İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusu komutanlarından kalabalık bir grubu kabul eden İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, “Muhafızlar Ordusu”nu büyük ilahi bir nimet, iç ve dış meselelerde İslam İnkılâbının gören ve bilinçli muhafızı niteleyerek, İslam inkılâbının muhafazası boyutlarını ve zaruretlerini açıkladı ve “Düşman İnkılâbın bittiği vehmiyle boş ümide kapılarak, siyasi- kültürel anlamada özellikle sızmayı düşündüğünü, düşmanın komplolarını tespit etmek ve inkılâpçı ruhun istihkâm ve takviyesi ve bu ülküler doğrultusunda kesintisiz hareket etmek bu hedefi boşa çıkaracaktır” dedi.
İslam İnkılâbı Rehberi bu konuşmasında İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusu’nun mevcut konumunu, ülkenin geleceği ve şimdiki dönemde sahip olduğu kritik görevi açıklayarak, “Muhafız”, “Ordu”, “İnkılâp” ve “İslam” kavramları olmak üzere 4 kavramı, boyutlarını, özelliklerini ve gereklerini açıkladılar.
“Sepah” (ordu) kavramının teşkilat, kurum, nizam ve inzibatın olması anlamına geldiğini belirten Ayetullah Hamanei, Sepah (ordu) gibi hiçbir kurum ve teşkilat için, ülkenin en aziz mevcut ve tarihi olayı İslam İnkılâbının korunması amacıyla bir tanımın yapılmadığını söyledi.
Rüşt ve olgunluk vasıtasıyla “yaşlanmamak ve yeni bir hayat” ve “yeni, zeki ve profesyonel elemanların eğitimi” gibi hususların İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusunun gereklerinden olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, Muhafızlar Ordusunun, yeni iç personel eğitmeye ek olarak, muhtelif organ ve birimlerin hizmetine sunacağı elemanlarla da söz konusu kurum ve kuruluşlar üzerinde de tesir bıraktığını ve etkili insanları eğittiğini söyledi.
İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusunun teşkilatlı olmasının özelliklerinden bir diğerinin de sahnede, siyasette, kimlik ortaya koyma ve onurlandırmada gerekli kudretin oluşması olduğunu da belirten İslam İnkılâbı Rehberi, gençleşmek, eski ve tecrübeli elemanların tecrübesinde yeterince faydalanmanın muhafızlar ordusunun kurumsal oluşunun başlıca özelliklerinden olduğunu belirtti ve “İnkılâbın muhafazası denildiğinde, inkılâpçı iradenin halen çok güçlü var olduğu, inkılâbın da halen kudret ve kuvvetle canlı, dinamik ve hazır olduğu anlamında olduğunu, çünkü inkılâbın canlı olmaması durumunda onunun muhafazası ve korunmasının da bir anlamı olamayacağını söyledi.
“İnkılâbın Korunması” boyutlarından birinin de inkılâbın tehditle karşı karşıya bulunduğu manasında olduğunu hatırlatan Ayetullah Hamanei, her hangi bir tehdidin var olmaması durumunda inkılâbın muhafazasının da bir anlamı olamayacağını, bunun için tehditlerin varlığı nispetinde onların tanınması gerektiğini söyledi.
Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İslam İnkılâbı Muhafızlar Ordusunun temel görevlerinden bir başkasının, tehditlerin daha iyi tanınması amacıyla iç, bölge ve uluslar arası meselelerin sürekli rasat edilmesi ve müşahede altında ttulması olduğunu bildirerek, İslam İnkılâbı muhafızlar ordusunun, sadece kendi idari görevleriyle meşgul olan baş aşağı bir teşkilat olmadığını, bilakis iç ve dış meseleleri yakından rasat eden gören ve bilinçli bir gözlemci olduğunu söyledi.
“İnkılâbın muhafazası” kavramının boyutlarından bir başkasının da daimi uyanıklık ve bilinçlilik olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, İran’ın hiçbir zaman savaş başlatmadığı ve başlatan taraf olmayacağına işaretle, düşmandan maksadın, küresel emperyalizm ve onun tam simgesi gerici rejimler ve nefisleri zayıf insanları maşa olarak kullanan ABD olduğunu ifade etti.
Düşman’ın nüfuz yollarından birinin, inançlarda halel oluşturmak olduğunu bildiren Ayetullah Hamanei, böyle bir nüfuzun önünü alma yolunun, İslam İnkılâbı Muhafızlarının, İslam İnkılâbıyla ilgili olarak kendi ikna edici gücünü, mantık ve bilincini güçlendirmek suretiyle İslam İnkılâbının müstahkem mantığıyla donanmak olduğunu belirtti.
