Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Yüzbinler Halkalı'da İmam Hüseyn (as)'a Lebbeyk Dedi

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Aşura Meteminin adresi İstanbul Halkalı oldu. Halkalı'da toplanan yüz binlerce insan Hz. Hüseyn'in yasını tuttu, mersiyeler ile göz yaşı döktü. 

11 Ekim 2016
Yüzbinler Halkalı'da İmam Hüseyn (as)'a Lebbeyk Dedi

Evrensel Aşura Matem Merasiminin bu yılki adresi yine Halkalı Zeynebiye oldu.
 
Sabah saatlerinden itibaren törenin düzenleneceği alana akın insan seli, cadde ve sokakların kapanmasına neden oldu.
 
Sunumunu Ali Demirtekin'in yaptığı Kerbela Şehitlerinin 1377. yıldönümü anma töreni, Gulam Rıza Atai'nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
 
Matem merasimini organize eden CAFERİDER adına selamlama konuşmasını Dernek Başkanı Av. Sinan Kılıç gerçekleştirdi.
 
Kılıç'ın konuşmasının tam metni :
 
Değerli Ehl-i Beyt dostları Hicri 1377 yıl önceki Muharrem ayı’nın onuncu günü olan Aşura gününde, Fırat nehrinin kenarında Kerbela denen yerde,  Hz. Peygamber’in (s.a.a) emaneti olan Ehl-i Beyt mensupları, başta Hz.Hüseyin (a.s) olmak üzere ailesi, efradı hatta 6 aylık çocuğu dahi, hilafet makamını gasbeden Yezid tarafından katledilmiş, Peygamber hanedanı kadınlar esir edilmiştir.
 
O günden beri Şii’siyle Sünni’siyle Müslümanlar için Muharrem bir yas ayı, Aşura bir yas günü olmuştur. Sadece Müslümanlar için değil Hz.Hüseyin’in neden katledildiğini bilen, Kerbela’yı anlayan, gönül ve vicdan sahibi her insan için Aşura bir matem günü olmuştur. 
 
Ancak, Kerbela şehitlerinin mesajını anlamak istemeyen hatta onu özellikle unutturmak isteyen Müslüman elbisesi giymiş bazı çevreler ise bu yası bayrama çevirme  gayretindedirler. Bu çevreler Kerbela şehitlerine ağlamamızı kınıyorlar, Aşura gününü, hiç o vahşet yaşanmamış gibi, hurafelerle sulandırıp bir tatlı bayramına çevirmek istiyorlar.
İşte bu alanı dolduran biz yüzbinlerde onlara, Muharrem ayı yas ayıdır, Aşura günü yas günüdür! diyerek cevap veriyoruz.
Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Hüseyin (a.s) için “O’na Müslümanlardan ancak az bir gurup yardımda bulunacak ki onlar kıyamet günü benim ümmetimin şehitlerinin efendileridir. demiştir.
 
Mızrakla atından düşürüldüğünü, başının kesildiğini görür gibiyim” diyerek ağlamıştır. O’nun (s.a.a) ağladığını gören yanındaki ashabı da ağlamıştır.
 
Yine Hz.Peygamber (s.a.a) “Şüphesiz Hüseyin’in katlinden dolayı müminlerin kalbinde asla soğumayacak bir sıcaklık vardır.” diyerek Ehl-i Beyt taraftarlarının sonsuza dek sürecek olan matemine işaret etmiştir. “Allah’ım Ehl-i Beyt’imin benden sonra başlarına gelenleri ve karşılaşacakları musibetleri sana şikayet ediyorum” diyerek de  zalimlerden bizzat müşteki olmuştur. 
O halde Aşura’ya bakışımız bizim safımızı, durduğumuz yeri belirlemektedir. Bu saf, ya Hz.Peygamber’in (s.a.a) yolu Hz.Hüseyin’in safı, ya da Peygamber’in (s.a.a) şikayetçi olduğu azmış, sapmış bir gürühun safıdır.
 
