AB'nin çerçevesi çizilen yeni mekanizması, kimyasal silah geliştirilmesi ve kullanılmasına karıştığı belirlenen her bir kişiye nerede bulunduğuna ve hangi ülkenin vatandaşı olduğuna bakılmaksızın yaptırım uygulamayı amaçlıyor.

 

AB dışişleri bakanlarının Lüksemburg toplantısında kararlaştırılan mekanizma uyarınca hedef alınan bireyler ve örgütlerin AB içindeki mal varlıklarının dondurulması ve AB üyesi 28 ülkeye seyahatlerinin yasaklanması öngörülüyor.

 

'SELAM VERENE' BİLE YAPTIRIM

 

AB Konseyi'nin açıklamasında "Kısıtlayıcı önlemler, kimyasal silah geliştirilmesi ve kullanılmasından doğrudan sorumlu olan kişi ve kurumlar kadar mali, teknik ve materyal destek sağlayan, yardım eden, teşvik eden ve/ya bağlantılı olanları da hedef alacak" denildi.

 

 

AB kişi ve kurumlarının kara listedeki kişi ve kurumları finanse etmesini de yasaklayan açıklamada, "Bu karar, AB'nin uluslararası güvenliğe ciddi tehdir oluşturan kimyasal silahların edinilmesi ve kullanılmasıyla mücadeleye yönelik çabalarına katkıda bulunuyor" diye eklendi.

AB Konseyi'nin 28 Haziran 2018 tarihli kararının uzantısı olan bu mekanizma üzerinden henüz kimseye yaptırım uygulanmıyor, ama toplantıda ilerde ilintili kararların alınması konuşuldu.

 

AB mekanizması, BM'ye bağlı Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (KSYÖ/OPCW) Skripal vakası ve Suriye'deki kimyasal iddialarıyla ilgili toplantısının ardından geldi.

 

Martta İngiltere'nin Salisbury kentinde gerçekleşen Skripal vakasında, Batılı istihbarat servisleri için köstebeklik yapmış eski Rus askeri istihbarat servisi (GRU) ajanı Sergey Skripal ile kızı Yulya'nın Noviçok olduğu iddia edilen bir kimyasalla zehirlendikleri öne sürülmüştü. İngiltere hükümeti, doğrudan Rusya devletinin başını sorumlu tutarken, 3 Rusya vatandaşını da saldırıyı düzenleyen 3 GRU ajanı olmakla suçladı.

 

Kremlin bütün suçlamaları kesin bir dille reddederken, Skripal vakası Rusya'ya karşı yeni bir yaptırım dalgasına vesile oldu.