İnkılâbın muhafazasının boyutlarından bir başkasının da düşmanı tanımak olduğunu belirten İslam İnkılâbı rehberi, düşmandan gayenin, dünya müstekbirliği ve onun tam tecellisi Amerika olduğunu söyledi.
“İnkılâbın muhafazasının gereği düşmanın zayıf noktalarının tanınması ve henüz düşmanla ilgili iyi bir tanım elde edemeyen kimselerin aydınlatılmasıdır” diyen Ayetullah Hamanei, konuşmasının devamında düşmanın ilkelerindeki zaaflar ve çelişkilere temas ederek, İslam İnkılâbı düşmanlarının, “güvenliğin sağlanması”, “terörizmle mücadele”, “demokrasinin kurulması” ve “barışın sağlanması” gibi sloganlarla yıllar öncesi, bölge gelenlerin olduğunu, ancak onların varlığının bölge için güvensizlik, karışıklık, vahşi terörizm, şiddet ve savaş getirdiğini beyan etti.
Ayetullah Hamanei, şöyle dedi: “Amerikalılar tarafından bölgede seslendirile
n “Demokrasinin sağlanması” sloganı artık şu sıralarda bizzat onların kendisi için temel sorunlardan biri ve yumuşak karınlarına çevrilmiştir. Zira bugün bölgenen en gerici ve en diktatör yönetimleri Amerika’nın yardım ve destekleri sayesinde kendi cinayetlerini sürdürmektedir.”
İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının devamında inkılâbın gerçek manasını açıklamaya çalıştılar.
İnkılâbı kalıcı, ebedi bir hakikat niteleyen İslam İnkılâbı Rehberi, “ülke içinde de birilerinin tekrarladıkları yabancı düşünce odalarının tasavvur ve telkinlerinin aksine inkılâp tamam olucu değil ve onun “İslam Cumhuriyeti”ne dönüştürülmesi onların düşündüğü anlamda tahakkuku mümkün olmayacaktır” dedi.
Temel ülkülerin ortaya konulmasının bir inkılâbın ilk adımı olduğunu, bu ilke ve ülkülerin metot ve araçların aksine değişmez olduklarını belirten Ayetullah Hamanei, Kur’anı Kerimden bir tabirden örnek göstererek ülkünün “Tayyibe hayat” olduğunu belirtti, Tayyibe hayatın bir halkın gerçek saadeti elde etmesi için gerekli tüm hususları içerdiğini belirtti.
Milli onur, dünya zorbalarının zulüm ve adaletsizliğindin kurtulmak için milli özgürlük manasında bağımsızlık, dünya bilimi ve uygarlığında her zaman maneviyatla birlikte öncü olmak, adalet, refah, İslami ahlakın “Hayatı Tayyibe”nin özelliklerinden olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, bu ideal topluma doğru sürdürülen hareketin, gerçekte Allah Taala’nın gerçek varlığına yönelik sürdürülen özelliklerden olduğunu bildirdi.
Allah'a iman ve tağuta küfrün Tayyibe hayatın özelliklerinden bir başkası olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, batının, ülke içinde de bir nevi tekrar olunan propagandasında halkın müstekbirliğe karşı olan nefretinin tedrici surette azalması için Allah'a iman eden her kesin aynı zamanda tağuta karşı kâfir olmasının gerekli olmadığını iddia ettiğini oysa Allah'a iman ve tağuta karşı küfr Tayyibe bir hayatın kopmaz bir parçası olduğunu belirtti.
Diplomasi ve iç siyasetten ideolojinin kenara bırakılmasının batının şimdiki propagandasının temel eksenlerinden biri olduğunu belirten İslam İnkılâbı Rehberi, "Bizlerin, kendi ilkelerimizi dış siyasette dikkate almamamızı istiyorlar, fakat fikir, düşünce, inanç ve ideoloji tüm alanlarda belirleyici bir etken olarak kabul edilmekte" dedi.
Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında, son dönemde batının propagandalarında ön plana çıkan iki husus arasındaki çelişkiye dikkat çekerek, düşmanların bir yandan İslam Cumhuriyetinin bölgede kudret ve nüfuz sahibi olduğunu dile getirirken diğer yandan bizlerden devrimci ruhu ve düşüncesinden vazgeçmemizi ve ancak bu durumda dünya topluluğu tarafından kabul edilebileceğimi söylediklerini, ancak bu iki hususun bir biri ile çelişki ve tezat içinde olduğunu, dolayısıyla devrimci düşünce ve ruhundan vazgeçilmesi durumunda zayıflayacağımızı söyledi.
