İsmail Kasımi el-Hasani, konuyla ilgili yazısına “Suriye’de Direniş Ekseni Kazanıyor, Gerisi Teferruattır” başlığını kullandı.
Cenevre-2 görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasına ve BM Suriye Özel Temsilcisi Ahdar İbrahimi’nin özür dilemesine değinen el-Hasani, daha önceki yazısında bu sonucu öngördüğünü belirterek şunları söyledi:
Suriye yönetimi açık ve somut bir görüşe sahip, buna karşın Suriye muhalefeti diye adlandırılanlar, gerçek bir plana sahip da birliğe de değiller, tutumları konusunda birbirleriyle çekişiyorlar, kendilerine yardım için uzatılan eli geri çeviriyorlar. Onlar, kendi aralarında bile anlaşamazken Cenevre’de başkalarıyla nasıl anlaşacaklar?!
Her halde ABD, silahlı gruplara silah yardımını durdurduğunu ispat etmediği sürece BM ve Suriye dosyasına nezaret eden iki ülkenin artık Suriye liderlerini bir başka müzakereye davet edebilecek durumu kalmadı. Şu an böylesi şartlar mevcut değil.
Daha önce de yazdığım gibi ABD ile Batılı ve Arap müttefikleri, Suriye’nin liderlerine, halkına, uygarlığına, altyapısına, ekonomik kurumlarına saldırdı ve toplumsal dokusuna saldırmayı tercih etti, bu ise başarısız bir savaştır.
Bu savaşın kurbanlarının çok, sonucunun ise acı olduğu doğrudur; ama bunun hedefi yoktur ve kesinlikle aksi sonuç doğuracaktır.
Yaklaşık bir yıl önce söylemiştim: Tüm Kusayr bölgesinin temizlenmesi yönünde halk kararı alınmıştır, bu karar ciddidir ve bazılarının sandığı gibi bir tehdit veya psikolojik savaş değildir.
O dönemde bası uydu kanallarının ve dini şahsiyetlerin sesi yükseldi; fakat kısa süre sonra konu yatıştı. O dönemde savaş yanlıları ve onları destekleyenler, yenilgiye kılıf uydurabilecek bir yol bulamadılar ve medya terörü siyaseti izlediler.
Onlar, on binlerce Hizbullah savaşçısının bu operasyonu yaptığını söylediler; ancak bizim ulaştığımız gerçekler göstermektedir ki oradaki Hizbullah savaşçılarının sayısı bini geçmemektedir ve varlığını inkar ettikleri Suriye Arap Ordusu, tüm bölgeyi kuşatma altına almıştır.”
İsmail Kasımi el-Hasani, yazısını şöyle sürdürdü:
İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague’un, Suriye yönetiminin merkezine saldırmak ile aslı ve ekseni ondan farklı olan stratejik eksene saldırmak arasındaki farkı bilmediğini sanmıyorum. Onun, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın gücünü önemli ölçüde kaybettiğine dair son açıklaması gülünçtür. Zira şu an durum şaşırtıcı bir süratle Beşar Esad lehine değişmektedir.
Beşar Esad’ın gücünün ve halk desteğinin giderek arttığını söylemek artık abartı değil. Tüm gelişmeler, Suriye halkının ve liderlerinin zaferini ve onların her alanda mücadele azmini güçlendirdiğini ve ilerlediğini gösteriyor.
18 Şubat 2014