Arabistan’a giden İngiltere Başbakanı Suudi bir gazete ile yaptığı röportajda İran’ı bölge ülkelerine müdahale etmekle suçladı.

İngiltere Başbakanı Suudi medyasına konuştu:  

 

Arabistan’a giden İngiltere Başbakanı, El-Riyad Gazetesine verdiği röportajda, İran’ı Yemen’de Husileri desteklemekle ve uluslararası toplumun Yemen’de istikrarı sağlamak için yaptığı çalışmalara karşı faaliyet yürütmekle ve Suriye’ye kuvvetlerini göndererek bu ülkenin Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’ı desteklemekle suçladı.

 

İngiltere, Yemen’e karşı savaşta Arabistan’a silah sağlayan asıl ülkelerden biridir. Bu silahlar arasında uluslararası kanunlara göre yasak olan misket bombaları da bulunmaktadır.

 

Theresa May ülkesinin bölge ülkelerinin İran’ın faaliyetlerinden duyduğu endişeyi anladığını iddia etti ve İran’ı Suriye’de yapıcı bir rol oynamaya ve Astana Müzakerelerinde hedefli bir katılım göstermeye davet etti.

 

May aynı zamanda İran’dan Yemen’in bağımsızlığına, egemenliğine ve birliğine saygı göstererek ve istikrarı güçlendirerek bu ülkedeki çözüm yolunda yapıcı bir rol oynamasını istedi.

 

İngiltere Başbakanı şu ifadelerde bulundu: “İran ve İngiltere arasındaki ilişkilerde yaşanan gelişme, bizim Yemen konusuna gözlerimizi kapatacağımız anlamına gelmiyor aksine bizim İran hükümetine endişelerimizi en üst düzeyde dile getireceğimiz anlamına geliyor.”

 

May ayrıca İran ile yapılan Nükleer Anlaşma hakkında şu iddialarda bulundu: “İran ile İran’ın 10 yıl nükleer silah elde etmesine engel olacak bir anlaşma imzaladık. Bu anlaşma 13000 santrifüjörün ve bununla bağlantılı alt yapı sistemlerinin kaldırılmasına neden oldu. Nükleer Anlaşma İran’ın zenginleştirilmiş uranyum depolarını %20 azalttı. Bu konu bölge güvenliği için önemlidir ama bizim İran’ın Lübnan, Irak, Suriye ve Körfez bölgesi olmak üzere bölgedeki düşmanca faaliyetleri ile mücadele etmek için iş birliğine ihtiyacımız var.

 

Biz, Nükleer Anlaşmanın İran’ın nükleer silah elde etmesini engelleyecek en iyi yol olduğuna inanıyoruz. Nükleer Anlaşma İran ile ilişkileri arttırma fırsatı vermektedir. Endişe veren konularda doğrudan ilişki içerisinde olmayı kolaylaştırmaktadır ama bu konu İran’ın bölgenin istikrarını bozan faaliyetlerine göz yumma anlamı taşımamaktadır. Biz kararlı ve aktif bir şekilde Nükleer Anlaşmayı kontrol etmeli ve bu anlaşmada yapılacak herhangi bir ihlale karşı hızlı ve kesin bir şekilde davranmalıyız. Biz Körfez ülkelerinin İran’ın onların iç işlerine müdahalesi ile mücadelesini destekliyoruz.”