İndependent gazetesinde yer alan bir yazıya göre; Irak tarihi geçen 40 senede yanlış yere daha iyi bir hayat için dönüm noktası olarak görülen ancak ABD tarafından ülkenin işgal edilmesi ve Saddam Hüseyin'in devrilmesinden sonra daha fazla iç savaşların başlangıç noktası olan birçok olaya sahne olmuştur.
Yazıya göre; Irak'taki tüm siyasi gruplar muhtelif dönemlerde yabancı hamilerinin temsilcisi olmuşlardır. Ancak gelinen noktada savaşın artık son aşamalarına gelindiği anlaşılıyor çünkü Irak'taki iç savaşların kazanan ve kaybedenleri belirlenmiş durumdadır.
Şiiler, Sünniler ve Kürtler Irak toplumunu teşkil eden en önemli bloklar sayılıyor. Irak nüfusunun beşte birini teşkil eden Sünniler, kendi etkinliğinin büyük kısmını kaybetmiştir çünkü IŞİD'i yerel hükümet karşısında en önemli muhalefet aracı olarak kullandılar ve doğru veya yanlış bu yenilgiye ortak sayılıyorlar. Onların Musul ve Ramadi gibi en önemli kentleri yerle bir olmuş ve ana caddeler üzerindeki Sünni köyle tahrip olmuştur.
Şiiler ile Kürtler arasındaki işbirliği de Saddam Hüseyin'e karşı koymak amacıyla gelişti ve güç paylaşımları da buna göre oldu. Ancak bir süre sonra Bağdat ve Erbil, birbirine iki düşman gibi bakmaya başladı.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi için referandum ilk başta pek de kötü bir düşünce olarak görülmüyordu ancak Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Irak merkezi yönetiminin IŞİD ile savaşı geride bıraktığından ayrılığa doğru hareket ettiği için büyük hata yapmıştır çünkü asla Bağdat ordusuna karşı koyacak güce sahip değil. Bu yüzden peşmergeler bu mücadeleyi kaybetmişlerdir.
Gelinen noktada Irak Kürtler'i referandum öncesi kontrollerinde olduğu birçok bölgeyi kaybetmişler. Onlar petrol zengini Kerkük'ü sadece kaybetmediler 3 kilit velayetin kontrolünü de kaybedebilirler. Irak Güçleri, Fiş Habur gibi Kürt Bölgesel Yönetimi ile Türkiye sınırlarındaki kritik kente doğru baskı yapmaktalar. İbadi de geçtiğimiz hafta Kürtler'in referandum sonucunu dondurma teklifini reddederek, tamamen iptalini istedi.