"Barzani yanlış yaptı. İsrail bayrağının altında toplanmayı seçti. Zaten Kürt halkının önde gelenleri de bunu söylediler.
Kürt halkı Müslümandır, neden İsrail’in bayrağının altına girsin ki? Askeri güçler oraya gitmeden önce Erbil, sonra Süleymaniye’de her kesimle, ilgililerle, yetkilerle hatta Peşmerge komutanlarıyla görüşüldü, iyi yaptılar. Devlet gücü girdiği zaman Peşmerge gitti. Vakıa onu da yapmaları doğru idi. Yanlış yapan kim peki?
Yanlış yapan bizim ülkedeki medyanın habercileri, programcıları. İlk gün başlıkları şu idi: "Kerkük’te çatışma var." Her şeyi Amerika ağzı ile konuşmaya mecbur değilsiniz. Devletimiz şuan dünkü durduğu yerde değil.
Değişti, artık farklı şeyler oldu. Devlet de farklı tavır aldı. Siz hala neden Amerika ağzı kullanıyorsunuz? Kaç tane ölü, yaralı var sorusuna cevap alamıyoruz. Ama bazıları da Kürtler neden öldürülmedi rahatsızlığı duyuyor sanki.
Rahatsız olanlar var. Amerika ve İsrail rahatsız. Peki sen neden rahatsızsın?
Kerkük fetih edilmedi. Kerkük de diğer şehirler gibi tüm Iraklıların. Bağdat da öyle Necef de öyledir. Yezidiler IŞİD’in elinden kaçtılar gelip Kerbela’ya sığındılar. Hz. Hüseyin’i öldürdükleri için Yezidi oldular bunlar. Hüseyin’e gelip sığındılar ve orada aziz misafir gibi ağırlandılar, korundular. Kerkük’e gelenler de o ülke vatandaşlığını taşıyan herkes o ülkeye ortaktır.
Kürdün elinden alınmış değil; öyle bakmak lazım. Kürtler yerleşmiştir, bitişik şehirlerdir. İstanbul’da olduğu gibi yine eskiden beri orada olanlar yine oradadır, sıkıntı yok. Çok şükür Kürt kardeşlerim ölmedi ve Kerkük harabeye dönmedi.
Merkezi hükümetin dediği bölgelerden Peşmergeler çekildi. Anayasa ışığında görüşelim, dendi. Kimsenin kimseden talebi yok, Asker göndermeden önce Ayetullah Sistani de böyle söyledi. Askeri güce başvurmadan anayasa çerçevesinde görüşüp çözün.
Bunu yorumlayan da anayasa mahkemesidir. Anayasa mahkemesini de mevcut iktidar atamadı eski üyelerdir. O şartlarda Erbil de razı oldu, tamam dedi. Çok şükür çatışmasız sorunsuz çözüldü. Geri kalanı da anayasanın çerçevesinde konuşacaklar.
Kardeş kavgası çıkmadı arzumuz bunun Suriye’de de olmasıdır.
Suriye’nin birliğini, dirliğini koruması sınırlarına sahip çıkmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de bu görüştedir. Astana’da yapılan görüşmelerle de askerimiz Suriye’ye girmiştir. Bir ara kaygılandım Suriye dışişlerinin açıklamasına endişelendim. Ama anlaşılan bu olay da tatlıya bağlandı. Bizim medya de hala aynı ağızdan konuşuyor. Türkiye artık farklı cephededir. İfade ettiğiniz kelimeler doğru olmalıdır. Rejim güçleri gibi ifadeler kullanılıyor. Meşru devletin güçleri ben Mehmetçiği orada burada boğuşturmanın peşinde değilim. Yanı başımızda İsrail hilali kurulma girişimini kuşatılmamızı önlemek amaçlı girmişiz. Doğru da yapmışız, kendi başımızla girmemişiz oranın toprağında gözümüz yok. Haber ve yorumcular ifadelerini değiştirmeliler.
Şimdi Rakka yerden yeksan oldu. Amerika bombalıyordu. Teröristlere gelince Amerika onları kullanıyor. Yine Amerika kullanacağı ayrılıkçı güçlerin eline bıraktı. Kalanını Afrin’e doğru gönderiyorlar. Türk askerine karşı kullanacaklar. Türkiye’ye de silah vermiyorlar. Sayın cumhurbaşkanı öyle söyledi. Tepkisinde haklı ama müşavirleri yanlış bilgilendirmiş olacak ki; orada da çok şükür oyunlar bozuldu ama arzumuz Suriye’nin her karışında birliği ve dirliğinin sağlanmasıdır. Gidişat o yöndedir.
Bir de Myanmar sorunumuz var.
Vah Abi, Selefi, Tekfirciler orada Müslümanların başına bu belanın gelmesi için Afganistan’da Taliban’ın yaptıkları Buda heykelinin topa tutmalar falan bir de Myanmar içerisinde bir takım terör eylemleri Budistler’in lideri cihat emir etti tabiri ile. Barış ödülü almış başbakanın hükümet ettiği bir ülkede vatandaşı öldürüyor. Şimdiye kadar altı yüz bine yakın kişi öldü. Bu noktada ülkemize iş düşüyor benim önerim uluslararası platformda da İslam ülkeleri ile beraber bu diplomatik yollardan halledilmesidir.
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Suudi’nin kontrolünden çıkması lazım. Yoksa Müslümanların Siyonizm’e karşı Kudüs’ü kurtarmak için kurduğu bu teşkilat Siyonizm’e hizmetten başka bir şeye yaramaz. İslam İşbirliği Suudi’nin kontrolünden çıkmalı, merkezinin de İstanbul olması gerekir.
Haşdi Şabi bize hizmet ediyor. Buranın birliği dirliği için çalışıyor. Sincar’ı kim aldı? Haşdi Şabi, hatırlayın Amerika’nın yirmi otuz yıla bitmez dediği IŞİD’in sonunu getirdi. Girdikleri yerde davul zurna ile karşılanıyorlar. Kerkük’te de bayram var, savaş çatışma yok. Meğerse terörist değil terör savarmış. Girdiği yerde terörist çatışmaya bile giremiyor. Halk seviniyor terörist kaçıyor. Eğer onlar olmasa bizim hükümetimizde de baya masraf çıkacaktı. Yurt dışında bir yer, kendi toprağın da değil. Sen hala ne diye konuşuyorsun. Hepsi Şii de değildir. Haşdi Şabi de başkomutanlığın emrinde Irak hükümetinin resmi meclisinin tugaylarından çıkmıştır."