Yemen ordusu ve Ensarullah güçleri muhtelif cephelerde Suudi uşaklarının mevzilerine karşı karadan operasyon düzenlerken, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın uluslararası Melik Halid Havalimanı’na balistik füze ile saldırı düzenlendi.
Suudi Arabistan Hava Yolları Kurumu, Melik Halid Havalimanı’na füze düştüğünü doğruladı.
Yemenliler’in Riyad’ın merkezini balistik füze ile hedef alması, Yemen’in bilimsel yeteneği, füze gücü ve askeri sanayisinin ilerlemesini gösteriyor. Yemen direnişinin, Suudi Arabistan’a art arda vurduğu ağır darbeler, Suudi yetkililerini şaşkına çevirmiştir. Suudi Arabistan, Yemen 26 Mart 2015 yılında saldırılarının başında, ABD’nin yaktığı yeşil ışık ve bazı Arap yöneticilerinin Yemen’e karşı Arap ittifakı adı altında desteklerine yaslanarak, Yemen’i kısa sürede işgal edeceğini düşünüyordu. Ancak Yemen’de daha sonra yaşanan gelişmeler, Ensarullah liderliğindeki halk direniş gücünün lehine güç dengesinin artan biçimde değiştiğini ortaya koydu. Ancak bu savaş kısa sürede Suudilerin düşündüğü gibi son bulmadı ve pratikte sürüncemeli bir savaş haline geldi. Ensarullah güçleri, Yemen’de Suudi savaş uçaklarının saldırılarına karşı halk direnişi simgesi olarak, Suudi güçlere ağır darbeler indirmeyi başardı. Yemen’deki gelişmelerin gidişatı, mütecaviz Suudi Arabistan rejiminin denklem ve hesaplarının bozulduğunu, Suudi güçlerin Yemen halkı karşısında aldıkları ağır ve stratejik yenilgiler gibi, hamileri ve uşaklarına indirilen darbeler de, onlar için yenilgi izlerinin daha netleşmesine sebebiyet vermiş olduğunu gösteriyor. Bu duruma karşı, Suudi Arabistan, hamileri ve uşakları, kendi başarısızlıklarına inanılmaz biçimde tanıklık ediyor.
Suudi Arabistan ve müttefikleri, Yemen’deki yenilgi ve başarısızlıklarının üstünü kapatmak için Yemen halkına yönelik saldırılarını tırmandırarak, çocuk, kadın, yaşlı demeden herkesi katlediyor.
Ancak Yemen halk direnişinin verdiği ezici yanıtı, Suudi Arabistan’ın bu tür girişimlerinin de Riyad’ın başarısız ve yenilgi sürecinde bir değişiklik yaratmasını gösteriyor.
Yemen halk direnişinin füze gücü, artık Suudi rejim için bir kabus haline gelmiştir.
Yemen füze birliği tarafından defalarca yapılan açıklamalarda, Yemen halkının meşru müdafaa hakkına vurgu yapılmıştır.
Yemen ordu ve halk güçlerinin Suudi mevzilerine yönelik füzeli saldırıları dahil gösterdiği tepkiler, meşru müdafaa hakkının bariz bir örneği sayılıyor.
Meşru müdafaa, BM Antlaşmasının 51. maddesinde üzerine vurgu yapılan bir haktır.
Yemen güçlerinin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın uluslararası Melik Halid Havalimanı’na düzenlediği saldırı, Suudi Arabistan kadar, ABD ve müttefiklerini de hayrete düşürdü.
Hatta ABD Başkanı Donald Trump dün Japonya’da yaptığı bir açıklamada, Melik Halid Havalimanı’na Yemen güçlerinin düzenlediği füzeli saldırıdan İran’ı sorumlu tutarak, İran’ın Yemenli güçlere füze yardımında bulunduğunu iddia etti.
Ancak İran Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Caferi ve Savunma Bakanı General Hatemi, ABD Başkanı Trump’ın bu iddiasının temelsiz ve iftiradan ibaret bir iddia olduğuna vurgu yaprak, Trump’ın iddiasını tekzip ettiler.
Esasında ABD Başkanı Trump, Yemen’in havadan, karadan ve denizden kuşatma ve ambargo altına alındığından İran’ın Yemen’e füze yardımında bulunmasının imkansız olduğunu çok iyi bilmesine rağmen, İran aleyhinde bu suçlamada bulunması, bir kez daha Amerikan yetkililerinin İran’ı suçlamaya alıştıklarını ortaya koymuş oldu.
ABD ve Suudi Arabistan artık Yemen güçleri ve Ensarullah halk hareketinin gücünü kabul etmesi gerekiyor ve onlar başkalarını suçlamakla bir yere varamazlar.