Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Yardımcısı Ebu Ahmed Fuad, El Meyadin kanalına verdiği röportajda, “Amerika Başkanı Donald Trump’ın son kararı, Filistinliler için bir fırsata çevrilebilir mi?” sorusuna cevaben şu ifadelerde bulundu: ‘Biz Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Filistin’deki diğer direniş grupları olarak buna tam anlamıyla hazırız ve direniş için ortak bir strateji geliştirmeye katkıda bulunacağız. Amerika Başkanı Donald Trump’ın bu kararına en iyi cevap İntifadadır. Direniş için uygulanabilir bir strateji belirlenmelidir. Biz Filistinli bütün direniş gruplarının katılacağı bir intifadanın hazırlığı ile karşı karşıyayız. Filistin halkının iradesine göre, işgalcileri yeni şartlara zorlayacağız. Biz diğer gruplarla iş birliğinde bulunmaya tam anlamıyla hazırız. Çünkü şimdi direnişin gücü daha da artmıştır. Bu defa komplonun Kudüs’ten başladığı doğrudur ama onların hedefi, Filistin meselesini ortadan kaldırmaktır. Ayrılma ve bölünmelere son vermeliyiz ve bu düşmanla ve cinayetleriyle mücadele etmeliyiz. Siyonist düşmanla ilişkileri normalleştirme çabalarını yenilgiye uğratmalıyız.’
Ahmed Fuad, Filistinli grupların birleşmesi ile ilgili olarak sözlerine şunları ekledi: ‘Filistin Devlet Yönetimi ve Kurtuluş Örgütü üzerindeki her türlü yabancı müdahaleye ve baskıya karşı çıkmalıyız. Mahmut Abbas’tan açık bir şekilde soruyorum, Filistin Kurtuluş Örgütü ve bütün Filistinli direniş gruplarının bu soruna nasıl cevap verileceğini değerlendirmek üzere bir toplantı düzenlemelerinin zamanı gelmedi mi? Şimdiye kadar Trump’ın kararına tepki olarak, Arap ve uluslararası teşkilatların toplantısına şahit olduk ama Kurtuluş Örgütü bir toplantı düzenlemedi. İntifadanın ve onun devam etmesinin şartlarından biri, milli ve ortak bir lidere sahip olması ve tüm grupların katılımıdır. Silahlı mücadele, direniş çeşitlerinin başında gelmelidir ve bu program bütün kamuoyuna sunulmalıdır. Eğer neticeye ulaşacak bir intifada istiyorsak, onun için açık bir lider olmalıdır.’
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Genel Sekreter Yardımcısı, İran Kudüs Kuvvetleri Komutanı General Kasım Süleymani’nin direniş gruplarının Mescid-i Aksa’yı savunmak için hazır olduğunu vurgulaması ile ilgili olarak ta şu hatırlatmalarda bulundu: ‘İlk olarak izin verin, tecrübeli bir komutan olan General Kasım Süleymani’nin sözlerini desteklediğimi belirteyim. Direniş ekseni, Siyonist düşmanın oluşturduğu sorunlarla mücadele etmek için gerekli imkanlara sahiptir. Bugün Direniş eksenin gücü her zamankinden daha fazladır ve Filistin direnişi artık yalnız değildir. Filistin direnişi bugün, özellikle Suriye ve Irak’ın terörizmi yendiği bir dönemde, bölgedeki eksenin bir parçasıdır ve Filistin halkının hedeflerini gerçekleştirebilecek geniş çaplı kapasitelere sahiptir. Direniş cephesi çok iyi şartlar içindedir ve bu yeni komployu etkisiz hale getirmelidir. Seyyid Hasan Nasrallah’ın daveti ile direniş grupları arasında bir görüşme düzenlenmesi ve ortak operasyon odası oluşturulması mümkündür. Ama mevcut şartlarda en acil ve zaruri mesele, kapsamlı hale gelmesi ve geçici bir itiraz olmaması için, intifadayı desteklemenin gerekliliğidir. Öyle bir şey yapmalıyız ki, düşman eylemlerini geri çeksin. Üç gün içerisinde iki bin Filistinli yaralandı. Yani bu halk, fedakarlıkta bulunmaya hazırdır. Biz aynı şekilde Arap Barışı olarak adlandırılan plana karşıyız. Filistin Devlet Yönetimi, İsrail’i resmi olarak tanımaktan vazgeçmeli ve Oslo Anlaşmasını iptal etmelidir. Mahmut Abbas, Kurtuluş Örgütü’nün onayladığı şeyi kabul etmeli ve yabancı baskılara teslim olmamalıdır.’