Çin dönüşen dünyayı çok daha önceden kavrayan devletlerin başında geliyor. Çin Halk Kurtuluş Ordusu, ikibinli yıllardan bu yana siber dünyadaki varlığını artırarak müdahale ve savunma sistemlerini geliştirerek birinci sıraya yerleşti. ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok ülke Çin'in sanal ortamdaki bu hızlı yükselişinden şikayetçi. Amerika'da Çin'i casuslukla suçlayan 11'inci dava açıldı.
Çinlilerin yoğun ilgisi, 618 milyon internet kullanıcısıyla dünyanın en büyük pazarına sahip, ülkeyi dijital dünyasını geliştirmeye ve de kontrolu artırmaya zorladı.
İnternet öncelikli meselelerinin başında geliyor. Buna binaen güvenlik ve savunma en önemli ayağını oluşturuyor. Sınırları içinde iç güvenlik, Norton Cybercrine Report'un 2013 raporuna bakıldığında siber suç yüzde 83'lere ulaşıyor. Her gün bir milyon Çinliyi hedef alıyor, propaganda faaliyetleri çerçevesinde uyguladığı izleme politikası sınırlarının dışında bilimsel casusluğa dönüşüyor.
Bu aynı zamanda, rejim muhaliflerinin çalışmalarını da yakından takip etme şansı veriyor. Düne kadar virüs bulmaşması mümkün olmadığına inanılan Tibet Yönetimi'nin kullandığı teknolojiye de sızdıkları biliniyor.
Bunun için Amerika'nın işbirliği yaptığı telekom devleri gibi Çin'inde kendi sınırları dışında faaliyet gösteren telekom devlerinden yardım aldığı iddia ediliyor. 140 ülkede faaliyet gösteren Huawei parmakla gösteriliyor. Kurucusu Ren Zhengfei'yin eski Çin Halk Kurtuluş Ordusu mensubu olması iddialara kanıt gösteriliyor.
Amerika Huawei'yin yerleştirdiği "truva atlarıyla", casus yazılımlarıyla sanayii, finans/ekonomi ve bilim dünyasını ilgilendiren statejik öneme sahip bilgilere ulaştığı gibi; savunma ve güvenlik cephesinde olası bir savaş durumunda stratjik değerdeki (elektirk ağları , su şebesi...) noktaları hedef alabileceğini düşünüyor.
Temsilciler Meclisi'nin 2012 raporunda Huawei ve ZTE'nin kamu kuruluşları ve Amerikan şirketleriyle çalışmasının önlenmesine yönelik verdiği tavsiye Çin'in Amerikan pazarından geri çekilme tehdidi sebebiyle yürürlüğe konulamadı.