Aşura Komite Toplantısı’nın ardından 13 Kasım Çarşamba günü gerçekleştirilecek Evrensel Aşura Matem Merasimi’ne ilişkin hazırlıklar hakkında Zeynebiye TV’nin sorularını yanıtladı:
Zeynebiye Tv: Caferider tarafından düzenlenen "Evrensel Aşura Merasimi" dünyada büyük takdir ve beğeni topluyor, bunu neye bağlıyorsunuz?
S. Kılıç: Kerbela ile ilgili, Aşura matem merasimleri dünyanın birçok yerinde icra ediliyor, törenler yapılıyor. Değişik coğrafyalarda, değişik kültürlere göre bazı farklılıklar oluşabiliyor, bu farklılıkları çok yadırgamamak gerekir aslında. O coğrafyanın örf, adet, töre, kültür gibi özellikleri de, bu törenin içerisine dahil olmak gibi bir durum ortaya çıkarıyor.
Türkiye'de ise, çok uzun zamandan beri Zeynebiye, diğer Aşura matem merasimlerinden farklı bir şekilde, farklı ritüeller uyguluyor. Bu ritüeller belki ilk başta bazı kesimlerce tam anlaşılamamış, yadırganmış olmasına rağmen, zaman içerisinde, doğruluğu, haklılığı, güzelliği, ortaya çıkınca, tüm Türkiye toplumu, Zeynebiye'nin uygulamış olduğu Aşura Matem Merasimi'ni daha anlamlı buldu, daha güzel ve doğru buldu ve benimsedi.
Geçmiş yıllarda mesela örnek vermek gerekirse, baş vurmalar, kan çıkmalar vs. vardı. Bunu Zeynebiye toplumu çok güzel bir şekilde, Kızılay'a kan bağışı şeklinde örgütlemiş oldu. Bu da anlamlı bir şeydir ve büyük takdirlere vesile olmuştur.
Sadece Müslüman ve İslam toplumu açısından değil, UNESCO bile -ki, bir İslami bakış açısı, bir Müslüman bakış açısı değil, buna rağmen- Zeynebiye'nin düzenlemiş olduğu Aşura Matem Merasimi'ni örnek matem merasimi olarak nitelendirmiştir. Bu da bizim için sevindirici, bizleri mutlu edici bir durum. Bu Aşura matem merasimi ile ilgili tören ritüellerinin zaman içerisinde daha anlamlı hale dönüştürülmesi bir süreç işidir ve devam edecektir.
Zeynebiye Tv: Bu yılki törenlere yönelik çalışmalarınız nasıl gidiyor?
S. Kılıç: Aşura Matem Merasimi'nin bu derece başarılı olmasının altında yatan gerçek sebep, bu törene "vakti zamanı geldi de, hadi hazırlık yapalım." şeklinde değil. Zeynebiye toplumu Aşura'ya esasen, yılın tamamı bakımından hazır durumdadır.
Yani herhangi bir hazırlık dönemiyle biten bir tören değil. Zeynebiye Aşura'yı koca bir yıl, 365 gün içerisinde her an, her dakika başlayacak şekilde hisseden, yaşayan bir toplumdur. Böyle olunca törene hazırlanmak da gayet kolay oluyor. Bu güzel bir tarafıdır. Tabii ki çok çeşitli, değişik programlar var. Bu programları, zaman içerisinde belli bir disiplin ve düzen içerisinde sunmak gerekiyor. Aşura Matem Merasimi için de, birkaç ay içerisinde disipline edilen bir tarzda çalışmalar start alıyor.
Bu yıl da bu törenin hazırlık startını verdik. Toplumumuzun tüm kurumlarınca çalışmalar başladı, bundan sonra değerlendirme toplantıları, daha iyi bir Aşura Matem Merasimi sunma yönündeki yeni fikirlerimizi ortaya koyacak yeni değerlendirmeler yapacağız.
Bir şeyin altını ben özellikle çizmek istiyorum, matem merasimini her ne kadar CAFERİ-DER resmi olarak organize ediyorsa da, bu sadece CAFERİ-DER'in bünyesinde halledilen bir durum değil. CAFERİ-DER burada bir organizasyon görevi üstleniyor.
Ama Zeynebiye toplumunun kadınından erkeğine, yaşlısından gencine, tüm kesimlerinin dahil olduğu, katıldığı, her alanında, her dakikasında, her işinde payının olduğu bir törendir. Toplumun tamamının, iştirak ettiği, katıldığı bu tören tabi böylelikle başarılı bir sonuca ulaşıyor. Bunun startını verdik, Allah'ın izniyle yine güzel bir matem merasimi organize etmiş olacağız inşallah.
