Zeynebiye - Ehlibeyt Dünyasının Gündemi | Türkiye Caferileri

Annan Esed Görüşmesinin Ayrıntıları

Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan?ın pazartesi günü gerçekleşen Şam ziyaretinde Suriye Cumhurbaşknı Beşşar Esed?le yaptığı görüşmenin ayrıntıları açıklandı. 

11 Temmuz 2012
Annan Esed Görüşmesinin Ayrıntıları

Fars haber ajansının Lübnanlı kaynaklara dayandırdığı haberine göre Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’le  BM Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan arasında son derece olumlu bir havada gerçekleşen görüşmeye Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Cumhurbaşkanı Siyasi Danışmanı Buseyna Şaban, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad ve BM Gözlemci Heyeti’nin Başkanı General Robert Mood katıldı.

Konuşmaya Annan başladı ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in son dönemde medyaya verdiği röportajlara değinerek “Sayın Cumhurbaşkanı medyada daha fazla gözükmeye başladı” dedi. Esed de “doğru, bunun iki sebebi var. Birincisi ben, önce iş yapıp sonra konuşmayı tercih edenlerdenim. İkincisi ise Birçok gerçeğin gizlendiğini, çarpıtıldığını, tahrif edildiğini görüyorum; bu yüzden konuşmayı görev olarak gördüm” diye cevap verdi. Ardından önceden planlanmış resmi konuşmalara geçildi.

Annan, “Sayın Cumhurbaşkanı, Cenevre konferansından sonra ve 20-21 Temmuz’da Güvenlik Konseyi’ne rapor sunmak için belirlenen süreden birkaç gün önce sizinle görüşmeyi ve neler yaptığımızı ve nelerin yapılması gerektiğini anlatmayı görevim olarak gördüm” dedi.

Annan’ın sözleri son derece açıktı. O, Paris’te “Suriye’nin Dostları” adı altında yapılan ve durumu daha da karmaşık hale getiren Suriye karşıtı toplantıya değinmedi, altı maddelik kendi planına olan bağlılığını vurguladı ve Cenevre toplantısında ortaya çıkan şeyin kendi planı doğrultusunda olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanı kuşkusuz sizin de bildiğiniz gibi Cenevre’de ortaya çıkan sonucun gerçeği Cenevre konferansıyla hiçbir ilgisi olmayan bazı yorum ve değerlendirmelerden tamamen farklıdır.”

Kofi Annan bu sözlerle Amerika ve müttefiklerinin Cenevre Konferansında Beşşar Esed’in çekilmesi sonucunun çıktığı imajını oluşturmak isteyen yorumlarına göndermede bulunmuştu. Halbuki Cenevre konferansının sonuç bildirisinde Beşşar Esed’in konumuna ilişkin herhangi bir şey söylenmeksizin Suriye’de bir ulusal birlik hükümetinin kurulmasından söz edilmişti.

Annan daha sonra sözü Suriye’de sahada olan duruma ve uluslar arası gözlemcilerin bu ülkedeki görevine getirdi, bazı bölgelerde durumun trajik olduğunu ve planının maddelerinin uygulanmasının zaruretini vurguladı.

Esed, Annan’ın söylediklerinin farkında olduğunu ve bildiğini gösteren sözler söyledi. Annan 12 Nisan’dan bugüne kadar attığı adımları ve silahlı gruplarla ateşkesi nasıl sağladığını anlattı.

Daha sonra Beşşar Esed, sahadaki durumla ilgili konuşmaya başladı. Uluslar arası gözlemci heyetinin başkanı Robert Mood, Esed’in söylediklerini onaylar tarzda başını salladı. Annan da Esed’in sözlerini anladığını belirterek çatışmaların Lübnan’ın kuzeyine yayılmaya başladığına değinerek “gelin, yeniden çatışmaları durduracak bir mekanizma oluşturalım. Bu, belirli bir bölgede başlasın daha sonra diğer bölgelerde de uygulansın” dedi.

Esed şöyle dedi: Siz, Suriye hükümetiyle ve resmi yetkilileriyle muhatapsınız. Siz bizimle anlaşmaya vardığınızda biz sorumluyuz ve uygulama konusunda gelip bizimle muhatap olabilirsiniz. Peki diğer tarafta kimle muhatapsınız?”

Bu noktada General Mood müdahale etti ve görevleri süresince bölgedeki silahlı gruplarla ilgili olarak neredeyse kusursuz sayılabilecek bilgi ve istihbarat elde ettiklerini söyledi ve şöyle dedi: “Asıl grubu tanıdık, sorumlularını tanıyoruz. Tek bir komutalarının ve düzenli bir yapılarının olmadığı doğrudur. Hatta karmaşa içerisinde oldukları da... Ama biz temel konuları kavradık, bu yüzden onlarla adım adım ilerleyebiliriz.”

BM yetkilisinin bu sözleri silahlı grupların varlığının itirafıydı ve bu meseleye görüşme sonunda hazırlanan bildiride işaret edildi. Bundan dolayı da Suriyeli muhalifler, Annan-Esed anlaşmasını kabul etmediklerini ve Annan’ın Şam ziyaretine karcı olduklarını açıkladılar.

