İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, BM Genel Kurulu'na hitaben yaptığı konuşmada, ülkesine uygulanan yaptırımları eleştirdi ve nükleer müzakerelerle ilgili uyarılarda bulundu.
"İran'a uygulanan yaptırımların devamı, bağımsız ve orta yol üzerinde olan bir halka yapılan hatanın devamıdır" eleştirisinde bulunan Ruhani, geçen yıl İran'ın nükleer programı konusunda karşılıklı güveni oluşturmak için şeffaf bir şekilde müzakere ettiklerini ifade etti.
BEDELLERİ SADECE BİZ ÖDEMEYİZ
Müzakere masasına tehditler ve yaptırımlar sonucunda oturmadıklarını vurgulayan Ruhani, şöyle konuştu:
"Müzakere yolunu tehdit ve yaptırımların etkisiyle değil halkımızın iradesi üzerine seçtik. Çünkü nükleer meselenin tek bir çözüm yolu olduğuna bunun da sadece müzakere olduğuna inanıyoruz. Bazıları başka çözüm yolu olduğunu hayal ediyorlarsa büyük bir hata yapıyorlar demektir.
Nihai anlaşmayı geciktirecek her adım, sadece ödenmesi gereken bedelleri arttıracaktır. Ve bu bedelleri sadece biz ödemeyeceğiz, karşı tarafın ekonomisi ve ticari ilişkilerine, bölgesel kalkınma ve güvenliğin tehlikeye girmesine mal olacaktır. Kimse İran ile anlaşma sağlanmasının özellikle bölge ülkeleri başta olmak üzere tüm dünyanın menfaatine olduğu gerçeğinden şüphe etmesin."
RADİKALİZM VURGUSU
Müzakerelerin geriye kalan sınırlı süre içerisinde nihai anlaşmayla sonuçlanmasını ümit ettiğini belirten Ruhani, "Biz İran toprakları içerisinde uranyum zenginleştirme ve diğer nükleer hakları kapsayan barışçıl nükleer enerji programımıza devam etmeye kararlıyız" diye konuştu.
Ruhani, konuşmasının geniş bir bölümünü şiddet ve radikalizmle mücadeleye ayırarak, "Eğer bugün tüm gücümüzle radikalizm ve şiddete karşı mücadele etmez ve işi ehline bırakmazsak, yarın dünya hiç kimse için güvenli bir yer olmayacak" uyarısında bulundu.
Geçen yıl ki BM Genel Kurulu'nda şiddet ve radikalizmin yayılma tehlikesine karşı uyarılarda bulunduğunu hatırlatan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, "Uyarımı tekrar ediyorum; Radikalizm ve şiddet karşısında doğru yaklaşım sergilenmez ise tüm dünyaya etki edecek çalkantılı ve güvensiz bir bölgeye doğru sürükleneceğiz. Bu sorunun çözümü için en doğru yaklaşım uluslararası işbirliği ile ancak bölge dışından değil, bölge içerisinden yenilikçi bir çözüme odaklanılmasıdır" dedi.