Konferansa, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Küçükçekmece İlçe Müftüsü Mustafa Temel, Zeynebiye Camii İmamı Ehed Talan, Zeynebiye Camii Dernek Başkanı Ali Şahintekin ve çok sayıda Peygamber aşığı katıldı.
Sefaköy Kültür Merkezi’ndeki etkinlik, ilahi dinletisinin ardından Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından açılış konuşmasını Küçükçekmece İlçe Müftüsü Mustafa Temel yaptı. Temel, konuşmasında: “Salonumuzu dolduran kıymetli hanım efendiler, bey efendiler. Dünya var olduğundan beri hiç kimse bu kadar sevilmemiştir. Bu salonu doldurmamız; büyük bir şahsiyeti, büyük bir insanı, Rahmet Peygamberini yâd ederek ona ümmet olduğumuzu göstermektedir.”dedi.
Küçükçekmece İlçe Müftüsü Mustafa Temel’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz bir konuşma yaptı. Özgündüz konuşmasında: “Cemaliyle dünyayı nurlandırdı, Kemaliyle insanlığa önder oldu. Bütün âlemlere rahmet olan, bizim gönlümüze de sevinç oldu, evrene topyekûn övünç oldu. Allah’ın salat ve selamı, onun hanedan-ı celilesine olsun.
Bu hafta hem veladet haftası olarak hem de İmam Humeyni (r.a) ilan ettiği vahdet haftası yani birlik ve dirlik haftası olarak kutlanmaktır. Aziz dostlar, en önemli farzımız birliğimizdir. Çünkü bundan ayrılırsak Allah’ın en büyük azabına uğramış olacağız, bu dünyada bize zillet getirecek ve ahirette de büyük azap. Bundan daha vacip ne olabilir ki? Bu Allah’ın en büyük vaadidir tefrika konusunda.
Ben seninle bir olamam! Peki ya neden?
“Sen namaz kılarken elini bağlıyorsun ya da bağlamıyorsun. Namaz kılarken ayağını yıkıyorsun ya da yıkamıyorsun. Ben seninle nasıl dost olayım.” Birbirimize bühtan etmekle bir yere varamayız. Ne Sünni Yezitçidir ne de Şia Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.a) sadık yarenine söver. Birimize bühtan ederek düşmanın ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey yapmayız. Bu da bize kar getirmez. Bunu bir gözden geçirmemiz gerekiyor. En önceliğimiz bu olmalıdır.
Azizlerim, peki ne olacak?
O ihtilaflarımız bizim çeşitliğimizdir. Rengârenk bir çiçek gibi. Sadece Caferi ve Hanefi arasında bu farklılıklar yok ki. Maliki, Şafii ve Hambeli arasında da vardır. Kıblemiz bir, Kitabımız bir Peygamberimiz birdir. Amellerimizde her birerimizin farklılıkları olabilir. Binlerce ve on binlerce ihtilaflar vardır tüm mezhepler arasında. Yani bunlar Şia ve Sünni arasında yoktur. O ihtilaflarımızla birlikte yaşayabilme ve kardeş olabilme kemalini göstermeliyiz. Ben her zaman bu örneği söylüyorum: Üç beş saat önce gökte sayamayacağımız kadar yıldız var idi ama şimdi çıkıp baksanız bir tane bile yıldız göremezsiniz çünkü güneş doğdu ve yıldızlar kayboldu.
“La İlahe İllallah Muhammed Resulullah!” Kelimeyi Şahadet, o güneş gibidir. O doğdu mu artık ihtilaf görünmez. Bizi birleştiren Kelimeyi Şahadet’tir. Bu varken yıldızları saymaya çalışmak bunun azametinin farkında olmamak demektir.
İkinci olarak mantıken biz bir geminin yolcusuyuz. Bu gemide boğuşarak bize kasteden korsanlar var. Sizce birbirimizle boğuşmak mantıklı mıdır? Düşman topla tüfekle geliyor. Bizim kendimizle savaşmamız çok cahilce olmamız mı?
Üçüncüsü ise bu ülke'nin her karışı şehitlerimizin kanına bulanmış. Şehitlerimizin içinde her mezhepten ve her kavimden insan var. Bizim birleşmemiz için illa düşman kurşunuyla şehit düşmemiz mi gerekiyor. Hayır, tabi ki hayatta iken birleşmemiz gerekiyor. Ay yıldızlı bayrağımızın bizi birleştirmesi için ayrı bir vesiledir. Allah onu hiçbir zaman yere indirmesin. Yüz bini aşkın camimizden “Eşhedü Enne Muhammeden Resulullah” sedası yayılıyor. Sırf bunun için can feda etmeye değer.