 
Dillerimizin “Ben İmam Hüseyin’in, babası İmam Ali’nin dedesi, Hz.Peygamberin (s.a.a) safındayım” demesi de yetmiyor, amellerimizde, uygulamamızda bunu göstermeliyiz. Eğer herkes İmam Hüseyin safındaysa; Müslümanım diyenler, emperyalizmle, Siyonizmle kol kola girip masum Müslümanları neden katlediyorlar? Müslüman ülkeler neden yakılıp-yıkılıp yerle bir ediliyor?.. Burada bir yanlışlık yok mu? 
 
Peygamber evladına yas tuttuğumuz için bizi eleştirenler, 15 Temmuz’da vatanın dirliğine, milletin birliğine saldırdılar, yüzlerce masum insanı şehit ettiler. Bu hainler arasında bir tane bile Ehl-i Beyt taraftarı yoktu. Çünkü, Ahmet Yesevi’lerin, Hacı Bektaşı Veli’lerin, Mevlana’ların, Yunus Emre’lerin, Pir sultan Abdal’ların Ehl-i Beyt aşkıyla yoğurduğu, barış ve kardeşliği ruhu aşıladığı necip milletimizin fertleri olan biz Caferiler için vatan kutsaldır ve milletin birliği dirliği her şeyin üstündedir. 
Bedir’den Kerbela’ya, Kerbela’dan Çanakkale’ye ve günümüze kadar bütün şehitlere selam olsun. Allah bizi Hz.Hüseyin’in (a.s) yolundan ayırmasın. 
 
Lebbeyk Ya Hüseyin
 
Kılıç'ın ardından sırasıyla Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner,Küçükmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz konuşmalar yaptılar.
 
Merasime katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, Hz. Hüseyin’in Kerbela’da katledilmesinin İslam tarihinde kapanmayan bir yara açtığını, insanlığın bu olaydan çıkarması gereken dersler bulunduğunu belirterek, “Hz. Hüseyin, Kerbela’da zulme, zalime boyun eğmeme ve adalet mücadelesi verdi. Bugün de insani değerleri olanın zulüm karşısında sessiz ve tarafsız kalması düşünülemez” dedi.
 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Budak, “Bugün Muharrem Ayı’nın 10’uncu günü yani Aşura Günü. Peygamber efendimizin sevgili torunu, cennet gençlerinin efendisi Hz. İmam Hüseyin ve yakınlarının Kerbela Çölü’nde günlerce susuz bırakıldıktan sonra hunharca şehit edilişlerinin 1377’nci yıldönümü. Kerbela Vakası İslam tarihinde kapanmayan bir yara açmış ve yüreklere düşen bu acı; bugüne kadar dinmemiştir” dedi.
 
Kerbela olayı ve Hz. Hüseyin’in şehadetinin iyi anlaşılması gerektiğini vurgulayan Budak, “Hz. Hüseyin’in davası, mazlumların, sahipsizlerin, kimsesizlerin davasıdır. O’nun davası saltanat, mal, mülk, makam mücadelesi değildi. Hz.Hüseyin Kerbela'da; haksızlığa, zulme, zalim Yezid'e boyun eğmemenin, adaletin mücadelesini verdi” diye konuştu.
 
Başta İslam Dini olmak üzere bütün dinlerin hak ve adalet üzerine kurulu olduğunu, adaletin olmadığı, haksızlığın, zulmün hüküm sürdüğü yerde dinden, imandan kimsenin bahsedemeyeceğini vurgulayan Budak, “İşte bunun için Hz. Hüseyin; ‘zillet altında yaşamaktansa, izzetli ölümü tercih ederim’ diyerek özgürlükten, adaletten yana tavır koyup, zorbalığı, haksızlığı Kerbela Çölü’ne gömmüştür.
 
İnsan olmak; zalime, iktidar hırsıyla gözü dönenlere ‘sen haksızsın’ demektir. İnsan olmak; haksızlığa karşı direnmekle başlar. Bu direnmenin en görkemli örneğini Hz. Hüseyin vermiştir. İmam Hüseyin Kerbela'da insanlık onurunu korumuştur” dedi.
 
