Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Bugün burada İslam’ın ilk kıblesi ve El Aksa’nın şehri Kudüs’ümüzün tarihi statüsüne yapılan tecavüzü ele almak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Davetime icabet ederek, Müslümanlarla birlikte tüm insanlık için tarihi önemi olan toplantıya iştirakiniz için her birinize teşekkür ediyorum.
ABD’nin Başkanı uluslararası hukuku hiçe sayarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdığını açıklamıştır.
Hiç uzun söze gerek yok, Kudüs’te bu kadim şehrin sokaklarında birkaç dakika dolaşan herkes orasının işgal altında olduğunu anlayacaktır.
'Böyle bir karar kabul edilemez'
Zaten işgal altında olan bu şehirle ilgili böyle bir kararın açıklanmasının hiçbir hükmü olamaz. ABD’nin veto yetkisine sahip olduğu BM Güvenlik Konseyi’nin 1980 tarihinde aldığı karara göre hiçbir ülke Kudüs’te büyükelçilik bulunduramaz. Nitekim ABD’nin bu hukuksuz kararına sadece Kudüs’ü işgal altında tutan İsrail destek vermiştir. Bu gayri meşru kararı kabul etmeyen tüm ülkelere teşekkür ediyoruz.
Filistinliler cezalandırılıyor
Sayın Papa dahil olmak üzere, şu ana kadar yaptığım tüm görüşmelerde bu kararlı duruş teyit edilmiştir. İslam ülkeleri de ABD’nin Kudüs’le ilgili kararını külliyen reddetmiştir. Zirve dönem başkanı olarak, dünya kamuoyuna çağrıda bulunarak bu kararın vicdan, hukuk, ahlak ve tarih önünde hükümsüz olduğunu ilan ettik. Bu karar her şeyden önce barıştan yana tavır koyan, barışı isteyen taraf olduğunu defalarca ispatlayan Filistinlilerin cezalandırılmaları anlamına geliyor.
Bu karar şimdi sizlere haritada da göstereceğim. 1947’den bu yana Filistin’de neler oldu bunu görmenizde büyük faydalar var.
Sene 1947, BM paylaşım planı. Bu paylaşım planında Filistin ciddi manada küçülme yaşıyor, İsrail ise büyüyor. Sene 1949 – 67 arasına bakıyoruz, Filistin ciddi manada küçülüyor, İsrail ise büyümeye devam ediyor. Ve geliyoruz bugüne. İşte buyurun, şu anda 1947’de İsrail neyse, şimdi de Filistin ne yazık ki aynı duruma getirildi.
İsrail terör devletidir, işgal devletidir.
“Erdoğan niye böyle söylüyorsun?” Nasıl söylemeyeyim? 10 yaşındaki çocukları o terörist askerler alıyor gözaltına ve demir kafeslerin içine bunları yığıyorlar. Gözleri bağlanıyor, ve 14 yaşındaki çocuk dipçikleniyor. Öbür tarafta bir yavru, kız çocuğu. Annesi yavrusuna sarılıyor ve o tabloda bakıyorsunuz anne dipçikle dövülüyor ve o çocuk elinden alınıyor. Bu işgalci değil de, terörist değil de nedir? Bunun izahı var mı? İnsan olan, vicdan sahibi olan buralardan gerekli dersi alması lazım. Şuraya bak, 20’ye yakın asker, o çocuk gözleri bağlı, yüzü kan revan içinde.
Ey Trump sana neyi anlatalım daha? Bu kararla işgal, abluka, yasadışı yerleşimler, ev yıkma, orantısız şiddet suçlarının faili İsrail yaptığı tüm terör eylemleri için ödüllendirilmiştir. Siz tek başınıza böyle bir karar alabilirsiniz ama dünya sadece sizden ibaret değil. Siz ABD olarak çok güçlü olabilirsiz, silahlarınız, uçaklarınız olabilir ama bunlar sizin güçlü olduğunuzu ifade etmez. Eğer haklıysanız güçlüsünüz, haklı değilseniz asla güçlü olamazsınız.
Barışı imkansız hale getirenlerin yanında duran ABD, tüm fanatiklerin ekmeğine yağ sürmüştür. Bunu Suriye'de de gördük. Suriye'de YPG'nin yanına DEAŞ'a karşı beraber mücadele vermiştir. Sayın Trump, bir terör örgütünü, bir başka terör örgütü ile yok edemezsiniz.
Filistin meselesine adil bir çözüm bulunmadan kalıcı barış ve istikrardan söz edilemez. Başkenti Kudüs olan egemen ve bağımsız Filistin talebinden asla vazgeçmeyeceğiz.
Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir, Harem-i Şerif ebediyete kadar Müslümanlara ait kalacaktır. Henüz Filisin devletini tanışmamış olan devletlerin artık bu adımı atmaları şarttır.
ABD'yi bu provokatif ve hukuk dışı adımdan bir an önce geri dönmeye davet ediyoruz. Kudüs'ü Filistin devletinin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyorum.