Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneğinden Basın Açıklaması

Iğdır Ehlibeyt Alimleri derneği tarafından Iğdır Valiliği İl Müftülüğü 'nün 13.09.2013 tarihinde Iğdır Valisi Sayın Ahmet Pek imzası ile İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderilen ve Iğdır halkının tamamını terörist ve vatan haini olarak nitelendiren raporunu şiddetle kınadı. 

21 Ekim 2013
Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneğinden Basın Açıklaması

Iğdır Ehlibeyt Alimleri Derneği Başkanı Veli Beder  
 
"Mezhepsel açıdan hassas bölge olan bir bölgede birlik ve beraberliğe, Caferiler ve inancına darbe niteliğinde olan ve hakaret içeren bu raporu hazırlayan kişilerin Iğdır'da kalması büyük bir talihsizliktir. Sayın Başbakanımızın ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu kişileri bulundukları görevden almalarını istiyoruz. Bu asılsız ve fesat dolu raporu sayın Valimizin nasıl imzalayarak İçişleri Bakanlığına göndermiştir merak ediyoruz. Bu raporla ilgili bütün yetkililerden cevap bekliyoruz. Buradan Cumhuriyet savcılarını bu iftira dolu gerçek dışı rapor hakkında soruşturma açmasını bekliyoruz.
 
Türkiye Cumhuriyeti'nin asli unsuru olan bizler hiçbir zaman vatan ve milletimize ihanet içerisinde olmadık ve olmayacağız da. Iğdırlı hiçbir Türk devletine ve milletine karşı kurşun atmayı bırakın taş atanların, hatta yan gözle bakanların karşısında bir dev misali durmuştur. Millet veya devlet adına bizleri yargılayan veya yadırgayanların daima karşısında olacağız. Bizi yargılayan ya da hakkımızda rapor hazırlayanların millet ve devlet duygularını da ayrıca sorgulamak gerekmektedir.
 
"Bizler Caferi inancına mensubuz ve bununla da iftihar ediyoruz"

 
Ehlibeytin yolundan gitmek, Peygamberimizin pak ve tertemiz ailesinin yolunu izlemek bizleri onurlandırmaktadır. Ehlibeytin o pak ve tertemiz yolunu anlatmak ta elbette ki din adamları olarak bizim birinci vazifemizdir. Eşyanın tabiatı bunu gerektirir. Bizler anayasamız ve kanunlarımız dışına çıkmadık ve çıkmayacağız da. Anayasamız din ve vicdan hürriyetini teminat altına almıştır. Kanunlar çerçevesinde ifade özgürlüğümüzü kullanacağız. Dini törenler hiçbir zaman izne tabi olmamıştır. Dini törenlerimizi Müftülüğün lütfü ve icazeti ile yapmadık bundan sonrada yapmayacağız. Biz yaptığımız işlerde illegal bir metot takip etmedik etmeyeceğiz.
 
Bugün dini özgürlükler alanında Ermenilere dahi Akdamar kilisesinde ayin yapma hakkı tanınırken, Hıristiyanlara, Ortodokslara egemenlik verilirken ve hatta vakıf arazileri iade edilip papaz okulları iade edilirken bizleri teröristle aynı kefeye koymak hangi akla hizmettir.
 
"Kürt kesiminde gençler ideolojik taleplerini terörize uygulamalarla dile getirirken, Azeri kesiminden de bazı grupların ve Mollaların inançsal (Mezhepsel) ideolojik düşüncelerini dini argümanlarla seslendirdiklerini görmek mümkündür Muharrem ayında Iğdır İli bir matem kenti gibidir. '' ifadeleri ne manaya gelmektedir.
 
Bu söz şu manaya gelmektedir:
 

Iğdır'da yaşayan Kürt ve Türk kesiminin ikisi de vatan hainidir. Biri terörist uygulamalar içindedir diğeri mezhepsel tutumu sebebi ile teröristtir. Muharrem ayındaki İmam Hüseyin'e tuttuğumuz yas hangi terör eylemine sebep oldu, hayret.!!! Aynı Emevi ve Abbasi siyaseti.
 