KERBELA DERSLERİ
 
İnsanlık tarihinin iktidar hırsıyla gözü dönenlerin yaşattığı acılarla dolu olduğunu, Ortadoğu coğrafyasında bugün de benzer acıların yaşandığını vurgulayan Budak, “Yaşadığımız coğrafyada kan ve gözyaşı eksik olmuyor. Siyasi çıkar için her şeyin mubah olduğu anlayışı sebebiyle; barış, hoşgörü ve kardeşlik dini olması gereken İslam Dini, insanların kafasının kesildiği; İslam adına, Cihat adına kadın, çocuk demeden binlerce kişinin katledildiği, yüz binlercesinin yurtlarından kaçmak zorunda kaldığı bir ortamın nedeniymiş gibi gösterilmeye çalışılıyor.
 
Bölgemizde ne yazık ki insanlar etnik ve inanç farklılıkları yüzünden  birbirlerini öldürmekte, yok  etmekte, zulmetmektedir. İnsani değerleri olanların, zalimlerin ve bu zulümlerin karşısında sessiz ve tarafsız kalması düşünülemez” dedi. Budak, şöyle devam etti:
 
“Kadim Anadolu topraklarının kültür ve inanç yapısı, çok şükür ki, bu aşırılıkların ülkemizde taban bulmasını güçleştirmektedir. Bu aynı zamanda Atatürk'ün laik Cumhuriyetimizin bize sağladığı bir avantajdır. Bizler cumhuriyetimizin, laikliğin değerini bilip ülkemizdeki barış ortamını sağlayıp, komşu ülkelere de örnek olmalıyız. Bütün Müslümünlar’ın ve insanların Kerbela’dan çıkarması gereken dersler var. Biz bu dersi alıyoruz. Bizi biz yapan değerlerimizi, Cumhuriyetimizi, adaleti, barışı, kardeşliği savunacağız. Farklılıklarımızı zenginlik olarak göreceğiz.
 
Ayrıştıranlardan, kutuplaştıranlardan, zulmedenlerden olmayacağız. Bu vesileyle başta İmam Hüseyin olmak üzere, Kerbela'dan Çanakkale'ye ve günümüze tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyorum.”  dedi.
 
Bir diğer konuşmacı ise Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz oldu.Özgündüz Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin Kerbala'da şehit edildiğini anlatarak, orada yaşananları anlamak için toplandıklarını söyledi.
 
Özgündüz, tören alanına çok sayıda vatandaşın geldiğini dile getirerek, daha fazla vatandaşın bu merasime katılabilmesi için, hükümetten bugünün resmi tatil olarak ilan etmelerini istedi.
 
Yezid'in Hz. Hüseyin ve beraberindekileri acımasızca şehit ettiğini aktaran Özgündüz, IŞİD terör örgütünün, katliamlarını Yezid'den örnek aldığını ifade etti.
 
Tüm şehitlere rahmet dileyen Özgündüz, "Bu ülkeyi böldürmemek için bu salonda gördüğünüz ve dışarıda kalanlar ile buraya gelemeyen milyonlar, bu ülkenin tek çakıl taşını bile düşmana kaptırmamak için kanının son damlasını vermeye hazırdır. Irak bölünürse, Suriye bölünürse, Türkiye bölünür. Allah bize bunu göstermesin ve yaşatmasın. Bunun olmaması için biz, Irak'ta ve Suriye'de ayrılıkçı güçlere karşı savaş vermeliyiz. Mehmetçiğimizi oraya göndermemize de gerek yok. Hava desteği, moral desteği yetecektir." diye konuştu.
 
Özgündüz'ün ardından kürsüye  İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamaneyin temsilcisi Ayetullah Qumi  geldi
Qumi İstanbul'da bulunan Ehlibeyt dostlarının bu görkemli merasiminin tüm dünyada örnek olduğu belirtti. 
(Konuşmanın videosu ilerleyen saatlerde sitemize eklenecek)
 
Son konuşmacı ise Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan oldu.
 
Arslan, burada yaptığı konuşmada, başta İmam Hüseyin olmak üzere Kerbela'da şehit olan Ehl-i Beyt'i rahmetle anarak, Hz. Muhammed'in "Hasan ve Hüseyin'i seven beni sevmiş, onlara kin tutan da bana kin tutmuştur." sözünü hatırlattı.
 
Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'i sevmenin Hz. Peygamberin sevgisini kazanmak olduğunu ifade eden Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
 
"Ne yazık ki Hz. Hasan, Medine'de zehirlenerek şehit oldu. Hz. Hüseyin ise tam bin 377 yıl önce bugün Kerbela'da ailesi ile birlikte tarihin şahit olduğu en büyük katliamda şehit edildi. O günden beri şüphesiz ki ciğerimiz yanıyor, o günden beri yüreğimiz kanıyor. Bin 377 yıldır dualarımız, feryadımız, çığlığımız, ağıtlarımız, mersiyelerimiz arşı inletiyor. O günden beri gökyüzünün ve yeryüzünün ağladığını Kerbela'da sahranın, suların, sellerin, denizlerin ağladığını, arşta meleklerin ağladığını biliyoruz. Hz. Hüseyin'i susuzluğa, yalnızlığa, katliama, Kerbela'ya terk etmiş olmanın sızısını o günden beri insanlık, üzerinde ağır bir yük olarak taşıyor."
 
- "Müslümanlar, Kerbela faciasını hiçbir zaman unutmayacaklar"
 
Ahmet Arslan, Muharrem ayının manevi iklimine işaret ederek, aşura ile buluşmanın, tarihin derinliklerinden bugüne taşıyan büyük bir anlayışa sahip çıkmanın asaletine değindi. Her şeye rağmen acı ve sevinçlerin paylaşılmasının önemli olduğunu dile getiren Arslan, "Müslümanlar, Kerbela faciasını hiçbir zaman unutmayacaklar." dedi.
 
Bunun ayrımcılık yapmak için değil, ayrı düştüklerinde neler olabileceğini unutmamak ve ibret almak için hatırlanacağını belirten Arslan, Muharrem mateminin amacının yaraları, acıları deşmek değil, bu tür acıların bir daha yaşanmaması için olduğunu söyledi.
 
Arslan, "Bu nedenle diyorum ki ya ibret alırız ya da ibret oluruz. Önemli olan bu hadiseden ders çıkarmaktır. Barış ve kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu artık herkesin idrak etmesi gerekiyor. Hz.Peygamber de, Hz. Ali de, torunu Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin bize şunu öğretti; can kutsaldır, kim ki bir cana kastederse, bütün bir aleme kasteder. Hangi saik ile olursa olsun, ister mezhep adına, ister etnik köken adına, ister ideoloji adına olursa olsun, masumlara kastetmek alçakça bir cinayettir." diye konuştu.
 
Kerbela olayını sıcak tutmak için "Her gün Aşura, her yer Kerbela" şeklinde bir söz olduğunu hatırlatan Arslan, "15 Temmuz gecesi yaşadığımız silahlı darbe girişimi de ikinci bir Kerbela katliamı gibiydi. Bununla birlikte Müslüman dünyasının da son ve en ağır imtihanı mahiyetindedir. Zira o gün gösterilen birlik ve beraberlik, öyle zannediyorum ki, son asrın değil, belki de asırların en güzel örneğidir. O günden sonra da 81 ilde milyonlarca kardeşimiz meydanları boş bırakmadı. O meydanlarda ayrışma yoktu. Şu siyasi parti, bu siyasi parti yoktu. Orada Alevi, Sünni, Caferi, Hanefi, Şafii yoktu." ifadelerini kullandı.
 
15 Temmuz girişiminden sonra tüm insanların herhangi bir ayrım gözetmeksizin meydanlarda olduğuna, Cumhuriyet'e destek çıktığını vurgulayan Arslan, şunları kaydetti:
 
"Bugünün de bizim için o günlerden bir farkı yok değerli kardeşlerim. Hz. Hüseyin'in şehadete intikal ettiği bugün de bizim için birlik günüdür, ikilikten kurtulma günüdür, dayanışma günüdür, paylaşma günüdür. Matemleri bir olan, ortak olan bir milletin geleceği de, idealleri de, bu coğrafya üzerindeki kaderi de birdir, beraberdir ve ortaktır. Biz birbirimize ayrı gayrı gözlerle bakamayız. Sadece bizde değil, komşularımızda yangın varsa onları da söndürmek zorundayız. Yangının üstüne benzinle değil, su ile gitmek zorundayız." diye konuştu.
 
Aşura matem merasimi Zeynebiye Gençlik Tiyatrosunun hazırlamış olduğu "Hepimiz Ali Ekberiz" isimli kerbela faciasını anlatan tiyatro oyunuyla son buldu.
 
(Haber:Mehti Atam)
 
 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.