Azizlerim, farklılıklarımız vardır, sadece iki mezhep arasında değil bütün mezhepler arasında. Ashap konusunda da hen fikiriz, eğer bir konuşabilsek! Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.a) sadakatle bağlı olan sahabelerin hepsinden Allah razı olsun. Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.a) arkadaşlığından dolayı onlara buğz eden her kimse onlara lanet olsun. Buraya kadar anlaştık mı? Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.a) ömrünün sonuna doğru suikast düzenlemediler mi? Uhud savaşına giderken hatta yolda, askerleri demoralize eden yüzde otuzun üzerindedir. Bunlar oldu değil mi? Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.a) suikast edenlere lanet okuyoruz, siz ne diyorsunuz peki? Onlara düşman olanlara Allah lanet etsin diyoruz. Bunda da ayrılığımız yok ki, bir konuşabilsek. Ben Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a) tarafındayım onunla düşman kimse ona düşmanım, ona dost olana ise dostum. Ama Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.a) düşmanını savunmak da bana kalmamıştır. Aziz milletimiz onun dostudur, ben sizleri seviyorum.
Şafii’si ile Hanefi’si ile Alevi’si ile bu canım size feda olsun, Kurban olayım size ey Muhammed âşıkları.
Yani bize rehber olacak ilahı programımız aynıdır. Düşman mı arıyorsunuz milyarlarca düşmanınız var, bir çevrenize bakın. Kaldı ki birçoğumuz -hemen hemen hepimiz- akrabayız. Bütün Türk dünyası -Efendimiz Hz. Muhammed’e (s.a.a) feda olsun- asırlardır onun sancaktarlığını yapmıştır. Başkaları aramıza fitne sokmak istiyor. Asırlardır haçlılar karşında set olmuşuz. Allah devletimiz var etsin, düşmana mahcup etmesin, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”dedi.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz’ün konuşmasının ardından Eğitim Bir Sen Küçükçekmece İlçe Başkanı Yusuf Sabaz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Sabaz: “Hepinizi Allah’ın selamıyla selamlıyorum. Bu milletin İslam’la şereflendikten sonra yaptığı kahramanlıklar hepinizin malumudur. Hatta 15 Temmuz gecesinde -inancımızı yarım yamalak yaşamamıza rağmen- bu milletin nasıl bir kahramanlık ortaya koyduğuna şahit olduk. Çok değerli Türkiye Caferileri lideri Selahattin Özgündüz hocamızın ’da belirtmiş olduğu gibi bizim düşmanımız çok o düşmanlara karşı en büyük kudretimiz kendi iç dünyamızda ve dışımızda oluştura bileceğimiz havadır. Bu havayı sağlayan yegâne, tek örnek Efendimiz Hz. Muhammed’dir (s.a.a)” dedi.
Sabaz’ın konuşmasının ardından kürsüye Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz davet edildi. Konuşmasında Karadeniz: “O hepimizin gülü rabbim koklamayı nasip etsin, O hepimizin güneşi rabbim onunla ısınmayı nasip etsin, O hepimizin yağmuru rabbim onunla yeşermeyi nasip etsin. O hepimizin ışığı onunla aydınlanmayı rabbim hepimize nasip etsin. Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’in doğum gününü kutluyoruz. Doğum gününü kutlamak aslında sünnet gibi bir şeydir. Efendimiz Hz. Muhammed (sav) sevgi peygamberidir. Hadis-i Şerifinde buyuruyor ya birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olmazsınız. İman etmedikçe de cennete gidemezsiniz. Aslında cennete girmemizin ilk anahtarı birbirimizi sevmektir. Ama surat asmayı birbirimize bahaneler bularak uzaklaşmayı öyle bir marifet bildik ki rabbim bizden tadı tuzu çekip aldı. Rabbim inşallah, bu tür programlarla aramızdaki sevgiyi yeşertelim. Müslüman asık suratlı olmak zorunda değil. İnşallah, güler yüzün sadaka olduğunu unutturmayalım. Müslümanlar neşesini ve tekrar o tadı tuzu kazansın inşallah. ”dedi.
Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in konuşmasının ardından Küçükçekmece Kaymakamımı Harun Kaya konuştu. Konuşmasında Kaya : “O nur yüzlü nebi’nin yolcuları, hepiniz hoş geldiniz. Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.a) deyince gönlümüzün titrediği, o nur yüzlünün doğumunu kutladığımız günün; iyilikler mutluluklar getirmesini temenni ediyorum. Ben bir kaymakam ve birey olarak benden önceki konuşmaların hepsine yürekten katılıyorum. Muhammedî olmak diyoruz. Hayatımızda başkalarının hayatını gasp etmek değil. Muhammedi olmak demek ahlaksızlıktan uzak durmak demektir. Komşusuna ayrım yapmamak demektir. Muhammedî duruş demek başkalarının hayatlarında bir şeyleri değiştirmek için mücadele etmek demektir. Muhammedî olmak demek onun gibi olmak için imrenmek, rol ve model almak demektir. Rabbim bizlere onunla inşallah, cennete buluşmayı nasip etsin.”dedi.
Konuşmaların ardından Adem Tay ve ekibinin tasavvuf musikisi dinletisinden sonra programa katılan vatandaşlarımız arasından kura çekilerek çok sayıda vatandaşımız umre ile ödüllendirildi. Program sonunda gül ve yemek ikramı yapıldı.
Muhabir: Ali Ekber Gökçe