17 Mayıs Cuma günü Halkalı Zeynebiye Camii'nde binlerce kişiye seslenen Özgündüz, hutbesinin ikinci kısmında güncel meselelere değindi:
Müminler Allah'a satılmıştır
Allah buna şahittir ki, biz toplum adına, hiçbir zaman bir şeyi dünyevi-şahsi çıkarlar hesabına savunmaz ya da reddetmeyiz. Bir şeyleri savunuyorsak inandığımız için savunuyoruz, menfaat beklemeden savunuyoruz. Bir şeyleri de reddediyorsak yine öyle inandığımız için reddediyoruz, bu, birileriyle kişisel ilişkimizle ilgili bir benimseme ya da reddetme olayı değildir. Bizim mefkuremizin merkezinde Allah vardır, O'nun Resulü vardır. O Resul'ün Ehlibeyt'i vardır ve bunların aşıkları, sevenleri, inananları vardır.
Ümmet-i Muhammed bizim için kişisel çıkarımızdan çok önce gelir. Biz, Ümmet-i Muhammed'in felaketinde saadet aramayız, hiçbir değere karşılık Ümmet-i Muhammed'in arasına fitne sokmayız. Hiçbir şey, bu necip milletin arasına fitne sokmaya değmez. Bu, kimseye izzet getirmez, saadet getirmez. Satılsa da aldığı burnundan gelir, mutlu olamaz. Hem dünyada rezil olur hem ahirette. Allah'ın kulluğundan çıkıp başkasına satılan kimsenin izzeti, onuru kalmaz. İnanan her mümin Allah ile alışveriş yapmış ve O'na satılmıştır. Ayette vardır, Allah onları satın almıştır, sen de mümin olarak satmışsın. Ne mutlu ki sana böyle bir alışveriş yapmışsın. Yeniden kendini kime satacaksın?
Milli gözle bakalım
Bölgede ciddi meseleler cereyan etmekte ve bu noktada hükümetimizin de aktörlerden birisi olma gayreti var. Peki hükümetimiz Suriye ve Irak meselesinde doğru mu yapıyor? Bizim bulunduğumuz noktadan, özgür ve satılmamış kafamızdan Ümmet-i Muhammed'i, necip milletimi ve ülkemi düşünerek baktığımda gördüğüm şu: Benim hükümetim yanılgıdadır. Siz Irak'a Şii-Sünni kavgası sokarsanız bundan Türkiye karlı çıkmaz. Bunları söylediğimizde "Sen mezhep gözüyle bakıyorsun" diyenler var. Pekala, millet gözüyle, milli gözle bakayım: Her ülke, her ulus soydaşlarını savunur. Azerbaycan'ı orada Ermeni'ye mahkum etmişsin. Ermeni ile kanka olup Ermeni cumhurbaşkanının hoşuna gitsin diye Azerbaycan bayrağını çöpe atıyorsun. Irak'ta, Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatu'da Türkler on on, yüz yüz öldürülüyor, sen de öldürenler ile kanka oluyorsun, bunda bir yanlış yok mu?! İster milli, ister dini, ister insani açıdan bak. Hangi gözle bakarsan bak!
Birileri çıkıp televizyonda Şii uç gruplar diye anlatıyor. Size göre en radikal Şii örgütü Lübnan Hizbullahı'dır. Bana gösterin bakayım, Hizbullah'ın bırak Müslüman'ı gayrimüslim sivil hedeflere, çoluk çocuğa saldırdığı olmuş mudur? Ülkesini işgal edenlere karşı aslandır, ama vatandaşları onu tahrik etmesine rağmen onlara kıyamıyor, kurşun sıkamıyor, gayrimüslim olana dahi.
Ve sen tel'in etmiyorsun orada yapılanları, bilakis sempati oluşturmaya çalışıyorsun. Bunda bir yanlış yok mu? İster Türklük gözüyle bak, ister Türk devletini yöneten olma gözüyle bak, ne gözüyle bakarsan bak.
Nereye doğru gittiğimizin farkına varalım
Benim hükümetle ve kişilerle elbette düşmanlığım yoktur. Her şeye rağmen onları hala seviyorum. Diyorum ki, onlar yanılmıştır, yanılgıdadır. Gayretim, o yanılgıdan kurtulmalarına, onları sevdiğim için katkı yapmaktır. Herkes "Padişahım çok yaşa" yalakalıkları ve belki de sunulan yanlış bilgilerle onu yanlışa götürüyorlar.
Buradan teröristleri silahlarıyla birlikte Irak'a gönderdiniz, bari silahlarını teslim etselerdi. Orada o silahlarla kime karşı savaşacaklar? O bölgede Türkler Kürtlerle karışık yaşıyor. Bunları silahlarıyla gönderirseniz ne olur? Reyhanlı'da olanlar Kerkük, Telafer ve Tuzhurmatu'daki Türklerin başına gelir. Kime karşı bu silahları kullanacaklar ki onları silahlarıyla birlikte gönderdiniz. Şimdi biz bunu sorunca kötü bir şey mi yapmış oluyoruz?
