Siyonist Rejim politikacıları ve yetkilileri sürekli IŞİD’in yok edilmesi gerektiğinden ve terörle mücadele ve tekfircilerin işgal topraklarına saldırmaya çalıştığından bahsetseler de, İsrail Stratejik Araştırmalar Merkezi Begin Sadat’ın Başkanı bu konuda farklı bir görüşe sahip.
Batı Asya konularında deneyimli analistlerden olan ve Begin Sadat Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı olan Efraim Inbar yazısında; IŞİD terör örgütünün ortadan kaldırılmasını stratejik bir hata olarak nitelendirdi.
Bu yazının başında şu ifadeler yer aldı: “Amerika Savunma Bakanı Ashton Carter geçtiğimiz günlerde müttefiki olan ülkelerin bakanlarıyla bir toplantı düzenledi ve savaşta belirleyici aşamanın IŞİD terör örgütünün kökünün kazınması olduğunu düşünerek bu konuda planlar yaptılar ama bu büyük bir stratejik hatadır.”
Efraim Inbar, IŞİD’in işlediği cinayetlere ve 2014 yılında İslami hilafet ilan etmesine değinerek şunları söyledi: “IŞİD siyasi boşluğun olduğu her yerde başarılıdır. IŞİD’in Suriye ve Irak’taki saldırıları onların taktik gücünü gösterse de Kürtler gibi eğitim görmüş kuvvetlerle çatışmaya girdiklerinde çok ümitsiz durumdadırlar. Askeri baskının artması ve Türkiye’nin desteğinin azalmasıyla birlikte IŞİD geri çekilmiştir.”
İsrail Hayom Gazetesinin haberine göre; IŞİD birçok Müslüman genç için ilgi çekiciydi ve İslami Hilafet düşüncesi sayesinde çok sayıda kişiyi kendi tarafına çekti ama zayıf bir IŞİD yok olmuş bir IŞİD’e göre daha tercih edilebilirdir. Çünkü IŞİD, dünyanın her tarafındaki radikal Müslümanları kendi etrafında toplayabilir ve bu sayede onların belirlenmesi ve tespit edilmesi daha kolaylaşacak daha az istihbarata gerek duyulacaktır.”
İsrail Stratejik Araştırmalar Merkezi Begin Sadat şunları yazdı: “IŞİD’in tamamen ortadan kaldırılması halinde, Suriye ve Irak’ta yıkıcı beceriler kazanan teröristler ülkelerine dönecek ve sorunlar çıkaracaktır. Eğer bu grup kontrolü altındaki bölgeleri kaybederse, gücünü bir bölgeyi korumak için kullanacak ve sınır ötesinde terör saldırılarına odaklanacaktır.
Bu yüzden zayıflamış bir IŞİD’in varlığı, Batı Asya’nın kötü kişileri tarafından daha fazla tekfircinin öldürülmesine ve aynı zamanda hilafet düşüncesinin çekiciliğinin zayıflamasına neden olacaktır. Çünkü Amerika liderliğindeki uluslararası koalisyonun IŞİD hilafetini yok etmek için çabası, ‘Batı İslam’ı ortadan kaldırmak istiyor’ düşüncesinin doğmasına ve Müslümanların batıya olan nefretlerinin artmasına neden oluyor.”
Efraim Inbar, IŞİD’i yok ederek Esad Hükümetine yardım etmemenin, IŞİD’in hilafetinin devam etmesinin amaçlarından biri olduğunu, bununla birlikte IŞİD’i yok etmenin; Rusya ve Suriye’nin güçlenmesine neden olacağını ve aynı zamanda bu ülkelerin Batı Asya’ya nüfuz etmelerinin İran’ın Irak’a kontrolünü arttıracağını ve Hizbullah’ın IŞİD ile savaşını bitirmesine neden olacağını belirtti.
Inbar yazısının devamında Batı Asya’da istikrarın kendi başına bir değeri olmadığını belirterek şunları söyledi: “ İstikrar, bizim (İsrail’in) menfaatlerimizi karşıladığı zaman arzu edilir. IŞİD’in yok edilmesi İran’ın bölgeye hegemonyasını ve hâkimiyetini arttıracak, Rusya’nın Batı Asya’daki rolünü güçlendirecek ve Esad Rejiminin süresini uzatacaktır. Tahran, Moskova ve Şam bizim değerlerimize sahip değiller ve Amerika ve Batıya yardım etmeyi önemsemiyorlar.”
İsrail Stratejik Araştırmalar Merkezi başkanı son olarak şu iddiada bulundu: “Amerika Başkanı Barack Obama, bölgede asıl düşmanının IŞİD değil, İran olduğunu anlayamadı. Amerika IŞİD tehlikesinin yayılmasıyla, İran’ın Batı Asya’da IŞİD ile savaşmakla sorumlu olan rolünü meşrulaştırıyorlar. Bu konu Amerika hükümetinin İran ile Nükleer Anlaşma yapmadaki mantığının ve Obama’nın siyasi mirasının ana fikriydi. Amerika Hükümeti IŞİD’in, İran’ın Batı Asya’ya hâkim olmasını engellemek için faydalı bir araç olduğunu anlayamadı.”