Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Zeynebiye'de Hz.Rugayye Matemi

İmam Hüseyin (as)'ın Kerbela şahidi ve Şam harabelerinde can veren küçük kızı Hz. Rugayye şehadet yıldönümünde matem törenleriyle anılıyor. 

18 Aralık 2012
Zeynebiye'de Hz.Rugayye Matemi

Harabede can veren nazlı Rugayye, şehadet gününde, bugün akşam namazının ardından Zeynebiye'de düzenlenecek olan matem merasiminde anıldı. Ehlibeyt dostları kısacık ömründe büyük zulümler gören İmam Hüseyin'in küçük kızı için gözyaşları döktü.

Değerli liderimizin Aşura konuşmasında Hz. Rugayye ile ilgili kısım:

Peygamberimizin kızları ve gelinleri esir edilip Şam’a götürülürken, Onların azizlerinin mübarek başları mızraklara takılarak gözleri önünde taşınıyordu. Bir gece vakti deve üzerinde babası Hz. Hüseyin için ağlayan 3 yaşındaki Rukayye’yi, Yezit askerlerinden birisi devenin sırtından çekip çöle bıraktı. Çölde gece vakti yalnız kalan o yetim kızın zeban-i halinden bir katresini sizinle paylaşmak istiyorum.

Benim yaşımda her kızın, barındığı yuvası var,
Yanı başında nazlanıp, sığındığı babası var,

Kimsenin yavrusu Allah, ben gibi yetim olmasın.
Ana kucağından ırak, çöllerde yalnız kalmasın,

Yaşamadan anlayamaz kimse, kalbimin derdini,
Yaşamasın, anlamasın, hiç kimse benim derdimi.

Abbas gibi amcası olan, böyle dövülmez,
Ekber gibi abisi olan, esir edilmez,

Hangi suçtan ötürü dövüldüm, aç, susuzum?
Kimseyi incitmedim, vallahi ben suçsuzum.

Bu kimsesiz kızını terk edip gitme baba,
Bağrı yanık yetimi, gözünden atma baba.

Babacığım, alırdın beni sinen üstüne,
Öpücük kondururdun, iki didem üstüne.

Artık sinene çıkmam, yaralıdır bilirim.
Elimden tutmasan da, ben arkanca gelirim.

----------------------------------------------------------------------------

Hz. Rugayye...

İmam Hüseyin (as)'ın üç dört yaşlarında ve Rugayye isminde küçük bir kızı vardı. Hz. Rugayye Aşura günü babasının ve diğer Kerbela yiğitlerinin şehit edilişinden sonra esirlerle birlikte Şam'a götürüldü. Şam harabelerinde devamlı babasının nerede olduğunu soruyordu. Ona baban yolculuğa çıktı, diyorlardı.

Bir gece babasını rüyasında gördü. Uyanınca şiddetle ağladı ve babasını istedi. Her ne yaptıysalar onu susturamadılar. Rugayye'nin ağlaması orada bulunan esirlerin hepsini etkiledi. Herkes başlarına ve yüzlerine vurarak ağlamaya başladı.

Yezit sesleri duyunca neler olduğunu sordu. Durumu öğrenince İmam Hüseyin'in mübarek başını bir kabın içerisine koydurdu ve Rugayye'ye götürmelerini emretti. Rugayye kabın üstündeki örtüyü kaldırdı ve bu baş kimindir, diye sordu. Babanın başıdır, dediler. Bunu duyan Rugayye babasının başını bağrına basarak "Babacığım seni kim kendi kanına boyadı? Babacığım kim boğazını kesti? Babacığım, kim beni bu yaşta yetim bıraktı?" diya ağıtlar okudu. Rugayye bu sözlerin ardından daha fazla dayanamadı ve orada vefat etti.

Mübarek bedenini oraya defnettiler. Kabri zamanla sevenlerinin ziyaret yeri oldu. Allah'ın sonsuz selamı onun üzerine olsun. (Mealis-Sibteyn, c.2, s.170)

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.