Hani bu destekleyip cicilediğiniz muhaliflerin(!) teröristlerin komutanı öldürdüğü askerin kalbini söküp çıkarıp yiyor. İnsan eti yiyor! Bunu iftiharla gösteriyor, kendisi yayınlıyor, biliyorsunuz, medyada izlediniz. Peygamber (sav) komutan Hz. Hamza'nın ciğerini yiyen Hinde'yi hatırladınız değil mi? İşte gör, kiminle aynı saftasın! Halkı meydana toplayıp üç sivili "Bunlar Beşşar'ı sevenler, ibret olsun, akıbetiniz böyle olur" diyerek çoluk çocuğun önünde kafasına sıkıyorlar. Sen bunlarla Suriye'ye demokrasi götüreceğine inanıyor musun? Bunu söylerken birilerini küçültmek ya da büyütmek derdinde değiliz. Farkına varalım, nereye gidiyoruz? Bunların zihniyetinin iktidarda olduğu bir ülke ile -bin kilometreye yakın sınırımız var- komşu olacaksın! İnsan eti yiyenlerle komşu mu olacaksın? İftira mı ediyoruz? Adamlar iftiharla bunu internette yayınlıyor. Dünya ayağa kalkmış, küffar bile "Tamam destekliyoruz ama bu kadar da vahşet olmaz" diyor. Elin gavuru diyor, ben hala demiyorsam dinimi, imanımı, vicdanımı gözden geçirmeliyim. Ben bununla beraber olmaktan utanmalıyım, deyince birilerine hakaret mi etmiş oluyorum?
Böyle dostlar düşman başına
Bebek katillerine Allah lanet etsin! İlkokullara saldırıp bunu dünyaya ilan ediyorlar ve üstleniyor. Ne yapayım şimdi ben? Onlar yapmadı hükümet yaptı mı diyeyim? Yukarıda Allah var!
"Siz kimin yaptığına rıza gösterirseniz, onun suçuna da ortak olursunuz" Allah'ım! Biz hiçbir cinayete rıza göstermiyoruz. Bu yüzden başından beri barışçıl yol, demokratik yol demişiz, hala da bunu demekteyiz. Diyalog çağrılarına, Suriye halkı kimi istiyorsa o olsun, İsrail'in Amerika'nın istediği olmasın, Suriye'nin geleceğini Suriyeliler tayin etsin, çağrılarına başından beri hayır diyorsan, illa "kan" diyorsan; yıkılan Suriye, ölen Suriyeli iken sen kimin dostusun? Bir de Suriye'nin Dostları(!) olarak ikide bir toplanıyor ve buna evsahipliği yapıyoruz. Bu nasıl dostluktur, yıkılan Suriye'dir! Bu dostluk Amerika'nın, İsrail'in başına! Böyle dostluk olmaz olsun!
Suriye'de akan kandan kan isteyen taraf mı sorumlu; yoksa sorunlarımıza savaşmadan, diyalog ile barışçıl çözüm üretelim diyen taraf mı sorumlu? Bunun cevabını halkın vicdanına bırakıyorum.
Biz bu tarafta olamayız
Buna karşılık bize "İmam Hüseyin'i sevenler, Hüseyin'i öldürenlere Yezit diyorsunuz bu zalimlere neden Yezit demiyorsunuz?" deniyor. İmam Hüseyin'i öldürene biz Yezit demiyoruz, onun adını Peygamber (sav) komutan Hz. Hamza'nın ciğerini yiyen Hinde'in oğlu Muaviye Yezit koymuş, biz değil. Biz o Yezit'i lanetliyoruz ki, Peygamberimizin ciğerini dağladı, O'nu ağlattı. Bugün de bölgede akan kanların müsebbibi kimler ise onları da lanetliyorum ki, yine Peygamberimizin ve Ümmet-i Muhammed'in ciğerini dağlıyor.
Pakistan'da her gün kan akıyor, akıtan kim? Aynı zihniyet! Afganistan'da sivil hedefler vuruluyor. işgalciyle savaşacaksan git savaş, elindem öpeyim senin. Sivil halkı niçin öldürüyorsun?! Aynı zihniyet! Irak'ta aynı zihniyet! Afrika'nın tamamına yayılmış bu zihniyet! Bizim gibi düşünmeyen herkes kafirdir, diyerek önlerine gelen Şii-Sünni demeden saldırıyorlar. Afrika'nın kuzeyinde Şii yok ki, oradaki Sünnilere de saldırıyorlar. Bunlar insanlığın başının belasıdır! Siz bununla yoldaş, candaş olunca, biz de yanlış yapıyorsunuz diyince birilerine hakaret mi etmiş oluyoruz? Eğer doğru bu ise "Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize" Biz, anne karnında cenini öldürmeye bir mazeret bulamıyoruz! Biz çoluk çocuğu katletmeye bir mazeret bulamıyoruz! Biz insan eti yemeye bir mazeret bulamıyoruz. Biz bu tarafta olamayız! Biz, Hucr ibni Adiyy'nin mezarını açıp, taptaze bedenini görünce utanıp tövbe edeceği yerde cesedi alıp kaçıranlarla aynı tarafta olamayız!
Allah’ım bizi bütün yanılgılardan dönme erdemi göstermeye muvaffak et! Allah’ım birliğimizi dirliğimizi bozma! Ülkemizi böldürtme, düşmanı üstümüze güldürme! Düşmana hizmet ettirme! Ümmet-i Muhammed’i bizim elimizle zarar verdirme!