"Düşman'ın asıl amacı, İran halkını, zayıflatmak ve birkaç zorbacı devletin sözde dünya topluluğu adı altında sundukları projeleri içinde eriyip gitmesini sağlamak için devrimci ruhundan vazgeçirmektir" ifadesini kullanan İslam İnkılâbı Rehberi, konuşmasının devamında ise muhafızlar ordusunun oluşumundaki dördüncü özelliğe de değinerek, İslam'ın inkılâbın temeli ve ana cevheri olduğunu, fakat birilerinin İslam'dan da korktuklarını ve İslam İnkılâbı kavramı yerine "79 inkılâbı" ifadesini kullandıklarını söyledi.
İslam İnkılâbı Rehberi, "Öz İslam'ın" inkılâbın içeriğinin tamamı niteleyerek, tekfircilerin aptalca, sapıkça ve avamca düşüncülerini sert bir dille eleştirdi ve akıl'a, nakle, Kuran ve Yüce İslam Peygamberi ve Ehl-i Beyet –as-‘nin öğretilerinin İslam’ın İnkılâbının temelini oluşturduğunu, bunun dünyanın bütün güncel çevrelerinde güçlü mantıkla sunulup, savunulabilecek özellikte olduğunu kaydetti.
İslam İnkılâbının bugün dünya Müslümanları zihinlerine ve yüreklerine nüfuz ettiğini belirten Ayetullah Hamanei, "Özel amelle sınırlı İslam", "Seküler İslam", "Cihatsız ve şehadetsiz İslam" ve münkeri, fıskı fucuru neyh edici İslam'ın olmayışı"nın İran halkı tarafından kabul edilmediğini, "İnkılâbın İslam'ını" Kur'anı Kerim'in ayetlerinde, rahmetli İmam Humeyni'nin vasiyetnamesinde ve yazılarında aramak gerektiğini söyledi.
Ayetullah Hamanei konuşmasının bu bölümünde ise muhafızlar ordusu personeline hitaben, "işte siz İslam İnkılâbı muhafızlar ordusu personeli böylesine derin, engin bir mana ve mefhum içindesiniz ve tam bir bilinç ve kudretle kendi pasdarlığınızı korumanız gerekmektedir" dedi.
Bilerek veya bilmeyerek İslam İnkılâbı Muhafızlar ordusunu eleştiren konuşma ve yazıları da tenkid eden İslam İnkılâbı Rehberi, İslam İnkılâbı Muhafızlar ordusunun büyük ilahi bir nimet olduğunu ve her kesin bu ordunun kadrini bilmesi gerektiğini söyledi.
İslam İnkılâbı Muhafızlar ordusunun kadrini bilmenin ilk etapta bu gücün bizzat kendi görevi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, İslam İnkılâbı Muhafızlar ordusunun kendi fikri ve manevi yapısının istihkâmını her geçen gün daha da güçlendirmek suretiyle, başkalarına bahane vermekten şiddetle kaçınmak gerektiğini, sepahın değerine gölge düşürecek mesele ve girişimlerden kesinlikle kaçınmak ve ekonomi, mali ve siyasi alanlarda inkılâbın direkt çizgisinde hareket ederek İslam İnkılâbı Muhafızlar ordusunun kadrinin korunması gerektiğini söyledi.
"Ekonomik ve güvenlik nüfuz elbette çok tehlikelidir ve ağır sonuçları beraberinde getirmekte ama düşman'ın siyasi ve kültürel nüfuzu her kesin dikkat etmesi gereken daha büyük tehlikeleri beraberinde getirmektedir" diyen Ayetullah Hamanei, düşman'ın halkın inanç temellerini tedrici surette değiştirmek ve kültürel nüfuz için ağır yatırımda bulunduğunu, siyasi açıdan da yabancıların karar verici mekanizmalara nüfuz etmeye çalıştığını, bu olmazsa karar oluşturucu merkezleri etki altına almak istediklerini söyledi.
İslam İnkılâbı rehberi konuşmasının son bölümünde ise düşmanların komplo ve entrikaları karşısında genel bulunç ve şuurun olması zaruretini hatırlatarak, düşmanın, kendi hedeflerini tahakkuk ettirmek için nizam ve halkın uyumasını beklediklerini, halk ve yetkililerin, yabancıların şeytani hedeflerine müsaade etmeyeceğine vurgu yaparak, ülkede düşünce temelleri ve devrimci maneviyatının bu parlak yolda ilerlemeyi engellemeyecek şekilde sağlamlaştırılması gerektiğini, bunun bütün elitlerin temel görevi olduğunun altını çizdi.