Caferi Suriye hükümetinin Suriye halkının güvenlik ve selameti için yoğun çabalarını sürdürdüğünü vurgularken, Şam kırsalı Doğu Ğuta’da sivillerin radikal teröristlerden kurtarılıp tahliye edilmeleri için temin ettiği insani koridorlara dikkat çekti.

 

Şam kırsalı Doğu Ğuta’dan tahliye edilen binlerce vatandaşın ifadelerinde İslam Ordusu, Nusra Cephesi ve Feylak el Rahmen gibi radikal terör örgütlerin yıllarda kendilerine yaşattıkları cehennemi ifade ettiklerine dikkat çeken Caferi; bu vatandaşların ifadelerinin Doğu Ğuta’da bulunan terör örgütleri ve işverenlerinin yalan ve dolanlarını net bir şekilde deşifre ettiğine vurgu yaptı.

 

Doğu Ğuta’da bulunan teröristlerin sivilleri rehine almaya ve canlı kalkan olarak kullanmaya devam ettiklerini vurgulayan Caferi; insani koridorlara ve çıkmak isteyen sivillere ateş açtıklarını belirtti.

 

Caferi başkent Şam’da görev yapan BM ajanslarından birinin Doğu Ğuta’da bulunan ‘beyaz miğferliler’ adlı oluşumlardan 76 kişinin tahliye edilmelerini talep ettiklerine dikkat çekti. Söz konusu BM ajansının Doğu Ğuta’da bulunan binlerce sivil vatandaşın durumumu umursamadığına dikkat çeken Caferi; bunun kelimenin tam anlamıyla skandalların en büyüyü sayıldığının altını çizdi.

 

Caferi iki gündür Şam kırsalı Doğu Ğuta’dan 40 binden fazla masum sivil vatandaşın ordu birliklerimizin destek ve yardımlarıyla tahliye edilip kurtarıldıklarını belirtirken, terör mağduru tüm bu vatandaşların Suriye hükümeti tarafından barınak dahil tüm temel gereksinimlerinin temin edildiğini kaydetti.

 

Türkiye güçleri ve onlara tabi teröristlerin Halep kırsalının kuzeyi Afrin Bölgesinde bölge ahalisine karşı en kötü katliamları işlediklerini belirten Caferi; yüzlerce sivil insanın şehit ve yaralı düştüklerini, binlerce vatandaşın da evsiz barksız kalıp tehcir edildiklerini ifade etti.

 

Caferi BMGK’nin Suriye’de terör saflarında yer almaları ardından ülkelerine dönen teröristleri çağırıp ifadelerini alması gerektiğini belirtti. Bu teröristlerin Suriye ve halkına karşı insanlık dışı katliamlarda bulunmalarında kendi ülkelerinden aldıkları destek ve sağlanan kolaylıklar hakkında ifadelerinin önemine dikkat çeken Caferi; Suriye ve halkı için timsah gözyaşları döken devletlerin radikal terörü destekleyen devletlerin bizzat kendileri olduğunun altını çizdi.

 

Suriye hükümetinin Suriye’de krizin yegane çözümünün herhangi bir dış müdahale ve provokasyon olmaksızın bizzat Suriyeliler arasında diyalog yoluyla olması gereğini bir kez daha vurguladığını ifade eden Caferi; bunun da BMGK’nin 2254 sayılı kararınca öngörüldüğünü vurguladı.