Değerli Müminler
Allah müslümanlara ferec versin. Birlik, dirlik versin. Vahabi, Selefi, tekfiri fitne ve cinayet unsurlarından İslam'ı ve müslümanları kurtarsın.
Dün, bir konferans vardı İstanbul'umuzda. Bizim de uzvu olduğumuz, Evrensel İslam Mezhepleri Yakınlaştırma, Uzlaştırma Konseyi tertiplemişti. Dünyanın çeşitli ülkelerinden alimler, aydınlar, İslam uleması bir araya gelerek, bugünkü fitne ortamında orada neler yapılabilir, bunlar konuşuldu, bizde nazarımızı dedik.
Zeynebiye.tv'den veya Zeynebiye.com'dan detayları alın, Caferiyol Dergisi de inşallah bu son sayısında bunlara yer verecek.
Kırgızistan'da, bizim Orta Asya'da ata yurdumuz denilen yerde de bir konferansımız vardı, oraya da katıldık.
Enteransan olan, evet Türk'üz, oradakiler bizlerin amca çocuklarıdır. Ama birbirimizle anlaşabilmemiz için ya Rusça ya da İngilizce konuşmamız gerekmektedir. Kendi lehçemizle anlaşamıyorduk. Bu da garip bir şey değil mi? Türk'ün Türk'le anlaşması için, başka dil üzerinden konuşması lazım, kendi dilleriyle anlaşamıyorlar.
Ama buna rağmen kendimi garip gibi hissetmiyordum, Allah şahit, Türkiye'deymiş gibi hissediyordum kendimi. Yani burası da benim yurdum, hiç gariplik hissetmedim orada.
Almanya'ya gittiğimizde oradaki dostlarımız, akrabalarımız, kendi evimiz gibi, Hacı Hasan'ın atasına, annesine Allah rahmet etsin, Allah vekil, hizmette kusur etmediler, ama orası Almanya'dır. Orada kendimi garip hissediyordum, onlar da biliyor ki, ev ile mescid arasında bir-iki yere arabayla getirdi-götürdü o kadar. Çıkıp dışarıda gezmeyi canım istemiyordu.
19 gün orada kaldım, Hacı Sefer Ağa, Allah sağlık, afiyet versin, o gitti bizim heyetle birlikte gezmeye, kendimi orada garip hissediyordum. Ama burada garip hissetmiyordum.
Neden, çünkü ecdadımızın başı orada, bizim ata yurdumuzdur oralar. Azerbaycan'a gelmeden önceki yurdumuzdur oralar. Onun hissi midir nedir, kendinde gariplik hissetmiyorsun.
Bir de İmam Ali Camii vardı orada, orayı ziyaret ettik. Oradaki Azeri kardeşlerle tanıştık. Oranın alimi El-Hak iyi bir kardeşimizdi, fedakardı. Oradakiler, geçmişini unutmuşken, Stalin döneminin sürgünlerinin yeniden öz benliklerine dönmelerini sağlamış. Onlarla da buluşma, tanışma, ayrı bir keyif verdi bize. Şükür güzel geçti.
Barışın Paspası Olurum
Bu günler, İran, Amerika veya 5+1'in muvaffakatı, mutabakatı, gündemde. Neden barıştılar? Peki ne yapsaydılar? Bunların aklı başında, dünyalıların hepsi memnun, çünkü hepsinin hayrınaydı.
Netanyahu, İsrail devleti rahatsız. Enterasandır, bir de Suudiler rahatsız. Suudi Prensi diyor ki; İsrail, İran'ı vurursa, biz ondan taraf oluruz ve yalandan söylüyor ki; bütün Sünni dünya bundan memnuniyet duyar. Elbet ki yalan söylüyor.
Vahabiler memnuniyet duyar, onu biliyoruz, çünkü onlar İngiliz soyudur, siyonizmin de uşağıdır, biliyoruz. Ama Sünni dünyanın gayreti, himmeti bunu kabul etmez, İslami gayreti bunu kabul etmez.
Bir de o öz ruhiyesini, soysuzluğunu ortaya koymuş oluyor. Barışta sen de üç adım gideceksin, öbür taraf da gelecek.
Yok işte, bizim Dışişleri Bakanının davranışları değişti, artık iyi adımlar atmaya başladı, sen neden sövmüyorsun, dün Irak'ta, Suriye'de onbinlerce, yüzbinlerce kanın sorumlusudur diyorlar. Kardeşim, barış dedin mi, barışalım dedin mi, kanın, kinin üzerine barış olmaz. İyi adımlar atsın, biz buna destek olalım diyorum. Bunda bir sıkıntı yok. Mezhebi, fıkhi açıdan, vicdani açıdan da, barış hayırdır. En kötü barış bile, Hudeybiye Barışı, Sulh-ul Hasen, İran-Irak Savaşı'ndaki İmam Humeyni'nin zehir diye içtiği o barış, hepsinin sonunda hayır gördük. İslamın hayrına oldu hepsi. Geçmişin, kini, nefreti, onlar ahiret günü muhakeme olunacak, düşmanlık üzerine barış olmaz. Düşmanlığı unutarak barış yapacaksınız. Buna da herkes katkı yapmalı, bende katkı yapacağım.
Kanın, kinin üzerinde durup, barışa zarar vermekten yana değilim. Barışa paspas olurum, ama savaşta, Müslümanların arasında çıkacak savaşta paspas olmam, hiçbir şey olmam. Islah edebilirsem ıslah ederim, değilse, emperyalist cephelerin karşısında dururum. Prensibim bu.
Soyuna, ırkına, mezhebine de bakmam. Şia olmuş, Sünni olmuş, buna bakmam. Müslümanların arasına fitne sokan, emperyalizme hizmet eden kim varsa, ben onun karşısında yer alırım. Vesselam.