmekteydi. Bu, zalimlerin en nefret ettiği anne modelidir. Çünkü elinde olan her şeyi İmam Hüseyin (a.s) için feda edebilir. O anneyi daha çok üzmek için şehit olan oğlunun başını kesip önüne attılar.
Aldı başı kucağına, tozunu toprağını sildi, öptü ve bağrına bastı. Dedi ki: “Oğlum, sütüm sana helal ve yüzün ak olsun. Sen ki beni Hz. Fatma (s.a)’nın yanında yüzü ak ettin. Yarın ben de bir şehit anası olarak yüzü ak, Hz. Fatma (s.a)’nın önüne çıkacağım. Ama ben seni Allah ve İmam Hüseyin (a.s)’in yoluna kurban verdim ve biz verdiğimizi geri almayız. Diyerek oğlunun saçından tuttu ve düşmana doğru fırlattı.
O anaya selam olsun. Selam olsun Hüseyin’in ensarına. Beni duygulandıran bu yeni yetme gencin okuduğu şiir idi. Yezid istiyordu ki, İmam Hüseyin (a.s) ve kafilesi desin ki: “Yezid emirimizdir.” Bu yeni yetme genç ki kendisi bu şühedanın en alt tabakasıdır. Bu en alt seviyenin bile çıtası ne noktadadır gelin bir bakalım:
Benim emirim Yezid değil, o sizin gibi sapkınların emiri olabilir,
Benim emirim Hüseyin’dir, ne de güzel emirdir,
Güneş gibi parlar, aydan münevver,
Zalime hasımdır, mazluma rehber,
Buradan sonrası da benim ilavemdir…
Bu âlemde herkes misline çeker,
Kimi gibi zehir gibi, kimi bal şeker,
O Yezid’e, bu Hüseyin’e çeker,
Emirim Hüseyin’dir, ne güzel emir.” dedi.
Konuşmaların ardından panel, Zeynebiye Hareketi Gençlik Merkezi'nin hazırlamış olduğu sinevizyon gösterisiyle devam etti.
Panelde, Ehl-i Beyt âşıkları Azerbaycan’ın ünlü Ehl-i Beyt meddahlarından Hacı Zahir Mirzevi’nin mersiyeleriyle gözyaşlarına boğuldu.
Panel, Cem TV, Kanal 12 ve Zeynebiye TV’den canlı olarak yayınlandı.