5 Temmuz Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii’nde kılınan Cuma namazında binlerce kişiye seslenen Özgündüz, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu:

Cami taslağındaki mahzurlar giderilmelidir

Cami yasaları ile bir taslak var gündemde. Bu mesele gerekli olgunluğa kavuşmadan görüş bildirmeyi uygun bulmuyorum. Eğer o taslak şeklinde kabul edilirse o zaman ciddi bir problem başlayacak demektir. Mümkün olduğu derecede yasal zeminde kalırız, fakat yankısı çok büyük olur. Bu mesele üzerinde çalışan dostlar da var; bilgiler olgunlaşınca duruma göre biz de tavrımızı belirleriz. Muhalefet partileri buna evet demeyecek; iktidar partisinde de aklı selim insanlar mevcuttur. İnşallah mazurları giderirler. O yönde intiba da oluştu, tabir, caizse söz verildi. Allah aklı selimi İslam alemine hakim kılsın.

Irak’taki Türklere sahip çıkılmalı

Bugün yine Tuzhurmatu’da Türkler katledildi. Türklerin yaşadığı şehir olan Tuzhurmatu hedef seçildi. Bizim Iğdır büyüklüğünde bir şehirdir. Orayı ellerinden almak istiyorlar ve sürekli oraya saldırıyorlar. Kim saldırıyor? Bu bizim besleyip ülkemizi onlara kamp yeri yaptırdığımız tekfirciler ve orası Türk yurdu olmasın, diyen müttefikleri.

Irkçı değiliz ama hem Türk devleti olacaksın, hem de Türk yurtlarının birer ikişer Türklerin ellerinden alınmasına, Kerkük’ün, Tuzhurmatu’nun, Karabağ’ın, Laçın’ın, Tellafer’in- Türk yurdu olmaktan çıkarılmasına seyirci kalacaksın!  O zaman millet senin kanını sorgular. Önce sen 200 milyonluk Türk dünyasına sahip çıkacaksın ki, Müslüman devletlere “Gelin, İslam ümmeti olarak beraber hareket edip yabancıya kendimizi ezdirmeyelim” diyebilesin. Sen kendi milletine sahip çıkmadan Afrika’nın bilmem neresine sahip çıkmanı kimse samimi bulmaz. Öz ailen bozulmuşsa sen kiminle birlik kuruyorsun? Bu noktada Türkiye Cumhuriyeti’nden beklentimizi hem Karabağ hem Kerkük ve civarındaki, Irak’taki  Türklere sahip çıkmasıdır. Başkalarıyla kanka olmadan önce öz soydaşlarını korusunlar.

Askeri ihtilale değil, Mursi’nin gitmesine seviniyorum

Mısır’da İhvan yönetimi gitti. Ülkemizde kimileri  seviniyor, kimileri de ateş püskürüyor. Ben kişisel fikrimi diyorum, sevindim. Askerin ihtilaline sevinmedim, Mursi’nin gitmesine sevindim. Mursi için camileri, cumaları kullanmak, bildiriler falan hazırlamaya değmez. Bu adam Pentagon’dan daha iyi korunan NASA’nın bir çalışanıydı. Özgürlük, istiklal, İsrail’e ölüm Filistin’e kurtuluş sloganları ile milletin oyunu aldı. Yaklaşık bunun payına düşen oy yüzde yirmi civarındaydı ama biliyorsunuz seçim oyunları ve Amerikan entrikaları araya girince yüzde yirmiler yüzde seksene hükmediyor. Yönetime geliş yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken gitti. Yüz günde yerine getireceği vaatlerin yılı dolmasına rağmen hiçbirini yerine getirmedi. Aksine Şimon Peres ile bir öpüşüp sarılması var ki, görme! Aziz kardeşim diye hitap ediyor.

Önceki zalim Hüsnü Mübarek döneminde Filistinliler hiç değilse yer altından tünellerle ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Bu ise kapıları açmak bir yana oralara su basıp kapattı. Selefilere hoş geleyim diye mezhep fitnesi çıkardı. Bizimkiler, sizinkiler söylemleriyle İmam-ı Zaman’ın doğumunu kutlayan Şia alim Şeyh Hasan Şahata ve  dört arkadaşının vahşice katliamına seyirci kaldı. Sonunda kan yerde kalmadı, Namübarek’i düşürenin üç katı insan yine aynı Tahrir Meydanı’na toplandı ve Mursi’ye git, dedi. “Beni sandık getirdi, sandık götürür” değil. Seni bu halk getirdi halk da götürür. Halk verdiği vekaleti lağvetti. Onlar senin verdiğin vaatlere göre vekalet vermişti, sen hepsinin tersini yaptın. Halk sana, her istediğini yap, sen bizim artık Tanrımızsın, hepimizi koyun sürüsü yerine koyacaksın, diye bir hak vermedi. Böyle bir hakkı hiçbir seçim hiç kimseye vermemiştir.

Mükemmel bir halk devrimi yapıldı. Ordu baktı ki üç beş tene yobazla bunlar birbirine girecek. Daha da kan akmasın diye el koydu ve “Bu duruma bir hakem gibi el koydum ama ben yönetmeyeceğim ülkeyi. Benim işim ülkeyi yönetmek değil, anayasa başkanının başkanlığında teknokrat hükümeti oluşsun, istediğiniz hükümeti siz seçin başa getirin.” dedi. Ben burada bir anormallik görmüyorum. Mursi zaten sarayı bırakıp kaçmıştı. Mursi kafasına göre yasalar ve uygulamalar, azletmelerle meşgul idi. Ülkenin refahı, milletin birlik dirliği ile ilgileneceğine mezhepçilik yapıyordu. Kaç tane Hıristiyanı yaktılar, öldürdüler. İslam’ın imajını berbat ettiler. Sonuçta da onu getiren güç üç kat artarak gönderdi.

Ülkemizde de Mursi yalnız değil, yedirtmeyiz, diyenler var. Peki neyi yedirip neyi yedirmiyoruz? Peres’in uşağı Mursi kahraman mı? Mübarek’i de aynı halk düşürdü ve bundan daha da az idi. Halk istemiyor, seni git diyorsa git. En önce tebrik gönderen de kimler oldu? Suud Krallığı ve Ezher Şeyhi. Ezher Şeyhi yeni oluşumdan yana olduklarını ilan etti. Halk orada, devlet orada ve Suud abin de herkesten önce tebrik  gönderdi. Daha ne istiyorsun?

Bize düşen Mısır halkının arzusunun yerine gelmesini istemektir. Ona dua etmek, elimizden gelirse katkı yapmaktır. Bir İsrail uşağı, Amerika ajanı niye bizim için bu kadar değerli oluyor? Hem de Mısır halkını karşımıza alma pahasına! Sen onun neyisin, o senin neyin? Şimon Peres ile sarmaş dolaş biriyle ne işimiz olur? Allah Müslümanlara akıl ve iman versin. Bu Ramazan’da imanlarımızı akıllarımızı takvalarımızı geliştirmeye, kemale ulaştırmaya muvaffak etsin. Bütün İslam alemini ve ülkemizi nadan dost, yalaka dost köle dost, şeytan düşmanın şerrinden korusun!

Bütün İslam alemini ve ülkemizi nadan dost, yalaka dost, köle dost, şeytan düşmanın şerrinden korusun!