İhsanoğlu, Ortadoğu’nun en renkli mozaiğine sahip ülkesinin mezhep çatışması noktasına getirilmek istendiğine dikkat çekti. Suriye’deki hadiselerin başlangıcında Şii-Sünni kavgasının olmadığı ve uzun süre böyle devam ettiğinin altını çizen İhsanoğlu, “Olaylar bu çerçeveden çıkarılıp dinlerarası, mezhepler arası ve ırklar arası çatışma haline getirilmek isteniyor. Bu durumda cehennemin kapıları açılır.” dedi.
İİT Genel Sekreteri, 2. Cenevre Konferansı’nın sağlıklı bir şekilde neticelenmemesi durumunda yeni bir soğuk savaşın eşiğine girilebileceği uyarısında da bulundu. Suriye’de yaşanan olayların komşu ülkeleri de etkileyip oradaki dengeleri de bozmaya başladığını ifade ederken, “Suriye’deki ateş daha büyük bir hale dönüştüğü zaman kimse kendini bundan koruyamaz. Onun için herkes bu ateşi söndürme gayretine girmelidir.” dedi.
Selçuk Gültaşlı ve Mete Öztürk'ün Zaman'da yer alan haberine göre; İhsanoğlu, Avrupa’da artan İslam düşmanlığı hakkında ise Müslümanlara da sorumluluk düştüğünü hatırlattı. İslam dünyasının içerideki radikal ve şiddet yanlısı kesimlerin hepsinin faaliyetlerinin ‘maalesef İslamiyet’e mal edildiğini’ söyledi. “Somali, Irak, Afganistan ve Suriye’deki manzaraların İslamiyet’le ilgisinin olmadığını bilmeyen Avrupalı vatandaş öbür taraftaki aşırılığa karşı buradaki aşırılığı destekleyecek.” diyen İhsanoğlu, problemin bir bütün olarak mütalaa edilmesi gerektiğini vurguladı. Müslümanlarda da birtakım problemler olduğunu doğrulayan İİT Genel Sekreteri, problemin sadece bir tarafından değerlendirilmesinin doğru olmadığını, savunmanın doğru esaslar üzerine kurulması ve cepheleşmeden yapılması gerektiğini belirtti. Bunun İstanbul süreci gibi anlaşarak müşterek platformlarda yapılabileceğine işaret etti. İİT Genel Sekreteri, Gezi Parkı olaylarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Gezi Parkı olaylarında yetkililerin hatalar yaptığına, bunu kendilerinin de kabul ettiğine işaret ederken, “Fakat dünya kamuoyu bu hadiseleri çok abartarak yansıtmayı tercih etti.” dedi.
25 Haziran 2013