Hiç kimse İmam Hüseyin'in yasına dil uzatamaz. Bu güne kadar dil uzatanlar nasıl mahv-u perişan oldular ise bundan sonrada aynısı olacaktır. Hiç şüpheniz olmasın.
 
Sayın Müftü bizlere vatan sevgisi ve millet bütünlüğünü öğretmesin. O istese de istemese de biz Türk'üz ve bu vatanın bir tek çakılını atalarımız nasıl Ermeni'ye vermedi ise biz de bundan sonra baş kesen, ciğer yiyen kadın çoluk çocuk demeden insanları öldüren El kaidecilere, El Nusracılara ve bunların destekçilerine bu vatanı yar etmez tek bir çakılını vermeyiz.
 
Atalarımız nasıl Balkan savaşlarında, Çanakkale'de, Kurtuluş savaşında Azerbaycanlı olarak Türkiye'ye gönüllü olarak savaşıp kan ve can vermişse, Azerbaycan Sovyetlere teslim olurken  Atatürk'ün çağrısı ile "Kardeş kardeşe borç vermez karşılıksız el tutar" mantığı ile bütün bütçesindeki parasını ve altınlarını Türkiyeye teslim eden Azerbaycan Türkü olarak bu vatana bağlıyız ve bağlı kalacağız.
 
"Gelecekte gençler arasında ideolojik ayrımı hızlandıracak Şia (Caferilik) adına özendirici söylem ve davranışlar, toplumda devletimiz, milletimiz ve bütünlüğümüz için olumsuz oluşumlara zemin hazırlayacak din adına ve dini alanlarda görülen bu çalışmaların, dikkatle izlenmesi önemli görülmektedir" ifadesi bir ihbar mahiyetindedir.
 
Sizden önce de çok güç sahipleri bu inancı önünü almak için çok cinayetler işlediler. Bu yazıyı Emniyet genel Müdürlüğüne bilgi için gönderiyorsun ve diyorsun ki; bu Caferiler toptan vatan hainidir. Bunları dikkatle izle. Bu ne celal, bu ne  hırs. Caferiler kimi terör etti. Kime kurşun attı. Sizler tarikat ve El Nusracılar'la uğraşın. Ciğer yiyenlerle uğraşın, bu tür şeylerle bizi yıldıramazsınız.
 
Bütün bu çalışmalar bizleri öz be öz Türk olup Caferi inancına sahip bizleri ötekileştirme, başkalaştırma çabalarından başka bir çaba değildir. 21. Yüzyıl Türkiye'sinde tek tip insan yaratamazsınız.
 
Bütün bu çaba ve iftiralar Ehlibeyt Alimlerini Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı birer memur haline getirme gayretidir. Bu rapor ile Diyanet işleri başkanlığına bağlı olmamak vatanı sevmemek ve millet bütünlüğünü istememek manasına gelmektedir. O halde Diyanet İşlerine bağlı olmayan Alevi kardeşlerimiz, Vakıflar aracılığı ile dini ihtiyaçlarını gideren gayrimüslimler de toptan vatan hainidirler. Bir bardak suda fırtına koparmak buna denir.
 
Diyanet İşleri Başkanlığı yeniden yapılandırılmalı ve her inanca sahip toplum ve bireyler eşit, hakkaniyete dayalı ve özgürce temsil edilmelidir. Sadece Hanefi inancını temsil eden bir yapılanma kabul edilemez. Bizler böyle bir yapı içerisine entegre edemezsiniz. Bizler Ehlibeyt Alimleri olarak sizlerin tahrik ve tahkirlerinizi kabul etmeyeceğiz. Caferi alimlerini bidat ve hurafelerle uğraşan, cahil ve bilgisiz olarak niteleseniz de "kötü söz sahibine aittir" ilkesiyle hareket edeceğiz.
 
Bizler her inanca sahip toplum ve bireylerin eşit, hakkaniyete dayalı ve özgürce temsil edilmediği, insan haklarına uygun olmayan bir diyanet yapılanması içerisinde olmayacağız.
 
Bu vahim rapor burada kalmayacaktır. Bu işi sonuna kadar takip edip adli ve idari kurumlarda hakkımızı sonuna kadar takip edeceğiz."

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.