Merkezi Abu Dabi’de bulunan ve İngilizce yayımlanan The National gazetesinde, Suriyeli muhaliflerin İsrail’le işbirliğini gösteren bir makale yayımlandı. Phil Sands ve Suha Maayeh imzasını taşıyan makalenin geniş bir özetini paylaşıyoruz.
Suriye’nin güney sınırında başlatılan yeni hücum harekatında bir isyancı vurularak ciddi biçimde yaralanınca, arkadaşları hayatını kurtarmak konusundaki tek umudun onu İsrail’e götürmek olduğunu biliyordu.
İsyancılar sınırın Suriye tarafındaki bağlantılarını, Ebu Nidal adıyla tanınan ve İsraillilerin acil durumlarda sınır geçişlerini kolaylaştırmak için kendisine bir telefon verdiği kişiyi aradılar.
Ebu Nidal, hazırda bir ambulans bekleten İsrail güçlerini aradı ve isyancılar yaralı savaşçıyı bir geçiş noktasına götürüp, orada bıraktı.
İsyancılar geri çekildikten sonra İsrail askerleri, yaralı kişi üzerinde bubi tuzağı ve silah olup olmadığına baktı, ardından onu hızla sınırdan geçirip hastaneye yetiştirdi.
Suriye’nin güneyindeki isyancılar, geçen hafta yaşanan bu olayın, son altı ayda 200’den fazla defa tekrarlandığını söylüyor.
Yaralı siviller ve savaşçılar, Suriyeliler bir zamanlar düşman olarak gördükleri bir ülkeden uzmanların tıbbi yardımına erişmeye çalıştıklarından, dünyanın en tartışmalı sınırlarından birinden girip çıkıyor.
Suriye ve İsrail, 1948’den bu yana resmi olarak savaşta ve Suriyeliler, ülkenin sorunları konusunda İsrail’i ve onun ana müttefiki ABD’yi suçlayan devlet propagandasıyla büyüyor.
Ancak Devlet Başkanı Beşar Esad’a karşı bir savaşa dönüşen ayaklanmayla, İsrail yakınlarında çatışmalara giren isyancılar kimin dost, kimin düşman olduğunu yeniden değerlendirmeye başladı.
İsrail’in böyle bir yardım sunmasının arkasında birçok olası saik bulunuyor. İlk olarak İsrail, bu sayede istihbarat topluyor ve daha ılımlı isyancı gruplarla faydalı temaslar kuruyor.
İsrail ayrıca, saldırıya uğrayabileceği korkusuyla engellemek için bir hayli çabaladığı bir duruma, sınırın Suriye tarafını El Kaide bağlantılı grupların ele geçirmesine karşı da uyanık olmak durumunda. Tıbbi bakım sağlayarak Suriyelilerin sempatisini kazanmak, El Kaide gruplarını uzakta tutmak için işlevli olabilir.
Yaralıların sınırdan geçirilmesi, isyancılar açısından hayli kolay. Ebu Nidal’ı arıyor, yaralıyı sınıra götürüyor ve bırakıyorlar. Geri kalanını İsrailliler yapıyor.
Cenevre Horan adlı yeni bir hücum harekatının sürdüğü Dera’daki bir isyancı komutan, “250’den fazla adamımız sınır diğer tarafına geçti ve orada inanılmaz bir tedavi gördü” diyor.
“Yaralılarımız sınırın öte tarafına götürüldü ve İsrail içlerindeki uzman tesislere hava yoluyla taşındı; burada böyle bir tedavi görmeyi hayal bile edemezdik. Sahra hastanelerimizde gerçek hekimler, hatta ağrı kesiciler bile yok.”
İsrail medyasına göre savaşta yaralanan, aralarında yaşlı ve çocukların da olduğu 700 kişi, İsrail’in uluslararası toplum tarafından tanınmayan bir hareketle 1967’de işgal edip 1981’de kendisine bağladığı Golan Tepeleri’nde kurulan bir sahra hastanesinde tedavi edildi.
Yaralıların tedavi için İsrail’e götürülmesi, isyancılara göre, yetkililerin yaralıların baş edemeyeceği kadar uzun bir süre için denetim yaptıkları Ürdün’e götürülmesinden daha avantajlı.
İsyancı komutanlar, yaralı savaşçıların en yakın çıkış olan Ürdün sınırından geri çevrildikleri ve bunun yerine İsrail’e götürüldükleri örneklerden söz ediyor. Bunlardan bazıları, Amman tarafından reddedildikten sonra yolda öldü diyorlar.
Tedavi için İsrail’e götürülenlere kötü davranılmıyor, yalnızca İsrail güvenlik güçleriyle görüşmeyi kabul edip etmedikleri soruluyor. Konuşmayı kabul etmeyenlere de tıbbi bakım sağlanıyor ve istihbarat paylaşmayı seçenlerle birlikte sağlıklarına kavuşmalarına izin veriliyor.
Sınırın diğer tarafına yaralı savaşçıları yollayan bir isyancı komutan, “İsrailliler esas olarak İslamcılara ilgi gösteriyor; sayılarını, konumlarını, hatta onlar hakkındaki en lüzumsuz bilgileri dahi öğrenmek istiyorlar” diyor.
“İsyancıların ne tür silahlara ve kabiliyetlere sahip olduklarını da bilmek istiyorlar” diye ekliyor.
Ülkenin başka bölgelerine kıyasla Dera’da aşırılıkçı grupların mevcudiyeti sınırlı ama El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi önemli bir güç; ideolojik olarak daha radikal gruplara yakın İslami Muşanna Hareketi de güçlü.
İsyancı komutanlara göre her iki grup da isyancıların İsrail’den tıbbi yardım aldığını biliyor ve bunu görmezden geliyor. “Bu bir sır değil. Onlar da bir yaralının İsrail’de tedavi görmediği takdirde öleceğini biliyor; bu nedenle de yüzünü diğer tarafa çeviriyor. Böylece yaralı askerlerin yaşama şansı oluyor” diyor bir isyancı komutan. (...)
İsyancılar, iyileşen yaralılara taburcu edilip, sınırın diğer tarafına bırakılırken, iyileşmeleri için gereken ilaçların yanı sıra 200 ile 1000 dolar arasında para da verildiğini söylüyor. (...)
14 Şubat 2014