Nizavestimaya Gazetesi, bir askeri yetkilinin Londra’da yayımlanan el-Kudsu’l- Arabi gazetesinin S-300 füze bataryalarının Suriye’ye konuşlandırıldığına ilişkin haberini doğruladığını bildirdi.
Haberde, Rusya’nın 2010 yılında yapılan anlaşma çerçevesinde 4 adet S-300 hava savunma sistemini Suriye’ye teslim ettiği ifade edildi.
S-300 füzelerinin savunmaya yönelik silahlar olduğuna dikkat çeken gazete, söz konusu füze bataryalarının halkı yönetimi destekleyen bölgelere yerleştirildiğini bildirdi.
Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin’le İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu arasında geçtiğimiz salı günü yapılan görüşmede S-300 füzelerinin gündeme gelmiş olmasının güçlü bir ihtimal olduğunu belirten gazete, bir savunma silahı olan S-300’lerin yaptırımlar kapmasına girmemesinden ötürü gizli bir mesele olmadığını yazdı.
Suriye’deki savaşla ilgili yaptığı cephe haberleriyle tanınan Ananews yöneticisi Marat Musin, Nizavestimaya gazetesine yaptığı açıklamada “S-300 füzelerinin Suriye’ye yerleştirilmiş olması çok güçlü bir ihtimal. Moskova, son yıllarda Suriye’ye birçok askeri teknik yardımda bulundu. Bu yardımlar arasında Sovyetler döneminde Suriye’ye satılan hava savunma sistemlerinin modernize edilmesi de bulunuyor” dedi.
Suriye’de artık iki el-kaide var
Nusra Cephesi adlı el-Kaide bağlantılı örgüt militanlarının Rakka’da üç Suriyeliyi başlarından vurarak idam ederken yaptıkları açıklama, Nusra Cephesi’nin bölündüğü şeklinde yorumlandı.
Daha önce Deyr ez-Zor kentinde 11 Suriyeliyi başlarından vurarak idam eden Nusra Cephesi militanları, salı günü de Rakka kentinde üç Suriyelinin aynı şekilde idam edildiğine ilişkin görüntülerini bir sosyal paylaşım sitesinde yayımladı.
Rakka’daki kent meydanında üç Suriyeliyi yönetim yanlısı olmakla suçlayarak idam eden militanlar, eylemi Irak-Şam İslam Devleti adına üstlendiklerini açıkladılar.
Örgütün bu eylemi “Irak-Şam İslam Devleti” adına üstlenmesine dikkat çeken uzmanlar, bunun Nusra Cephesi’nin kendi içinde bölündüğünü gösterdiğini öne sürüyor.
Nusra Cephesi Lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin Irak el-Kaide’si ile birleşerek Irak-Şam İslam Devleti örgütüne katıldıkları yönündeki açıklamayı reddettiğini hatırlatan uzmanlar, Rakka’daki eylemin bu isimle üstlenilmesinin Nusra içerisinde bir bölünmeye işaret ettiğini ifade ediyor.
El-Kaide Lideri Eymen Zevahiri’nin 7 Nisan’da taraftarlarını Suriye’de İslam devleti kurmaya çağırmasının ardından, el-Kaide’nin Irak kolunun Lideri Ebu Bekir Bağdadi, 8 Nisan’da Suriye’deki Nusra Cephesi ile birleştiklerini ve Irak-Şam İslam Devleti kurduklarını açıklamıştı.
Ancak Nusra Cephesi Lideri Ebu Muhammed Colani, 10 Nisan’da yaptığı bir açıklamayla Bağdadi’nin ifadelerini yalanlayarak Irak-Şam İslam Devleti adlı bir örgüt içerisinde yer almadıklarını söylemiş; bununla birlikte el-Kaide Lideri Eymen Zevahiri’ye bağlılığını bildirmişti.
El-Kaide’nin Suriye kolu olarak bilinen Nusra Cephesi Lideri Colani’nin Irak-Şam İslam Devleti içinde yer almadıklarını açıklamasına rağmen, Rakka’daki eylemin bu isimle üstlenilmesine dikkat çeken uzmanlar, bu durumun Nusra Cephesi’nin Ebu Bekir Bağdadi’ye bağlı olanlar ile Ebu Muhammed Colani’ye bağlı olanlar şeklinde ikiye bölündüğünü gösterdiğini ifade ediyor.
YDH
18 Mayıs 2013