Ankara Sürmeli Otel'de gerçekleşen sempozyumda Ortadoğu’daki emperyalist savaşların bölgeyi bir felaketin eşiğine getirdiğine dikkat çekilerek, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik politikalarının İslam’a ve insanlığa uymadığına dikkat çekildi.
Sempozyumun açılışında konuşan yazar Kenan Çamurcu, Nato faili meçhullerin, kara propagandaların, gizli ve illegal yapıların kaynağıdır. Nato gayr-i meşru bir örgüttür. Nato karargâhında üretilen tezvirat ve fitne stratejileri Müslümanları birbirine düşman etmeye çalışıyor. Ülkelerimizdeki topluluk ve zenginlikleri husumetin malzemesi yapıyor. Kendimize sormalıyız, Nato’nun fitne stratejisine mi katılmalıyız, yoksa bu fitneye karşı omuz omuza mücadele mi etmeliyiz? Sünni Alevi- Yahudi- Hristiyan, Arap- Türk – Kürt hangi toplumsal katmandan olursa olsun ya vatanını Nato’nun işgaline karşı savunacak, ya da ülkesine ve vatanına ihanet edecek. Suriye’de iki yıldır devam eden savaş sömürgeciliğin ve onun ordusu olan Nato’nun Suriye’yi, Lübnan’ı, Irak’ı, Türkiye ve İran’ı tarihten tavsiye etme savaşıdır.
Bu noktada hükümet sorumlu davranmalı ve çözümden yana olmalıdır. Yabancı güçlerin müdahalesiyle hükümet darbesi yapma ve rejim değiştirme metodundan karlı çıkan tek taraf yeni sömürgeciliktir. Yayılmacı İsrail ve bölgesel hegemonyalarını sürdürmeye çalışan batılı güçler, silah tüccarları terör örgütleri ve soğukkanlı katiller bu karmaşadan menfaat elde eden unsurlarıdır. İslam ülkelerindeki reform ihtiyacı ancak diyalog, siyasi müzakere ve barışçıl yollarla olabilir. Bunun aksinden hiçbir millet ve devlet fayda görmez diye konuştu.
Uluslararası sempozyumda konuşan Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, bölgemizde cereyan eden olaylara Kur’an perspektifinden bakılması gerektiğinin altını çizerek, yalan yanlış medya savaşlarıyla gerçeklerin üzerinin örtüldüğünü söyledi. Özgündüz Vehhabilik tehdidine karşı İslam dünyasının tavır almasının çok önemli olduğunu ifade ederek, bölgede Emperyalist ve Siyonistlerin uşaklığını yapanlarla Suriye’ye demokrasinin gelemeyeceğini söyledi.
Şii hilal Sünni eksen safsatasının İsrail tarafından uydurulduğunu, bununla bölgeyi meşgul ederek, İsrail hilalinin oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çekti. Bizim Suriye’yele ne kavgamız var diye soran Özgündüz, Emperyalist ve Siyonistlerin uşakları Arap krallarıyla birlikte Suriye üzerine çullandığını, asıl mazlum olanın devletiyle halkıyla Suriye olduğunu söyledi.
Sempozyumda koşuşan Eski Maliye Bakanı Abdüllatif Şener, Uydudan yayın yapan yüzlerce kanal tek yanlı yayın yapmakta ve bu yayınlarda Başbakan Erdoğan’ın politikaları doğrultusunda yayın yapmaktadır. Suriye konusunda farklı seslere yer verilmektedir. Hükümet Türkiye’yi uluslar arası silah kaçakçılarının pazarı haline dönüştürdü. Bir başbakan kendi ülkesini bu hale dönüştürür mü? Bu nasıl bir politikadır? Bu ne İslami, ne insani ne de millidir. Bu süreçten büyük İsrail çıkar başka bir şey çıkmaz. İsrail’in atacağı ilk adımın, Kudüs’ü bölünmeksizin bir bütün halinde başkent ilan ettiği zaman Başbakan Erdoğan İsrail’e bağıracaktır. Bizim vatandaşlarımız da veya yardakçıları basınımızda diyecekler ki helal olsun başbakan yine İsrail’e bağırdı. Hâlbuki Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapacak olan sürecin en büyük destekçisi başbakan Erdoğan’dır. Şunu hiç unutmayın, başbakan neye bağırıyorsa biliniz ki bir suçunu örtbas etmek içindir diyen Şener Suriye’deki muhalif grupların terörist olduğunu, bu grupların arkasında ABD, NATO ve İsrail’in olduğunu, Türkiye hükümetinin ise İslam’a ve insanlığa uymayacak biçimde bu gruplara destek sunduğunu söyledi.
Eski Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek, bu sempozyumun sonunda bir bildiri yayınlanmasını isteyerek, "Bu seompozyumun sonunda bir bildiri yayınlayalım, gerekirse hükumete de, Esad'a da gönderelim, akan Müslüman kanı dursun artık. Burada birbirinden kıymetli ve önemli konuklar var, eski bakanımız burada, Milli Görüş'ün kurucusu burada, Türkiye Caferilerinin değerli lideri burada, bundan daha güzel bir toplantı olamaz, bir sonuca varmamız gerekiyor." dedikten sonra, Nato’nun globalizm adı altında sömürü ve emperyalist ideoloji yaydıklarını ifade ederek zalimlerle birlikte mazlumlara karşı bir savaşın yürütüldüğünü söyledi.
CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu PKK’yı destekleyen Nato’dur, İran Pejak’ını kuran Nato’dur. Ülkemizin ve Silahlı kuvvetlerimizin başına çorap ören, çuval geçiren, balyoz indiren Nato’dur. Bu gün AKP’nin Suriye politikası sonucu tüm sınır boylarındaki vatandaşlarımız hastanelerde ikinci sınıf vatandaş konumuna düşürülmüştür. Cihatçı, tekfirci, kafa kesen lejyonerler birinci önceliği almışlardır. Bunlar havaalanlarımızda VIP salonlarımızda ağırlanırken üst düzey bürokratlarımız bundan yararlanamaz duruma geldiler.
Suriye’ye yönelik cihat çağrıları Suudi Arabistan ve Katar televizyonlarından ajan ulemalar tarafından sık sık tekrarlanmaya başladı. Dünyanın 23 ülkesinden 70 bin civarında radikal, tekfirci militan Türkiye üzerinden AKP hükümetinin de yardımlarıyla Suriye’de savaşmaktalar.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Başkanı Oğuzhan Asıltürk, ise Ortadoğu’da büyük İsrail projesinin önünde engel olan üç devlet kaldı. Irak, İran, Türkiye. Irak’ı hallettiler sıra İran ve Türkiye’dir dedi.