Halkalı Zeynebiye Camii'nde Ehlibeyt dostlarına seslenen Ayetullah Eraki, günümüzde yaşananları değerlendirdi.
"Allah’ın iki vaadi var, biri bu dünya için, diğeri Ahiret için. Ahiret vaadi cennettir ki bunu müminlere vadetmiştir. Dünyevi vaadi ise İmam-ı Zaman’ın başında bulunacağı adalet hükümetidir. O, dünyaya adalet hükümetini hakim kılacaktır.
Ayeti Kerime'de şöyle buyurulmuştur, Allah vadetmiştir ki sizi en sonunda yeryüzüne halef kılacaktır. Yani herkes geçip gidecek ve sizi dünyaya hakim kılacaktır. Dünya da gördüğümüz durum, özellikle İslam dünyasında gördüğümüz durum çok özel bir durumdur. Biz ümit ederiz ki inşaAllah şu anda dünyaya hakim olan durum, acı olmasına rağmen diğer bir yönüyle de müjde verici bir durumdur ki, İmam-ı Zaman’ın zuhuru yaklaşmıştır, İmam-ı Zaman’ın geleceğinin işaretlerinden birisi, O’nun dostlarının O’nun yolunu bekleyenlerden bir kesimin güçlenerek dünyaya hakim olmasıdır.
Dünyanın her kesiminden, özellikle de bölgemizin çeşitli kesimlerinden bir topluluk, inşaAllah , İmam-ı Zaman’a yardım etmek üzere hazırlanmalıdır. , İmam-ı Zaman’ın yolunu bekleyen ve O’na yardımcı olacak kişilerin özelliklerinden birisi, hadisi şerifte şöyle geçmektedir, Onlar tıpkı bir dağ gibidirler ki, onu hadiseler, olaylar ve çeşitli rüzgarlar yerinden sarsamaz, sapa sağlam yerinde durur.
Bu özellikler Kuran-ı Kerim’de Maide Suresi 54. ayette gelmiştir. Ayeti kerimede Allah mealen buyurmuştur ki, Ey iman edenler, eğer siz sırt çevirirseniz, bu dinden dönerseniz, Allah bir topluluk getirir ki, o topluluk Allah’ın düşmanlarına karşı sert, fakat müminlere karşı mütevazıdırlar. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, kınayanların kınamasından korkmazlar, yani hakim propagandalardan etkilenmezler, yollarına devam ederler.
Allah bu topluluğu şöyle vasfetmekte, Onlar Allah’ın hizbidirler ve unutmasınlar ki Allah’ın hizbi, işte onlar galip gelecektir. Bu ayetlerden ilham alarak şunu anlamamız lazım, İmam-ı Zaman’ın dostları olarak çok güçlü ve sağlam olmamız gerekir. Ve iki şarta dikkat etmemiz lazım ki hedefe ulaşabilelim. O şartlardan birisi şudur, Allah’ın hükümlerine bağlı kalalım, İslam’ın hükümlerine uyalım. İkinci şartı ise, bir olmamız gerekir, ihtilafa düşmememiz gerekir ve tek yürekli olmamız gerekir. Bu ise, birlikte bir liderin peşinde gitmekten ve bir bayrağın altında toplanmaktan geçer.
Bakıyoruz ki, mutlulukla bunu diyorum, Türkiye topluluğu birlik içerisinde olan bir topluluktur. Türkiye’deki Şiaların kendi aralarında birliğinin yanı sıra, diğer farklı inançtan olanlarla da birlik içerisinde olmalıdırlar. Bizim Şia olmayan diğer farklı mezheplerden Müslümanlarla birçok ortak noktalarımız var. Biz o ortak noktalarla birliğimizi sağlayabiliriz. Allah’tan diliyorum ki şu anda gördüğümüz sıkıntıları bir sevince dönüştürsün ve gelecek bir genişliğin, bir rahatlığa kavuşmanın müjdecisi olsun inşaAllah.
Bizim inancımız şudur ki Müslümanların arasında olan problemler gerçekte bir güzelliğin ve bir bütünleşmenin ön işaretleridir. Tıpkı bir bedende meydana gelen çıban gibi, çıban çok acı verir fakat o çıban patladıktan sonra vücuda bir rahatlık gelir, çünkü o vücutta olan mikroplar dışarıya akar ve beden rahatlar. Bölgemizde bulunun rahatsızlıklarda bu türden bir şeydir, inşaAllah bunun ardından bir rahatlık gelecektir.
Bu terörist guruplar, tekfirciler, kendisinden başka herkesi kafir gören terörist guruplar, Müslümanların arasında adeta o mikroplardırlar ki zaman içerisinde dışarı atılacaklardır. Biz inanıyoruz ki şu anda İslam dünyasında süren bu rahatsızlıklar terörist gurupları İslam camiasından silmeye yönelik bir rahatsızlıktır. Günün birinde bunlar İslam dünyasından temizlenmiş olacaktır.
Ben sizin aranızda bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum ve cemaat imamından bu fırsatı verdiği için kendisine teşekkür ediyorum samimice. İnşallah her yerde, her zaman bir olun, birlikte olun ve birbirinize destek olun. İran İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hameney’in selamını hepinize iletiyorum. Sizlere ve bütün Müslümanlara izzet ve saadet diliyorum."