Büyük ilgi gören programda Aşkın Şehidi ve Aşkın Elçisi kitabıyla milyonları etkileyen Ahmet Turgut da, kendine has üslubuyla Hz. Fatıma'yı anlattı.
Turgut programda yaptığı konuşmada şunlara değindi:
"Fuzuli'nin deyimiyle vaktin şerefi güzelleri anma dillerde ve gönüllerdedir. Biz güzelliği Resulullah'ın güzelleri olan Hasan ve Hüseyin'de o evin annesinde, babasında ve dedesinde gördük. Bizler Fatıma'yı vahiy evinin kızı olarak sevdik.
Aslında Resulullah'ın dört kızı vardı ama Fatıma ön plana çıkarıldı. Ümmü Ebiha ve Binti Ebiha olarak, Zehra ve Betül olarak. Resulullah'ın başka torunları da vardı ama bizlere Hasan ve Hüseyin ve Seyyide Zeynep sevdirildi. Onu sevgililer sevgilisi büyüttüğü için sevmişiz. Onu inci ve mercanın annesi olduğu için sevmişiz. Onu Haydar'ın eşi olduğu için sevmişiz. Onu Resullah'ın annesi olduğu ve kızı olduğu için sevmişiz. Onu Resulullah'ın soyunu devam ettirdiği için sevmişiz. Ama Fatıma aslında Fatımadır. Onu çevresiyle eş anne kardeş evlat oluşuyla değil bizzat kendisini tanıyıp sevmişiz.
Fatıma ve ailesinin ayette türlü eksiklikten temizlenişini, Meveddet Ayeti'nde ümmete sevgilerinin farz oluşunu, Mübahale Ayeti'nde Nübüvvetin tüm aileyi sahiplenişini Kevser'de ise O büyük Nebi'nin ilmini, ahlakını, cesaretini, sevgisini, merhametini, emniyetini ve ve daha bir çok izdüşümlerini taşıyan taşıyıcılar olarak gördük ve inandık. Maalesef Rasul'ün ayrılmaz iki parçası olan Kuran ve Ehlibeyti biz parçaladık.
Ümmetin bir yarısı mushafı tekrarladı Ehlibeyt'i göremedi Aliyi sevmek Alevilikse Aleviyim dedi ama o aileyi takip etmedi. Ümmetin bir kısmı ben konuşan Kuran'ı takip ediyorum dedi; Ali'yi seviyorum dedi, mushafı görmedi. Bu toplum ikisini bir arada tutamadı. Bu toplum en elzem ihtiyacı.
Kuran'ı doğuran insanı yani Hz.Fatıma'yı anlamaya ve tanımaya ihtiyacı var. O cennetin ayakları altında olanı tanrsak cennetten gelip cennete gideceğiz."