12 Temmuz Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'ndeki cuma hutbesinde binlerce kişiye seslenen Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmında gündemdeki meseleleri değerlendirdi:

Amerika'nın kucağında Müslümanlık olmaz

Suriye'de karşı cephenin birbiriyle başı karıştığı için, teröristlerin işi sıkıntıya girmiştir. Kan kaybediyorlar, adam kaybediyorlar. Bir kısmı -yüzlercesi- teslim oluyor, bir kısmı cepheden kaçıyor, bazıları da öldürülüyor. Moralleri bozulmuşken iki-üç tane Şii sözde alim Türkiye'den, Türk dünyasından sosyal medya üzerinden o Vahabi Selefiler'e asker toplayıp gönderiyor! Evet, yanlış duymadınız, Şii alimi, Suriye'de Hz. Zeyneb'in kabrine saldıranlara asker topluyor!

Kime gidip deseler, git orada cinayetler işle diye kabul eder? Bu yüzden asker ikmalini artırmak için, onların sıkıntısının giderilmesi için başka bir taktik uyguluyorlar. Bu nedir? Teberra adı altında başkalarının inancına sövmek, hakaret etmek.. Allah bu zihniyete lanet etsin! Allah putperestin putuna bile sövmeyin, diyor. Bunlar "Biz sövmüyoruz ki, lanet ediyoruz" diyorlar. Madem lanet, sövmek değil, Allah'ın laneti sana olsun! Üç beş ahmak genç de onlara uymuş. Başkalarına söve söve cennete gidecekler ya!

Biz Ali'nin safındayız, karşısında kim varsa onun da karşısındayız. Teberri budur işte. Ali'ye karşı kim varsa onun karşısındayız. Ama başkalarının inancına hakaret, adamlıktan çıkmaktır. Sen medya üzerinden başkasının inancına, akidesine, vicdanına hakaret edemezsin. Kendi dünyanda kimi seversin, kimi sevmezsin, sen bilirsin, kendi içdünyan. Başkasını sevsen zaten onun kapısına giderdin. Ben Ehlibeyt'in tarafındayım, deyip Müslümanların arasına fitne sokacak şekilde internet üzerinden, sosyal medya üzerinden sürekli hakaret etmek, tekfirci Selefiler'e en güzel asker toplama yolu budur.

Allah uzak etsin, dilim lal olsun, başkası sizin mukaddesatına söverse ne yaparsınız? Artık benim kaybedecek neyim kaldı, başka ne için ölürüm ki, dersiniz. Seni terörize etmenin en kolay yolu inancına hakaret etmektir. Bir de diyor ki, filan alim ile falan alim de televizyon yolu ile hakaret ediyor. Dedikleri iki sözde aliminin birisi Amerika'da, birisi de İngiltere'de. Amerika kucağında, İngiliz kucağında yetişen, beslenen o dini anlayış, adını Şii de koysanız, Sünni de koysanız, İslam da koysanız, ona lanet olsun!

Amerika'nın kucağında Müslümanlık olmaz, İngiliz'in kucağında Müslümanlık olmaz. Tel Aviv'in, Washington'un kucağında Müslümanlık olmaz, onlardan din öğrenilmez. İslam onlardan öğrenilmez. Onların kucağında İslam öğrenenler böyle fitne yayan olur.

Şimdi iki-üç tane Şia alimi, bu şekilde tekfirci Selefiler'e, o kabir deşen, ciğer yiyen, kuduz köpeklere asker topluyor. Bundan daha güzel asker toplama yolu yoktur. Bahsettiğim insanlar, sizin hemşerilerinizdir. Beyinlerini çeldikleri de, sizin çocuklarınızdır. O laneti yağdırıyor, peşine yüzlerce amin deyip coşuyorlar. Maşallah Allah'ın razı olduğu iş yapıyorlar ya! Bin lanet, beş bin lanet ardı arkası kesilmiyor. El- Kaide'ye asker toplamanın en güzel yolu.

Uyarıyorum, kardeşlerimizin inancına, mukaddesatına söven, hakaret eden kim ise onu lanetliyor, ondan teberri ediyoruz. Onlar bizden değildir diyoruz. Bakın iki şey arasındaki çizgiyi iyi anlayın; kendi dünyanda kimi seviyorsun, kimi sevmiyorsun bunu tartışmıyorum. Ama medya üzerinden, ya da bizatihi yüzüne nasıl hakaret edersin?  Öncelikle senin adam olma sorunun var. Başkasının inancına hakaret etme hakkını nasıl kendinde görürsün? Kuran yasaklamış, Peygamber yasaklamış, İmam yasaklamış. Müçtehitlerin hepsi fetva verdi bunun haram olduğuna dair.

Huseyn (as) sövmüşse ben de söveceğim, Hasan (as) sövmüşse ben de söveceğim. Senin bahanen onun kapısı değil mi? Zehra (sa)'nın kapısının derdine düşmede, estaizubillah  Hasan ve Huseyn gayretsiz mi? Ey Amerikan ajanı, İngiliz köpeği! Sana mı kaldı onu korumak? Kardeşlerine söverek mi koruyorsun onu?

Mertseniz gizlenmeyin

Şükür toplum sizi dışlamıştır. Yuvanız, barınağınız yok. Bu yüzden bir çatı arasında, kim bilir bir bodrumun katında Şiilik adına aklınıza geleni yazıyorsunuz. Ne de olsa adres olarak sen yoksun piyasada. Bu tahrikler Şii mescitlerine saldırıya dönüşecek, öyle değil mi? Adamsın madem, iblis değilsin madem, neden gizleniyorsun? Adresini, bilgilerini yaz, adını neden gizli tutuyorsun?

Kur'an-ı Kerim, 110 cilt Bihar'ul Envar,birilerine lanetle mi dolu? Diğer ahkam yok mudur? Sanki Kuran'ın, Peygamber'in ve İmamların başkalarının inancına sövmek gibi bir emri varmış gibi gece gündüz lanetle meşgulsünüz. Aksine, bu konuda kesinlikle yasak vardır.