Öncelikle böyle bir röportaj yaptığınız için teşekkür ediyorum. Biz, Peygambere iman etmişiz, Müslümanız ve O’nun Ehlibeyt’ine inanmışız. İmam Hüseyin (as) buyurmuştur ki; “Bu Yezid topluluğu beni alçaklık ve ölüm arasında tercih yapmak zorunda bıraktılar ama zillet bizden uzaktır!” Mümin olarak biz de mademki İmam Hüseyin’i kendimize örnek almışız, bizler de hiçbir zaman zillet altına girmemeliyiz.
Biz Bush’u zamanın Yezid'i kabul ediyoruz. Bush’un zamanında yaşayan bizler de, kendimizi İmam Hüseyin’in bir gölgesi olarak değerlendiriyoruz.
Bush Irak’ı işgal ettiği andan itibaren milyonlarca masum insanı ve çocukları öldürmüştür. Kadınların namusunu kirletmiştir. Irak’a girdiği günden itibaren bu cinayetleri işlemiştir.
Bush dünyaya demişti ki “Iraklılar bizi davet ediyor, bizi istiyor. Bizi çiçeklerle karşılayacaklar.” ve bunu bekliyordu. Dünyaya da bu şekilde ilan ettiler. Bende Bush’a ayakkabımı fırlatmakla istedim ki, bütün dünya bilsin Iraklılar Bush’u bu şekilde alçaltır ve onları öyle karşılamıştır.
Ayakkabı fırlattıktan sonra bana çeşitli işkenceler yaptılar. Elektrikli işkenceler yaptılar.
Ben Bush’a ayakkabı fırlatmadan önce İmam Hüseyin’e ait bir şiir yazdım ve bunu bir arkadaşıma verdim.
“Ben bir yola çıkıyorum ve asla korkmuyorum
Eğer hayatta kalırsam kınanmam, ölürsem de üzülmem”
Bizler İmam Hüseyin’in inkılabını ezberledik, bunu bilen insanlarız. Bunu bilen insanlar da ne Amerika’yı nede diğer emperyalist güçlerin hiçbirini kabul etmez.
Irak’ta Mezhep savaşı olduğuna dair haberler yayınlanıyor.
Bunlar yalandır ve uydurma bir propagandadır. Tıpkı Iraklıların Amerikalıları çiçeklerle karşıladıkları yalanı gibi…
Amerika kendisi Irak’tan çıktı ama geride terörist grupları bıraktı. Şimdi o terörist gruplar, Amerika’nın emriyle katliamlar yapıyorlar. Bu terörist gruplardan biri de kafir El Kaidedir. El Kaide sadece Şia’yı öldürmüyor, hem Şia’yı hem Sünni’yi öldürüyor.
Ben buraya gelmeden önce Necef’teydim. Necef’te de gördüm ki orada Şia’da Sünni de her ikisi de biliyorlar ki bu işin başında El Kaide vardır. Kesinlikle Şia ve Sünni birbirini öldürmüyor, işin başında El Kaide vardır. Bu vahşi cinayetleri Amerika’nın emriyle El Kaide yürütüyor.
Irak’tan bakınca Türkiye nasıl görünüyor?
İşin gerçeği şu ki Türkiye’nin Irak’ta bir etkisi yok. Osmanlı sona erdiğinde Türkiye’nin de etkisi sona erdi.
Fakat Türkiye’nin, Irak’a bir şekilde müdahale etmek için girişimleri hala devam ediyor.
Dolayısıyla benim Recep Tayyip Erdoğan’a çağrım şudur; sakın Irak’ın işlerine karışmasın. Irak; ne Türkiye’nin ne de başka bir ülkenin işlerine karışmasına asla müsaade etmez.”
Biz Erdoğan’a Sünni diye ayrımcılık yapmadık. Biz O’na saygı gösteriyoruz Müslüman bir liderdir. Bununla birlikte Erdoğan, zaman zaman belli bir mezhep üzerinden ayrımcılık yaptığı zaman bizim gözümüzde düşüyor, değerini kaybediyor.
Arap Baharı ve Suriye konusundaki düşünceleriniz?
Arap baharı hayalidir. Fakat halkların düzenlere karşı bir ayaklanması var. O ayaklanmaları Amerika ve batı kendi lehine değerlendirmek istedi.
Suriye halkının da gösteri yapmak, siyaseti değiştirmek, liderini değiştirmek ve hükümetini değiştirmesini istemek onun hakkıdır.
Tıpkı Bahreynlilerin kendi liderlerini değiştirme hakları olduğu gibi Suriyelilerin de aynı şekilde hakları vardır.
Ben, Mısır’da gösterileri destekledim çünkü barışçıl gösteriydi. Tunus’ta destekledim, Bahreyn’de de Irak’ta da destekliyorum barışçıl gösterileri. Fakat dışardan El Kaideyi oraya sokulacak, silahla masum insanları öldürecek… Ben buna evet diyemem. Bunları kabul etmek mümkün değil."
Zeydi, daha sonra Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz'le bir süre sohbet ettikten sonra Zeynebiye'den ayrıldı.