Zeynebiye Tv: Bu yıl Aşura Matem Merasimi kapalı bir alanda yapılacak, sizce bunun eksileri-artıları nelerdir?
S. Kılıç: Geçen yıllarda belirli bir mekan alan söz konusu olmadan, açık arazide sahneler kurarak, platformlar kurarak, bu töreni organize ediyorduk. Gerek yurtiçinden, gerek yurtdışından çok sayıda, çok önemli kişiler iştirak ediyordu. Halkımızın büyük bir kısmı İstanbul içinden, hatta İstanbul dışından gelenler oluyordu, Alevi canlar büyük sayıda iştirak ediyorlar, bu açık bir alanda yapılan bir durumdu.
Bu yıl her ne kadar Türkiye'nin en büyük amfi tiyatro özelliğine sahip bir kapalı mekan olsa da, yer bakımından sıkıntılarımızın olacağı kanaatindeyiz. Çünkü, törenin icra edileceği alan 4500 kişilik bir kapasiteye sahip, ek üniteleriyle birlikte bu sayı daha üst rakamlara çıkabiliyor, 10 bin, 20 bin, 30 bin gibi. Ancak geçen yıllardaki Aşura katılım rakamlarına baktığımız zaman -ki çok yüksek rakamlar bunlar- 300 bin, 400 bin, gibi rakamlar söz konusuydu. Bu kadar geniş bir kitleyi, bu alanda, istihdam edebilmek, yerleştirebilmek bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri.
O yüzden ben şimdiden, törene iştirak edecek olan Ehlibeyt dostlarına, Hüseyin sevdalılarına, yer konusundaki çalışmalardan bir an önce, haberdar olmalarını, iştirak etmelerini öneririm.
Özellikle salon oturma düzeni, belirli bir düzene, koltuk, numara gibi bir takım düzene sahip olacak. Açıklayacağız bunları. Şimdiden çok kesinleşmeden söylemek istemiyorum. Detaylarını açıklayacağız, ama halkımız mutlaka, çok önceden yerlerini ayırtsın derim.
Salonun bir takım avantajları şüphesiz ki olacaktır, sahne düzeni, ses düzeni, oturma düzeni, tabi kapalı bir mekan, bunların avantajları olacaktır. Ancak bunun yanında, az önce bahsettiğim gibi, 400 bin, 300 binlik bir kesimi aynı atmosferde tutmanın da bir sıkıntısını yaşayacağız.
Hem salon içerisinde, hem salon dışında, bir kaç, en az 2 olmak üzere dev, büyük LED ekranlarımız olacak. Salon dışında da bir canlılık, bir hareketlilik, sağlayacak bir takım çalışmalar olacak. Bu bizim için de ilk deneyim ancak, burada biz yine halkımızın müsterih olmasını, gerek sahne düzeni, gerek güvenlik, gerek programın icrası bakımından, inşallah en iyi şekilde icra edeceğiz.
Zeynebiye Tv: İmam Hüseyin aşıklarına mesajlarınız nelerdir?
S. Kılıç: Allah bizleri, İmam Hüseyin sevdasından, Ehlibeyt yolundan ayırmasın. Bu yol, bu sevda bizim hayattaki en büyük değerimiz. Bu değer bizi insan yapan, var eden, iyi ve kötüyü ayırt etmemize yol açan çok önemli bir kriter.
Bütün yaşamı belki, Aşura'daki insanlığın yol ayrımına bakarak çizmemiz mümkün. Yani, dünya var oldukça, insanlık var oldukça Aşura bir insan için, bir yol ayrımıdır, bir tercihtir. Aşura'da gerçekleşen, var olan şey, diğer yönleriyle birlikte, zalim ile mazlumun mücadelesiydi. Oradaki mazlumun zalime karşı, hem de onurlu bir duruşla ve İslami değerlere, temellere, sahip olarak bir direnişti. Bu bizim hayatımıza yön veren, düşüncelerimize aydınlık ve ışık getiren bir bakış açısıdır. Bu bakış açısını kaybeden insan ve toplumlar, her ne kadar ismi İslami olsa bile, Allah'ın arzu ettiği, onun elçisinin Hz. Peygamber (saa)'in getirdiği tebliğ etmiş olduğu dinin özünü ve manasını yansıtmaz.
Bu yüzden ben İmam Hüseyin aşıklarına, Ehlibeyt dostlarına bu bakış açılarını daha da güçlendirecek, Allah'ın yardımını, inayetini niyaz ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.