Zeynebiye'de kılınan Cuma namazının ardından ABD'de vizyona giren, İslam'a ve Hz. Muhammed (sav)'e hakaret içeren 'Müslümanların Masumiyeti' isimli film protesto edildi.
Cuma namazının ardından Caferiler, "Kahrolsun ABD, Kahrolsun İsrail, Muhammed'in Ordusu Kafirlerin Korkusu, Şehadet ederiz Muhammed'e Askeriz, Muhammed'e Can Feda" sloganlarıyla İfa Spor Çay Bahçesi'nde toplandılar.
Daha sonra Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz kürsüye davet edildi. Konuşmasında 1,5 milyarlık Muhammed Ümmeti'nin hassasiyetleriyle kimsenin oynamaya kalkmamasını, Muhammed aşıklarının buna müsaade etmeyeceğini belirten Özgündüz, ABD ve İsrail'i kınadı. Özgündüz, bu olayı bir fitne, provokasyon ve bir entrika olarak değerlendirdi.
Özgündüz'ün ardından Dünya Caferi Alimler Birliği (CABİR) Genel Sekreteri ve Güneşli Ehlibeyt Camii İmamı Ş. Musa Ayaztekin, CABİR adına Basın Bildirisini okudu. Kitap Ehli olan tüm inançların "Allah" inancında ortak olduğunu ve birbirinin inaçlarına saygı duymaları gerektiği belirtilen açıklamanın tam metnini sunuyoruz.
Dünya Caferi Alimler Birliği'nden Kamuoyuna:
Bismillahirrahmanirrahim
Velahavle vela guvvete illa billâh
"Fitne çıkarmak katletmekten daha büyük suçtur". "Suçsuz bir cana kıymak tüm dünya İnsanlarının canına kıymış gibidir" "
Ey kitap ehli! Ey Müslümanlar, Ey Kitap ehli Yahudi ve Hıristiyanlar!
Gelin bir kelime üzerinde birleşelim.
Gelin Allah inancında birleşelim. Ona otak koşmayalım. Hiçbir gücü Allah yerine koymayalım.
Gelin inançlarımızı dünya emperyalizminin ve Siyonizm'in emellerine alet etmeyelim.
Gelin tarih boyunca hakka karşı savaşmayı sürdürerek bir birine devreden şer güçlere dur diyelim.
O hak düşmanları, geçmişte Hz. Adem'den, Hz. İbrahim'e, Hz. Musa'dan Hz. İsa'ya ve Hz. Muhammed (sav) kadar düşman kesilen ve düşmanlıklarını Nemrutlar, şeddatlar, Firavunlar olarak sürdürmüş, günümüzde ise kapitalizm ve Siyonizm adı altında devam ettirmektedirler.
Hepinizin bildiği gibi, infialimize konu olan Amerika'nın ve onun gayri meşru çocuğu ve kırmızıçizgisi Siyonist İsrail'in sahnelediği Peygamber efendimiz'e alçakça hakaret eden iğrenç filmidir.
Yine kan dökülmesine sebebiyet veren bu film hiçbir insan, hiçbir vicdan, hiçbir inanç tarafından hoş görülerek kabul edilemez. Böyle bir iğrençlik, ne sanatla, ne özgürlükle, ne de fikir beyanıyla bir ilgisi olamaz.
Gelin peygamberlerimizin mirası olan inançlarımıza saygısızlık edilmesine izin vermeyelim.
Günümüzün Firavunu olan Emperyalist-kapitalist ABD i ve Siyonist İsrail, yaktıkları fitne ateşiyle hem Müslümanların, hem Hıristiyanların hem de Yahudilerin yüreklerini yakmakta.
Ne yazık ki bu fitnelerini insanlık dünyasının içine atmak için, zaman zaman dinler ve zaman zaman da mezhepler arasında, yer yer ırklar arasında fitne ateşi yakarak kendi kirli emellerine ulaşmaya çalışmaktadırlar.
Ancak ABD ve İsrail unutmasın ki onların durmadan benzin döktükleri bu fitne ateşleri kendilerini yakacaktır. Bu kana doymaz vampirler, insanların kulağına hoş gelecek güya insan hakları, eşitlik ve özgürlük gibi iddiaların arkasına sığınarak bunu yapıyorlar. Oysaki günümüz dünyasında en büyük insan hakları ihlalini ABD Emperyalizmi ve onun besleyip büyüttüğü gayri meşru çocuğu Siyonist İsrail yapmaktadır.
ABD ve yandaşları Avrupa, ülkeleri işgal edebiliyor, rejimler değiştirebiliyor, ülkeleri inançsal, etnik ayrımlara göre bölebiliyor, ama ne hikmetse Filistinlileri, inim inim inleyen Gazzelileri, İsrail'in zulüm ve ambargosundan kurtaramıyorlar. Ne hikmetse otuz yıldır Türk milletinin annelerini ağlatan, çocuklarını yetim bırakan ülkemizin sözde müttefiki olan Amerika, bunun önünü alamıyor.
Libya'ya özgürlük getiren Amerika, Suudi Arabistan'a, Bahreyn'e ve Yemen'e, Ürdün'e getiremiyor. Bilakis bu ülkelerde iktidara getirdiği uşaklarıyla işbirliği yaparak, El-Kaide ve Taliban gibi terör odakları üretiyor ve Müslümanları sözüm ona Müslümanlık iddiasında bulunan Vehhabi anlayışıyla vuruyor. Yine bunları kullanarak 11 Eylüller meydana getirip, Ortadoğu'yu ve bütün dünyayı kana buluyor. Emperyalist ABD ve yandaşları sanat ve düşünce özgürlüğü adı altında İslam mukaddesatını ayaklar altına alan Selman Ruştü gibi yazarları ve yine İslam peygamberine hakaret eden Danimarkalı karikatüristleri ve son olarak İsrail fitnesi yüce peygamberimize hakaret filmini himaye ettikleri sürece yaşanan müessif olaylar kaçınılmaz olacaktır.
Dünya Caferi Alimler Birliği olarak, en başta inançlara saldırılıp, onlara hakaret edilmesini ve suçsuz insanların öldürülmesini şiddetle kınarken, tüm dünya insanlarının bu tür fitne ateşlerine karşı müteyakkız olmalarını, hangi dinden olursa olsun, emperyalistlerin ve Siyonistlerin provokasyonlarına gelmemelerini diliyoruz.
İnsanlık vicdanı yeryüzünden zulmün ve fitnenin kalkmasını istemekte ve İmam Mehdi'nin gelmesini beklemektedir.
Mehdi gelecek cihana adalet hâkim olacak ve "Mehdi Gelecek Zulüm Bitecek."
Protesto gösterisinde Caferiler ABD ve İsrail bayraklarının sarıldığı kuklaları tekbir ve salavatlarla ateşe verdi.