O insanlığı öğretti tüm dünyaya, hem de canıyla.. "Zulüm bizden ise ben bizden değilim" dedi; masumca duruşunun bedelini mazlumca katledilerek ödedi. Buldozerin altında kalan masumiyet, insanlığın yenilgisiydi.
1979'da ABD'nin Washington kentinde doğan Rachel Corrie 10 yıl önce bugün İsrail buldozerleri altında ezilip can verdi.
ABD`li barış gönüllüsü, Uluslararası Dayanışma Hareketi (International Solidarity Movement) üyesiydi. Üç yıl boyunca gönüllü olarak, ruhsal bozukluğu olan hastalara haftalık ziyaretleri yaptı, destek oldu.
Yazar ve sanatçı olmak, barış için çalışmak gibi hedefleri olan Corrie, ABD`nin Irak`ı işgali üzerine; İsrail`in Gazze`de kıyıma girişeceği ve bunun ancak bölgedeki ilgiyi canlı tutmakla engellenebileceğini öngörerek, Gazze`ye uluslararası gözlemci olarak gitmişti.
2003 yılında bağlı bulunduğu Uluslar arası Dayanışma Platformu'yla beraber geçtikleri Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin evlerini yıkmak üzere harekete geçen bir İsrail buldozerinin önüne çıktı ve bu buldozer tarafından ezilerek öldürüldü.
16 Mart 2003′ tarihinde İsrail tanklarına karşı vicdanını siper ederek öldürülen Rachel Corrie’nin hatırasına atfen, 16 Mart Tarihi, Dünya Vicdan Günü olarak ilan edildi.
Rachel Corrie’nin Filistin’den ailesine yazdığı mektup
7 Şubat 2003
Merhaba arkadaşlarım, ailem ve diğerleri,
Filistin'e geleli yalnızca iki hafta oldu. Buna rağmen gördüklerimi anlatmakta kelime bulamıyorum.
Benim için en zoru; ABD'ye mektup yazmak için oturduğum zaman, burada olup bitenler hakkında düşünmek… Buradaki çocuklar, evlerinin duvarlarındaki tank mermisi delikleri ve bir işgal kuvvetinin onları sürekli izleyen kuleleri olmadan bir gün yaşamış mıdır? Bilmiyorum.…
Her neyse, burada küresel hiyerarşinin işleyişinin, benim yalnızca iki yıl öncesine kadar olduğumdan çok daha iyi farkında olan sekiz yaşında çocuklar var /en azından İsrail konusunda.
Gene de, hiçbir okuma, konferanslara katılma, belgesel izleme ve kulaktan dolma bilginin beni buradaki durumun gerçekliğine hazırlayamayacağı düşüncesindeyim. Görmeden bunu hayal edemiyorsun ve gördükten sonra bile, bu deneyiminin hiç de o gerçekliği bütünüyle yansıtmadığının farkındasın…
Benim ailemden hiç kimse, memleketimde, bir ana caddenin sonundaki bir kuleden bir roketatar tarafından, arabamızla giderken vurulmadı... Bir evim var. Gidip okyanusu görme hakkım var.
Eğer evinizin duvarlarının aniden içeriye yıkılmasıyla uyanma korkusu içinde bir gece geçirseniz,
Eğer hiç kimsesini kaybetmemiş insanlarla karşılaşamasanız,
Eğer ölüm saçan kuleler, tanklar, silahlı “yerleşimler” ve bu şimdiki dev metal duvar ile çevrelenmiş bir dünyanın gerçekliğini yaşasanız,
Dünyanın süper gücü tarafından desteklenen, dördüncü büyük ordusunun, sizi vatanınızdan silmek için yaptığı baskıya karşı direniş içinde, sağ kalma mücadelesiyle geçen tüm çocukluk yıllarınız için dünyayı affedebilir miydiniz? Merak ediyorum.
16 Mart 2013