Annan’ın yanında Robert Mood’a şöyle soruldu: Son dönemde silahlı grupların halkın çatışma bölgelerinden çıkarılmasını nasıl önlediklerini ve silahlarını bırakmak isteyenleri nasıl engellediklerini görmediniz mi? Uluslar arası gözlemciler bunların hepsine tanıklık etti. O halde çatışmaları durdurmayı ve silahlarını bırakmayı şimdi nasıl kabul edebilecekler?”

Her iki BM yetkilisi de bu sözleri reddetmediler; ama Annan ısrar ederek şöyle dedi: “Bütün bunlara rağmen gelin bir kez daha çaba gösterelim. Bizim gözlemcilerimiz, her bölgedeki silahlı gruplarla anlaşma sağlayacak. Buna karşılık sizden anlaşmanın sağlanması için bir iyi niyet adımı istiyoruz. Siz tek taraflı ateşkes adımı atın örneğin, anlaşma sağlanmadan önce 4 saat ateşi kesin ve çatışmayı durdurun.”

Bunun üzerine Suriye tarafı, Kofi Annan’a, Çatışmanın durdurulmasının silahlı gruplara yapılan para ve silah yardımlarının durdurulmasına bağlı olduğunu hatırlattı. Konuşulanları dikkatle dinleyen Annan Suriyelilerin şu sorusuna muhatap oldu: “ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un iki gün önce muhaliflerin silahlandırılmasına ve silahlı gruplardan devlet merkezlerine saldırmasına ilişkin açıklamasıyla ilgili görüşünüz nedir?

Annan birkaç saniye durduktan sonra “Elbette hayır, bu sözler çok tehlikelidir. Ama gelin yeniden çaba gösterelim. Bir mekanizma üzerinde anlaşalım ve onu adım adım uygulayalım” dedi.

Görüşmede tarafların nihai anlaşma sağlanması durumunda sahadaki durumla ilgili iki haftada bir rapor sunması kararlaştırıldı.

Annan daha sonra meseleyi siyasi sürece ve ulusal diyaloga getirdi. Tereddütlü bir üslupla “Eğer güvenlik maddelerini uygulayıp siyasi diyalog aşamasına varırsak siz, muhaliflerle görüşecek bir temsilci tayin edebilir misiniz?” diye sordu.

Esed, gülerek hemen cevap verdi: “Siz sormadan önce biz onu tayin etmiştik. Yeni hükümet kurulduktan sonra biz bir kişiyi bu konuyla ilgili görevlendirdik. O, bu süreçte sizin nezdinizde bizim temsilcimiz olacak. Bu kişi ulusal uzlaşmadan sorumlu bakan Dr. Ali Haydar’dır.”

Annan, Ali Haydar’ı sorunca, Beşşar Esed, onun seçilmesiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı: “Onu seçmemizin birinci sebebi onun hükümet yanlısı değil bir muhalif olmasıdır. İkinci olarak o, Suriye’de de dışarıda da dürüstlüğü ile bilinen bir partinin lideridir. Üçüncüsü o, yaşanan kanlı olaylardan zarar görmüş biridir. Onun oğlu silahlı gruplar tarafından öldürüldü, buna rağmen kendisi ulusal çıkarlardan dolayı bu görevi kabul etti.”

Annan, bu gerekçeleri dinledikten sonra “Ama biz, sürekli olarak sizinle temas halinde olabilmemiz için bu kişinin sizin yakınlarınızdan bir olmasını tercih ederdik” dedi.

Esed, yine gülerek, “Ben ve Dr. Ali Haydar, tıp fakültesinde aynı sırada otururduk bundan daha yakın başka birini tanıyor musunuz” deyince salondaki herkes güldü.

Esed, şöyle devam etti: “Bununla birlikte sorunun bizde olmadığını, sizde ve karşı tarafta olduğunu düşünüyorum. Siz muhalifleri temsil edecek bir kişi bulabilir misiniz?” bunun üzerine Annan gülmesini engelleyemedi ve Esed’i teyit ederek “Bu sorunu çok iyi anlıyoruz. Muhalifleri Kahire’de gördük” dedi.

Annan, “Dostlar” toplantısı öncesinde Arap Birliği’nin girişimi ile Kahire’de yapılan ve muhaliflerin kavga ettiği toplantıya işaret etmişti.

Resmi görüşmeler bitmişti, Annan ayağa kalkmaya niyetlenirken, Esed’e “Bunalımın daha ne kadar devam edeceğiniz düşünüyorsunuz?” diye sordu.

Esed bir ülkenin adını verdi ve “... onları mali açıdan desteklemeyi sürdürdüğü sürece...” dedi. Bu cevap Annan için sürpriz olmamıştı. Esed’e yeniden “Bütün bu desteklerin arkasında ....ın olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diye sordu.  Esed, “Hatta bölgedeki birçok meselenin arkasında onlar var. Onlar bugün ve gelecekte Arap dünyasının liderliğini yapabileceklerini sanıyorlar” dedi.

Bu cevap üzerine Annan’ın “Ama öyle gözüküyor ki bu arzularını gerçekleştirebilecekleri nüfusa sahip değiller” sözü salondaki herkesi yeniden güldürdü.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.